❆ 10. Bölüm ❆

64 24 0
                                    


Hislerinizin yoğunluğu ve aynı zamanda bilinmezliği altında ezildiğiniz oluyor muydu hiç? Şu an öyle hissediyordum işte. Sadece beni ezen bir yoğunluk vardı o kadar. Duygularıma tercüman olmuyordu kelimeler.

Semum yanıma gelip bana destek olmaya çalışıyordu ama ben onu dinlemiyordum. Az önce bir delinin uydurduğunu sandığım cümlelerin doğru olduğunu öğreniyordum.

Bu nasıl kolay bir şey olabilirdi ki? Ellerini sertçe ittim kollarımın üzerinden. ''Git!'' Afalladı. ''Sağır mısın? Duymuyor musun? Git dedim!'' diye bağırdım. Başını iki yana salladı.

''Seni bu halde bırakm...'' Elimi havaya kaldırdım. ''Kes sesini. Yeter artık! Önce beni yarı yola getirip bırakan kişi şimdi de beni bırakamayacağını mı söylüyor? Ciddi misin sen? Sana GİT dedim!''

Deli gibi bağırıyordum. Haklıydım. Her zaman yenik olmaktan bıkmıştım. ''Bana uzak bir yer bul demiştin buldum. Hala benden ne istiyorsun!'' Ayağa kalktı. Bana doğru bir adım attığında bende geriye doğru bir adım attım.

Elini havaya kaldırdı teslim olur gibi. ''Tamam gidiyorum.'' dedi ve gitti. Başka ne yapacaktı ki? Sanki hiç bırakmamıştı beni. O an aklıma gelenler tüm kanımın çekilmesine neden oldu.

Neden ona inanmıştım ki? Onun da yalan söyleyebileceğini neden hiç düşünememiştim? Ona yaptıklarından sonra bile hala güvenebiliyor muydum sahiden? Ne zaman bu kadar aptallaşmıştım?

Saat iyice geç olmuştu. Uyumam gerektiğini biliyordum ama uyuyamıyordum. Çünkü yine o duygu yeniden kendini göstermişti. O güç, yoğun güç. Ayağı kalkıp aşağı indim. Kapıyı yavaşça açtım. Hiç kimse yoktu.

Dışarı çıktım. Daha dikkatli baksam da hiç kimse yok gibi görünüyordu. O halde neden böyle tuhaf bir güç dalgası hissediyordum? Bir anda başımı yukarı kaldırma ihtiyacı hissettim.

Olamaz! Bu? Nasıl? Hayır! ''Sen ne yaptığını sanıyorsun orada?'' Semum ilerideki bir evin çatısındaydı. Gülme ihtiyacımı bastırmaya çalışıyordum. Bir anda aşağı indi.

''Ne yapıyorsun orada dedim!'' Gülmemem gerekliydi, ama bu çok zordu. ''Ben... Ben oraya taşındım.'' Şaka yapıyor olmalıydı! Kaşlarımı kaldırdım. ''Evin çatıya mı inşa edilmiş yoksa?''

Alaycıl sözlerim yüzünü buruşturmasıyla sonuçlandı. Mutluluğum artarken ''Çatıdaki bir sorun yüzünden evde bazı aksaklıklar oldu.'' Ne gibi sorun demek istesem de demedim.

''Evini buradan hatta tam benim evimin karşısından seçme nedenini sorabilir miyim peki?'' Sert sesimden ben bile korkmuştum. ''Öyle denk geldi. Arkadaşım buradan almış evi.''

''Arkadaşınla kalacaksın yani?'' Nasıl bir arkadaş diye sormadım tabi ki. ''Evet.'' dedi düz bir sesle. Bir kız geldi o anda. Sarı saçlıydı. Gözleri maviydi. Semum'a karşı baktığında coşkun bir deniz gibi dalgalanan gözler bana döndüğünde buz mavisi olmuştu, oldukça soğuktu.

''Evimizi gördün mü?'' dedi Semum'a biraz daha sokularak. Sesindeki tını her ne kadar onu öldürmemi isteyen tarafımı tetiklese de o isteği hemen geri çevirmeyi başarabilmiştim.

Bananeydi ki hem ondan? Semum hiçbir şey söylemeden öylece bana bakıyordu. Kız da bana dönmüştü bu sefer. ''Sen Nemesis'sin öyle değil mi?'' Gözlerinde oluşan buzlar bir anda kırılmıştı sanki. Parça parça olmuş, dağılmıştı.

''E, hayır ben Esila.'' Başını salladı. ''Yani, evet öyle. Memnun oldum. Ben İris.'' Başımı salladım ben de. ''Bende memnun oldum.'' ''Helen'in en yakın arkadaşı.'' dedi kendine bir hatırlatmada bulunur gibi.

❆  Tehtit ❆     #Wattys2016 [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin