Sinirden soluyarak konuşmaya devam ettim.

''Beni nereye bırakacaksın? Güvenli olduğundan emin misin? Ya beni kaçırdığın yerden daha tehlikeliyse?''

Sorularıma bu kez sırayla cevap veriyordu.

Hızıma yetişemese de..

''Gidince görürsün. Kısmen.Ah!Emin olamıyorum.''

''Lütfen bırak kalayım,Rain.''dedim ince bir sesle.

''Lanet olsun,buna pişman olacağım.''

Bir an geri döneceğimizi sandıysam bile öyle değildi. Yumuşak bir iniş yaptı ve benim de yere basabilmem için hafifçe eğildi.

Onu iterek kendimden uzaklaştırdım.

''Sözlerimin senin için biraz bile değeri yok mu?''dedim gözlerimi kısarak.

Dişlerini sıkarak birkaç saniye sustu.

''Senin kadar değil.''

Ardından kolumdan yakaladı ve bu sefer de önümüzdeki apartman girişine sürükledi.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Çaresizce omuzlarımın düşmesine izin verdim. Lanet olsun. İstediği gibi olsundu.

''Beni evime götür,Rain.''dedim,pes etmişlik sesime yansırken.

''Oraya gittiğinde kimseyi bulamayacaksın.''

''Ne?''dedim,yüzümü buruştururken.

''Aileni birkaç kişiyle büyük babanın yanına gönderdim.''

Ve benim haberim dahi yoktu.

Kavgaya devam edecek gücü kendimce bulamadım. Dudaklarımın tatsızca kıvrılmasına izin verdim.

''Harika.''diye mırıldandım ellerimi iki yana açarken.

Her zamanki Rain davranışlarıydı.

''Neydi bunun numarası..''diye söylenirken dikkatle yüzünü inceledim.

''Kimin?''dedim huysuzca.

Gardiyanımın ismini öğrenebilirdim. Eğer lütfederse.

''Söyleyemem.''diye mırıldandı.

Kaşlarımı çattım ve birazda alayla konuştum.

''Zaten birazdan öğreneceğim,Rain.''

Oysa kaşlarını kaldırdı ve iç geçirdi.

''Evet,biraz daha vaktim var. Hala koşup kaçabilirsin.''

Gözlerimi devirdim. Sanki yakalayamazmış gibi.

Sonraysa Rain'i kuşkuyla süzdüm. Kalbim bu kez sinirden değil , endişeyle hızlanmaya başladı.

''O,kim Rain? Neden kaçacağım?''diye sordum.

''Siktir et.''diyip zilleri süzmeyi bıraktı ve beni bir anda kucakladı.

Çığlığımı son anda bastırıp kollarımı boynuna doladım.

Bu sefer binaya paralel bir şekilde yukarı doğru gidiyorduk.

''Beni korkutuyorsun,Rain. Başka bir yere gidelim.''diye saçmalamaya başladım.

Gözlerimi acıtan rüzgara karşı kıstım.

Bir pencerenin önünde durduktan sonra tekrar iç geçirdi.

''Bu her kimse belki de uyuyordur. Saat çok geç.''diye bir fikir attım.

Oysa rahat bir tavırla dudak büktü.

Sıcak KanatlarWo Geschichten leben. Entdecke jetzt