34. Bölüm Part 1: Değişim

2.3K 293 91
                                    

Eski deney binasına geldiğimizde saat geceyarısını geçeli çok olmuştu. İlk geldiğimiz zamankinden tamamen farklı bir şekilde hızla en aşağı kata indik. Aramızda herhangi bir konuşma geçmedi. Bir bakışma dahi olmadı. Ta ki, asıl olaya girene kadar. Myungsoo elinde anahatarlarla önümüzdeki koca kapıyı açmak için atak yaptığında, emin olamayarak tekrar geriye çekildi. Bu noktada bakışlarımız bir an için buluştu. Buradaki ilk anımı hatırlıyordum. Meraklı ve tedirgindim. Myungsoo bana asıl kimliğini yeni açıklamak üzereydi. Ve içeriye girdiğimde de duygularıma eklenen hisler hâlâ aklımdaydı. Korkum yerini dehşete bırakmıştı. Düşünemez hale gelmiştim. Kaçmak istemiştim. Şimdi ise durum tamamen farklıydı. Aylar önce ilk kez geldiğim ve kaçmak istediğim bu yere, bu gece kendi isteğimle gelmiştim. Ve artık içimde en ufak bir korku dahi yoktu. Aylar önceki benden tamamen farklıydım ve içimde tereddüde yer yoktu.

"Bu ikimiz için de zor olacak Baek." Myungsoo kararsızlık içinde bana döndü. "Acı verici olacak. İkimiz için de bazı istenmeyen anıları canlandırılabilir. Özellikle benim için."

"Sana her şeyin başında bunu atlatman için yardım edeceğime söz vermiştim." Sakince mırıldandım. "Bu hâlâ geçerli. Ama sen de bana yardım etmelisin Myung." Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. "Bu senden isteyeceğim tek şey olacak."

"Yani tamamen eminsin ve içimdeki canavarı çıkarmam falan senin için sorun olmayacak?" Elindeki anahtarları sallarken hızla sordu.

Kafamı salladım. "Tek bir tereddüdüm dahi yok." Nefesimi dudaklarımın arasından verdim. "Yapalım şu işi."

Myungsoo cevap vermeden arkasına döndü. Büyük anahtarlar kapının deliğine girdi ve birkaç sert çevirişin ardından gürültüyle açıldı. Myungsoo önden içeriye girip ışıkları yakarken onu takip ettim. İlk geldiğimin aksine değişen şeyler vardı ve bunlardan biri de ışıklandırma sistemiydi. Loş ışıkların yerini büyük florasan lambalar almıştı ve büyük alan çok iyi aydınlanıyordu. Paslı olan her şey gitmiş, yerine yenileri gelmişti, ameliyat masası ve dikenli sandalye dahil. Bir de ek olarak başka tekli bir uzanma koltuğu vardı, üstünde koltuğu aydınlatacak ayrı bir lamba asılıydı. Ben etrafı incelerken, Myungsoo aletleri tuttuğu dolaba doğru ilerlemeye başladı.

"Seni buraya ilk getirdiğim zamandan sonra birkaç küçük değişiklik yapmıştım ama çoğunu kullanmadım." Myungsoo aklımı okumuş gibi açıklama yapmaya başladı. Tekrar arkasına dönüp bana bakarken duraksama anı yaşadı. "Yani, şu kötü huylarımdan kurtulmaya karar verdiğim zamandan beri buraya hiç girmedim. Anahtarları da kendimden bu yüzden uzak tutuyordum."

"Daha..." Hangi kelimeyi kullansam bilemeyerek bekledim ve gözlerimi kıstım. "Sterilize bir alan mı olmuş sanki?" Derin bir nefes aldım. "Son geldiğimden bu yana iyice ameliyathaneye benzemiş."

"Aslında bu iyiye işaret çünkü eskiden acının artması için mekanın olabildiğince az steril olmasına dikkat ederdim." Myungsoo omuz silkti.

"Burada beni acıyla terbiye etmek için bulunduğumuza göre, bu benim için iyiye işaret değil o halde."  Sakince Myungsoo'ya baktım.

VENEUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin