47. bölüm - annen değil

4.8K 272 10
                                    

Merhaba.. Dediğim gibi hafta içi tamamladım bölümü. Umarım beklediğinize deymiştir.

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Sınavlarım bu pazar bitiyor. Bir sonraki bölüm süresinde bir aksaklık olabilir bu yüzden. Beni anlayacağınızı biliyorum ve sizleri seviyorum ❤💛

Keyifli okumalar...

Zeynep

Heyecanlı bir şekilde koridorda ileri geri tur atıyorum. İçim kıpır kıpır. Kalp ritmim bozuk.

Oğlumuz fazla zıplayınca tuvaleti geldi. Babasıyla içerideler, bende kapıda onları  bekliyorum.  Keşke bez kullansaydık bugün daha iyi olurdu. Ama nereden bilecektim böyle olacağını.

"anneee buudayııj" bağırıp zıplayarak yanıma geldi. Eğilip yanaklarından öptüm.

"sonunda oğlum"

"babam ciş yabdı. Beede yabdımm.!"

"aferin bebeğim"

"hadi bakalım, herkes bizi bekliyor."  marsu oğlumuzu kucağına aldı kerem. Elimi tuttu. Yavaş adımlarla büyük salona geçtik. İlerledikçe kalbim daha hızlı atıyor. Bugünü atlatırsam tamamdır.

İçeriye girince zeynep alkışlamaya başladı. Amacımız böyle bir giriş yapmak değildi. Oğlumuzun tuvaleti gelince geç gelmiştik salona. Zeynepte bunu değerlendiriyordu kendince.

Zehra anne, Nihal abla, Emine Hanım, Semih ve başak, Emre, yavuz ve tayfası - korumalar - ve keremin bir kaç tane çok yakın arkadaşı. -Tanımıyorum, yeni tanışacağım - yani benim ailem hariç herkes buradaydı.

Gerçek ailem zaten yanımda, elimden tutuyor ya. Sorun yok.

Masanın yanına gelince emre sırıtıp sandalyemi çekti. Kerem ters ters baktı tabi.  Benim şahidim emre. Kereminki de Zeynep. Neden emre diye sorarsanız kısa zamanda çok yakın buldum onu kendime. Çok sıcak bir çocuk kardeşim gibi seviyorum onu.

Nikah memuru konuşmaya başladı. Bir şeyler söylüyor heyecandan duyamıyorum.

"sana soruyor yenge"

"hı?!"

"kerem beyi eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?" ne ara buraya geldik ki? Emre dürtmese uçup gideceğim sanırım.

"evet"  dedim gülümseyerek. Avucumu çevirip öptü kerem. Ben yine koptum.  Kereme soru soruldu. Kerem yüzündeki büyük sırıtışla verdi cevabını.  Bense o gülüşünde kaybolmuştum zaten.

Etrafı incelemeye başladım. Salondaki kişileri toplasan sayısı yirmiyi geçmezdi. İlk yavuzda durdu gözlerim. Bize bakmıyor kucağındaki Adayla ilgileniyordu. Yüzündeki ifadeyle onu eğlendirmeye çalıştığını anladım. Ada neden ondaydı ki?

Gözlerim bir an Emine hanıma kaydı. Annemin akrabası. Kim olduğunu bilmiyorum ama ağladığı belliydi. Duygulanmama neden olmuştu bu. Kimdi bu kadın? Yaşadıklarımızı bildiği halde ne yapıyordu?

Ellerim tutuldu. Kereme döndüm. Kaşlarıyla önümdeki kalemi ve defteri gösterince gülümseyip imza attım. Defter emrelere geçince kerem sarıldı bana.

"bir sorun mu var?" sesi kırgın geliyordu. Kızdım kendime.

"hayır. Heyecan" dedim yüzümden eksik olmayan gülümsemeyle.  O da gülümseyip anlımdan öptü.

"şu şapkayı parçalayacağım" sessiz ve sinirliydi sesi kıkırdadım. Şapka yüzünden rahatça öpemiyordu.

"ohooo patron, daha imzaları atmadan öpme kısmına geçtin"

- KADIN -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin