*8*-Cenk ile bir gece-

ابدأ من البداية
                                    

Ben hayran hayran genç kadına bakarken Cenk elini elimin üzerine koyarak

"Ne alacağını sordu hanımefendi." dedi. Resmen mala bağlamışım kadını duymadım bile.

"Haa." diyerek önümdeki menüye döndüm. Anasını satayım ne tür bir kafede fiyat listesi yazmaz. Sanırım zenginlerin takıldığı bir mekan. Neden burayı daha önce duymadığımı şimdi anlıyorum. Demek benim yarim zengin. O zaman donattır kızım masayı..!! Ihım.. Sen yine de abartma da İris çocuk seni öküz sanmasın ilk buluşmadan.

"Ben bir kola alabilirim." Cenk hafifçe gülümsedi ve,

"Yiyecek olarak ne istersin. Buranın et soteleri müthiştir." ah yavrum ya ben et yemem ki.

"Ben vejetaryanım. Et yemiyorum." hafifçe gülümserken neden et yemiyorum gibi bir açıklama yaptığımı düşünmeye başladım. Salak mı bu çocuk vejetaryanın ne olduğunu bilmiyor mu?

"Aaa öyle mi? Öyleyse salatalara göz gezdirmeni tavsiye ederim."

"Pekala. Imm ben bir cibez salatası alayım." kadın not alırken bu salatanı nasıl bir şey olduğunu düşünmeden edemiyordum. Benim bildiğim salata salatalık ve domatezden oluşur yani de şu an çoban salatası istediğimi düşünsenize. Ne kroca olurdu. Bu salatanın da fotoğrafı hoşuma gitmişti sadece. Cenk et sote söyledikten sonra fiziği de kendi kadar güzel olan garsonumuz uzaklaştı. Garsonun gitmesiyle Cenk bana döndü ve yüzüme bakmaya başladı. Bir şey söylememi mi bekliyor sizce? İyi de ne konuşacağım ki? Yani karşımda arkadaşım olarak gördüğüm biri olsa boş boş konuşurdum ama Cenk varken ne söyleyeceğimi düşünmek zorunda kalıyorum.

"Gözlerin gerçekten çok güzel." off!! Geri zekalı nefret ediyorum iltifat almaktan. Evet gözlerimin çok güzel olduğunu biliyorum sürekli söylenen bir şey zaten. Şimdi bir de utanma tribine gir işin yoksa.

"Öyle mi gerçekten? Çok teşekkür ederim."

"En az senin kadar güzeller." Ah canım ya biliyorum biliyorum ama şey biraz basenden genişledim sanki onu eritmem lazım yan... Ne diyorsun İris. Karşında Dilan yok. Sadece teşekkür et. Çenene hakim ol lütfen..!!

"Teşekkür ederim."

"Dışarı oturmak ister misin?"

"Olur bana fark etmez."

"Peki öyleyse." Garsona eliyle dışarıyı işaret edip belimden tuttu. Ben önden o arkadan bahçeye doğru yürüdük. Herkes içeride oturuyordu. Bahçede yalnızca biz ve bir çift daha vardı. Köşeye bir yere oturduk. Bu sefer yan yana oturuyorduk. Kolunu koltuğun üzerine koydu. Oradan omuzuma ineceğini düşünüyorum. Bakalım ne zaman cesaret edecek.Yemekler gelene kadar konuşmadık sadece oturduk. Yemekler geldiğinde ne kadar aç olduğumu düşünüp tabağa dalmak üzereydim ki konuşmasa da yanımda Cenk'in olduğunu hatırladım. Gayet kibar bir şekilde daha önce yemediğim şu salatadan bir çatal aldım.

Beynimi sikeyim beynimi. Şimdi buraya kusacağım. Salata mı lan bu? İçine ne koymuşlar bunun. Ağzımdakini zorla miğdeme ittirirken iyi görünme çabam pek işe yarıyor gibi değildi.

"Nasıl? Beğendin mi salatayı?" yaa evet bayıldım ağzıma aldığım parçayı dışarı çıkarmamak için kendimi zor tutuyorum evet tam anlamıyla bayıldım..!!

"Imm.-yutkunmaya çabalıyordum.- Immhmmm. -şu iğrenç şeyi hala yutamadım.- I-ıııı öğğ." artık yutmama gerek kalmamıştı. Ağzımda ki salata ve bu gün miğdeme girmiş her şey masanın üzerinde duruyordu. Cenk'in suratına bakamadım. Sanırım birazdan kalkıp gidecek. Yani ben öyle yapardım. Hesabı ödese bari. Of ne düşünüyorum ben..!! Duyduğum kahkaha sesi beni düşüncelerimden arındırdığında Cenk bir peçeteyle üzerine sıçramış kusmukları temizlemeye çalışıyordu. 

