Adresim oldun benim.

Start from the beginning
                                    

"Güzel. Kim hakkında konuşalım,Victor Hugo?"

Omzumu silkerek ona doğru gülümsedim. "Bana uyar."

Dudakları kıvrılırken elleri kirli sakalında dolandı. Munzur bir bakış atarak bana döndü. "Bir sözü var. Kadını güzel yapan Tanrı,sevimli yapan şeytandır diye. Ne doğru söylemiş."

"Öyleyiz be sarışın."

"Ah siz bayanlar..."

"Bayan değil oğlum,kadın!"

Gözlerini devirerek önüne döndü,kıvrılan dudakları tekrar eski yerine dönerken konuştu.

"Hadi Kath,anlat biraz."

"Sen sor o zaman," dedim bıkkın bir nefes vererek.

"Okuyor musun?"

"Psikoloji okuyordum. Son yıl gidemedim,bitiremedim."

"Neden?"

Gülümsedim. "Başka soru sarışın?"

"Kiminle yaşıyorsun? Yani bu gece seni eve gitmekten alıkoyan kim?"

"Kuzenimle yaşıyorum. Savaş."

Tereddüt ederek sordu. "Ailen?"

"Yoklar. Savaş'ın ailesiyle aynı zamanda kaza geçirdiler."

"Özür dilerim,hatırlatmak istemedim."

Kafamı salladım.

"Peki neden son yıl gitmedin okula?"

İşte anlatmaktan korktuğum olaya yol açan sorulardan biriydi,bir kaçış yolu ararcasına beynim hızla düşünce yollarına daldı.

"Pek konuşmak istediğim bir şey değil bu," dedim gözlerimi kaçırarak. Koltukta iyice bana döndü. O kadar uzun süre baktı ki gözlerimi ona çevirmekten alıkoyamadım kendimi. Masum bir şekilde bana bakıyordu,gözlerine baktığımda sebepsizce güvende hissediyordum kendimi ve bu çok yanlıştı.

"Ben seni hiç tanımadan,aşık olduğum insanı anlattım. Güvendim ben sana."

"Yanlış," dedim ona dönerken. "Senin bana onu anlatma sebebin bana güvenmen değil."

"Ne peki?"

"Kaybedecek bir şeyin yok."

Göz göze geldiğimizde bir süre ifadesiz bir şekilde bana baktı,ardından gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeyle bakışlarını yere indirdi.

"Doğrudur," diye mırıldandı. Sonra da meydan okuyan gözlerini bana çevirdi. "Peki senin kaybedecek bir şeyin var mı?"

Konuşturacaktı,onu daha iki gündür tanıyordum ama anlamıştım. Bu gece ona anlatacaktım,belki de hiç tanımadığım bir adama tüm savunmasız yanımı açacaktım.

"Neden merak ediyorsun?"

"Seni tanımak istiyorum."

"Beni tanımak istemezsin Ali."

Gülümsedi. "Ne istediğimi asla bilemezsin Selin."

Ona döndüm. Bakışları yumuşaktı. Anlatmak istedim o an ona,bazı şeyleri sizi tanımayan insanlara anlatmak daha kolaydı. Sizi yargılamazlardı,sadece dinlerlerdi. Benim de buna ihtiyacım vardı belki.

"Bu gece söylediklerim,burada kalacak." Kafasını onaylar biçimde sallarken gülümsedi.

"Dudaklarımızdan çıkan kelimeler sadece ikimizin arasında kalacak Selin."

Ay IşığıWhere stories live. Discover now