*8*-Cenk ile bir gece-

120 2 0
                                    

Uzun sarı saçlarımın buklelerini ellerimle düzelttikten sonra iyi göründüğümü düşünüyordum. Bu geceki buluşma gerçekten heyecan verici bir buluşma olacak. 9.sınıfın başından beri kestiğim çocuk Cenk benimle bu gece buluşacak. İşleri batırmamalıyım. Elime bir fırsat geçti ve ben bunu çok iyi değerlendirmek zorundayım. Geç mi kalmalıyım? Yoksa erkenden orada mı olsam? Yok ama erken gidersem hevesli olduğumu falan düşünebilir. Geç kalırsam da umursamadığımı düşünür. Ben en iyisi dakik olayım. Anam!! 5 dakika kalmış ne dakikliği. Of keşke evin önünden aldırsaydım kendimi. Çıkar topukluları koş İris koş kızım. Tabana kuvvet bu saatte otobüsler yarım saatte bir geliyor. En azından hava iyi yani. Dilan koşarken deve kuşuna benzediğimi söylemişti bu yüzden okulun yakınında durdum, topuklularımı giydim, üstümü başımı düzeltim seksi seksi yürümeye başladım. En azından ben öyle düşünüyordum. Aslında bu topukluların üzerinde tek düşündüğüm şey yere yapışmamak. Bu haldeyken ne kadar seksi olabilirim siz düşünün. Aaa inanmıyorum benden önce gitmiş. Şu an burada sevinç dansı yapabilirim. Oha oha!! Tabi senden önce gider 10 dakika geç kalmışsın. 

"Beklettim mi?" hafifçe gülümsedi. Şimdi kendimi kollarına atacağım.

"Bir yarım saat kadar bekledim ama sorun değil." oha lan nasıl yarım saat. Bu da iyi sallıyor ha.

"Sadece 10 dakika geç kalmıştım oysaki." bu çocuğa söylenir mi ya? Senden adam olmıycak İris.

"Tam olarak 33 dakika geç kaldın." kolundaki saate göre öyleydi evet. Bence saati yanlış.

"Ciddi misin? Saatim mi yanlış yoksa? Belki de seninki yanlıştır." ağzını yzünü kıracağım İris. Of İris salak İris. Kafanı gözünü yaracağım İris.

"Her neyse önemli değil. Ben seni bekleyebilirim." ahanda geldi seksi bakış. Beni beklermiş. Salak madem beklersin ne dakika muhabbeti yapıyorsun o zaman. Dingil ya.

"Öyle mi?"

"Kesinlikle.. Arabam şurada." elini bel boşluğuma yerleştirdiği dakika aklıma diskodaki hayallerim geldi. Ay çok utandım.

Arabaya doğru yürüdük. Centilmen beyefendi kapımı açtı ve gülümsedi. Ağzını dişini yüzünü çükünü yerim..!!!! Arabayı öyle seksi kullanıyorduki bütün yol boyunca hayran hayran onu izledim. Hayranlığımın yüzümden bu kadar belli olacağını düşünmemiştim açıkçası. Bana dönüp sırıttı ve:

"Bir problem mi var?" işte bu an rezil olduğum an. Kendimi toparlayıp önüme dönerken,

"Hi-hiç. Yani yok bir şey." Hafifçe gülümsedi. Tekrar.

"Peki öyleyse sevindim." bende sevindim kuzuumm.. Nereye götürüyor lan bu beni. Ormanlık bir yola döndük ama hayırlısı bakalım. Aman be en fazla siker çocuk onu zaten rüyamda da yaptık.

"Nereye gidiyoruz?"

"Sürpriz." Ağzına bir tane patlatıcam ne sürprizi kalacak ne şirinliği. Beynini siktiğimin dingili. Bir de uzatıyor o sürprizi. Aşkım ya çok tatlı gülümsüyor ama.

Kulube gibi bir yerde durduğumuzda aha dedim beni eve atacak burada sikecek. Kaçar yolu yok. Bu çocuk bu işi bu gün görecek. Neyse yavrum tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın. Biz de öyle yaparız. Kulübenin önünde durduğumuzda içeriden gelen sesleri ve kapıda ki hafif ışıklandırmayı fark edince beni evine getirdiğini düşünmüştüm. Kapımı hafifçe açtı elini önüme doğru uzattı ve "Bana eşlik eder misiniz hanım efendi?" diye sordu. Sen iste ben sana eşlik ederim beşlik ederim ellibeşlik bile ederim anam..!! Ne saçmalıyorum lan ben. Bir sakin İris, bir yavaş kızım.

"Elbette." diyerekk elini tutup arabadan çıktım. Daha sonra koluna girdim ve ilerlemeye başladık. Kulübenin kapısına geldiğimizde kapıyı çalmadan içeri dalınca buranın ev olmadığını fark ettim. İnanılmaz derecede güzel bir kafeydi burası. Dışarıda ön tarafta cılız bir ışıklandırmanın olması beni gerçekten yanıltmıştı. İçeride her köşeye konmuş ahşap gece lambaları, kafeye loş bir ışık veriyordu. Bu detay buraya fazlasıyla romantiklik katmıştı diyebilirim. Kafenin tam ortasında kuş motivli kocaman bir avize vardı fakat sadece 3 lamba yanıyordu. Böylece ortam ne çok karanlık ne de aydınlık oluyordu. Koltuklar eski dönemlerden kalma gibi oyulmuştu. Buraya girdiğim anda kendimi bir leydi gibi hissettim diyebilirim. İleri de küçük bir cam kapı vardı ve orası bahçeye çıkıyordu. Bahçeye doğru ilerlediğimizde buranın tam tersi bir dekorasyonla karşılaştık. Eskitmeli koltuklar yerine modern bir dekorasyonu vardı fakat burasıda içerisi kadar romantik görünüyordu. Biz içeriye oturduk. Bir garson masamıza geldi. Çok genç ve güzel bir kadındı. Kısa siyah saçları açık yeşil gözlerini ortaya çıkarmıştı. Yüz kemikleri belirgindi ve her gülümseyişinde gamzeleri ortaya çıkıyordu. Açıkçası ben Cenk yerinde olsam beni bırakır bu karıya yavşardım. Ne bileyim peçeteye numarasını falan yazabilir mesela. Ne diyorum ben ya. Yine başladım saçmalamaya..

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin