❆ Tehtit ❆ #Wattys2016 [Ara Verildi]

❆ 16. Bölüm ❆

Sevdiği kız gözlerinin önünde ölümle yaşam arasında bir mücadele verirken elinden hiçbir şey gelmediği için kendini yiyip bitiriyordu.

Neden uyanmıyordu? Neden bir türlü bitmiyordu bu işkence? Semum beklemekten yorulmuştu. Her şey ona sorduğu bir soruyla başlamıştı. 'Bana başka yalan söyledin mi?' Söylemişti, onu her şeyden uzak tutmaya çalışmıştı ama başaramamıştı. Ve şimdi burada öylece durmuş uyanmasını bekliyordu.

Çaresizce Semius'a baktı. Semius ona baktığını fark edince ''O çok güçlü bir kız evlat. İnan bana çok güçlü.'' Umarım öyle olurdu. Umarım bunu atlatabilirdi.

Perseus sinirlenmişti. Ona sen aşağılıksın demiştim. ''Ona mı inanıyorsun Nemesis? Peki, ben yalan söyledim kandırdım, peki o, Semius? Sana yalan söylemedi mi sanıyorsun?''

''Kes artık! Senin yalanlarınla vakit kaybedemem!'' Semius dedeye döndüm. ''Semius dede, neler oluyor burada? Neredeyiz? Semum nerede?'' Semius dede sırtımı sıvazlarken ''Burası sınav yerin kızım. İleride çok önemli bir karar vereceksin. Bunun için yeterince güçlü olup olmadığın ve hangi tarafı seçeceğin ölçülüyor.''

Kafam allak bullak olmuştu. ''Peki ben? Ben tam olarak neyim? İnsan mı melek mi?'' Gülümsedi. ''Yarı meleksin. Henüz özelliklerin ortaya çıkmadı, tarafını seçtiğinde her şey tam anlamıyla yerine oturacak.''

''Ne tarafı? Hem neden bir taraf seçmek zorundayım?'' ''Sana Algos ve Nemesis'in hikayesini anlatırken bir çocuğun doğduğunu ve bu çocuğun yaşlı bilge tarafından kaderi okunduğunda iyi ya da kötü melekler arasındaki seçimi yapması gerektiğini söylemiştim hatırlıyor musun kızım?''

Haklıydı. Bütün seçenekler benim o bebek olduğumu gösteriyordu. Gördüklerim, yaşadıklarım. ''Bu seçime göre dost ve düşman kazanacaksın. Hangi tarafı seçersen o taraf azaptan kurtulacak.'' Şaşırmıştım. ''Ne azabı?'' Burukça gülümsedi. ''Annen ve baban, yani Nemesis ve Algos kurallara karşı gelmişti. Yani Nemesis'in insan soylu olması. Bir melekle insanın beraber olması yasaktı. İnsanların melekler hakkında bilgi sahibi olmaması gerekiyordu. Bu yüzden tüm melekler cezalandırıldı. Ve böylece hepimiz işkenceye tabii tutulduk. Senin yanına on yedi yaşında geldik. Çünkü bu yaşta her şeyi öğrenmen gerekiyordu, yavaş yavaş. On yedi yaşın öğrenme, on sekiz ise karar verme yaşın olarak kabul edilecekti. Seni bu duruma hazırlaması için görevlendirilen melek Semum'du. Fakat yapmadı, seni uzaklaştırmak istedi. Korumak. Sana söylediği yalanların hepsi bundandı. Senden gitmeni istemesinin. Ama aslında seni yine de takip ediyordu. Senin koruyucu meleğindi çünkü o. Ve biliyor musun?'' Gözünü kırptı. ''Seni deliler gibi seviyor. Algos'un Nemesis'i sevdiği gibi. ''

Bu itiraf karşısında şok olmuştum. Semum? Beni? Seviyordu? Bana karşı tutkulu davranışları, birbirimize baktığımızda bile oluşan o çekim, yaşadıklarımız... Gülümsedim. ''Ve bir şey daha. O hikayedeki yaşlı bilge bendim, Eris'in ağbisi yani Nemesis'i –anneni- öldürmek isterken aşık olan melek de Perseus. Sana karşı olan nefreti, kini, öfkesi ise annene çok benzemen. Herakles de Perseus'un takımından fakat onun sana zarar vermeyeceğini biliyorum, çünkü tıpkı Perseus gibi o da seni öldürmek isterken aşık oldu.''