"Özür dilerim. Miğdeme sokmak için gerçekten çok çabaladım." çok mahçup bir ses kullandığımdan eminim. Bir daha benimle görüşmek istemeyeceğinden de eminim. Sürekli gerçekten çok özür dilerim derken bir peçete almış kusmuğumu temizlemeye çabalıyordum ki hafif bir kahkaha atıp ellerimi tuttu. 

"Senden özür dilemeni istediğimi hatırlamıyorum. Özür dilemene gerek yok. O salatayı ilk yediğimde garsonun üzerine kusmuştum." artık ikimizde kahkaha atıyoruz. Lan pezevenk niye baştan söylemiyorsuno zaman. Bileğimi tutup yalnızca "gel" dedi. E ben de  ister istemez peşinden gittim tabi. İster istemez mi? İstemez olur muyum koşa koşa gittim. Kasiyer yediklerimizin onlardan olduğunu söylediğinde şaşırdım denebilir ama sonuna Cenk Bey eklediğinde resmen şoka uğradım. Olum adamdaki havaya bak. Onun yanındaki kız da benim. Yani biraz önce masaya kusmamı saymazsak çok havalı göründüğümüze eminim.

Beni yine nereye götürdüğü hakkında bir fikrim yok. Arabaya bindik ve ilerliyoruz. Yol boyunca bana sorduğu tek soru ne kadar vaktimin olduğuydu. Ben ise vakitin sorun olmadığını söyledim. Babam Dilan'larda kalacağım diye biliyor. Çok geç bir vakitte dönmem gerekirse de Melih'e geçerim zaten. Ahanda yine döndük toprak bir yola. Bu çocuk bu gün beni sikecek de saatini bilmiyorum. Bir göl kenarında durduk.

Gölü gördüğümde tek merak ettiğim doğal mı yoksa yapay mı olduğuydu. Cidden pisikolojik sorunlar yaşadığımı düşünmeye başlıyorum. Yani şu halime bakın krolukta sınır tanımıyorum. Göl bisikletlerinin olduğu yere doğru yürüdük. Soru sormama izin vermeden elimi tuttu ve binmeme yardım etti. Ahh..!! Sanırım aşık oluyorum. Pedalları tabiki ben çevirmedim. Altımda elbise var yani lütfen.. Gölün ortasında durduğumuzda üşüdüğümü bile söylemeden çıkartıp ceketini omuzuma koydu ve ardından ekledi.

"Erkeklerde kız tavlamak için ceket vermek klasik olmuş bir şey farkındayım ama unutmamak gerek bizim vücut ısımız sizinkinden daha yüksek." annem unuturmuyum..!! Gel vücudunla ısıt beni. Sar beni sarmala beni yiğidim..!! Ay kendimden geçtim. Bir tepki vermeliyim.

"Yoo öyle düşünmedim. Teşekkür ederim." Tabiki beni tavlamak için yapıyorsun pezevenk. Yiyosa başka sebepleri olsun. Hadi bakalım hodri meydan.

"Yani eğer istersen öyle de düşünebilirsin tabi." Oha resmen yavşadı abi bildiğin yavşadı yani. Ayrıca öyle düşünüyorum zaten zorlama istersen..

"Düşünmeli miyim?" Bu nedir ya iyice çekingen tripci karı kıza döndüm. Şimdi tek omuzumu öne atıp sırıtırımda ben. Yaparım lan valla bak yaparım. Yapıcam lan! Atarlandım.

"Neden olmasın?" bunun soru cevap olması gerekmiyormuydu? Ne böyle soru soru.

"Hmm peki o zaman." hmm pekiymiş şimdi de hmm ok de bari de tam olsun İris. Bir çocuğu ayarlamayı beceremedin İris ah İris vah İris..

"Eğer hala üşüyorsan sarılada biliriz." aheyn aheyn tey tey tey... Lelelelele...!! İçimde düğün havası kafamda bayram oh oh miss..

"Şu dakikada üşümüyorsam bile üşüme kararı aldım." Hay sikiyim..!! Bunu içimden düşünmem gerekiyordu..!!

"Haha! Demek öyle. Buyrun o zaman bayan şöyle yanıma doğru." Kolunu çoktan kaldırmıştı. Direk yanına sokuldum. Burada uyumak istiyorum ama korkularım da var tabi. Hayır hayır saçmalamayın çocuğun bana tecavüz etmesinden korkmuyorum tabi ki. Ya uyurken osurursam? Yani korkumun sebebi tamamıyla bu.

Kolunun altına girmiş başımı göğsüne dayamışken zamanın nasıl geçtiğini pek anlamadım diyebilirim. Gözlerimi kapattığımda orada uykuya dalmışım. Uykuya dalmışım.. Sikerim ha bunlar da rüya çıkarsa sikerim böyle aşkın ızdırabını. Uyanmaya korkuyorum...

BENİM HİKAYEMحيث تعيش القصص. اكتشف الآن