1.bölüm - karakol

11.6K 377 17
                                    

'merhabalar ilk bölümle karşınızdayım.. Tanıtım gibi olan şeye yaptığınız vote ve yorumlar için teşekkür ederim. Ama okunma sayısı çok az. Okutturursanız çok sevinirim :) yorum vote lerinizi bekliyorum :* '

Zeynep

"söyle bakalım yakışıklı oğlummm.! Bu kim?" elimde bulunan, düğünümüzde toplu çekilen fotoğrafla küçük oğlumla beraber hatırlama egzersizi yapıyoruz. Tabi bu bizim en sevdiğimiz oyunumuz! Yapmamız gereken bir egzersiz değil.. Her gün oynamamız gereken basit bir oyun sadece (!) . Ah Tabiki bir tek Yağız böyle düşünüyor, oyun sanıp öyle oynuyor. Yani daha fazla ne olabilirdi ki, daha iki buçuk yaşındaki bir çocuk, unutkanlık hastası olduğunu nasıl kavrayabilir...

"Imm o nii teşeee"

"evet aşkım nil teyzen! Aferin sana. Eveet peki bu kim?"

"ha-tan dayımmm.! Nii teşenin adamı! "kıkırdayıp yanağına kocaman bir öpücük konduruyorum. Farklı farklı kişileri sorup doğru yanıt alınca Son olarak iki kişiyi bırakıyorum. Elim ilk olarak Keremin üzerine gidiyor

"söyle bakalım yakışıklım, bu kim?"

" ooo teyem şayeey amşaa "

"oğlumm neden soyadını söylüyorsun onun ismi kerem sadece"

"şook güjel! Hep dişem"

"tamam güzel geldiyse, söyle madem. Bak şimdii en önemli kişiye geldik. Bu kim annecim?" elim onurun üzerine gidince tebessüm ediyorum.

"ooo beim Babam!!" diyor küçük bir çığlık atarak.

"şişş sakin yakışıklı"

"anne babaya didelim "

" tamam bitanem gideriz. Yarın yıldönümü hem. Güzel bir çiçek alırız ona. " yağız sevinçle ellerini çırpıyor.

"eveet sana son bir soru aşkım"

"şooy "

"kaybolursak veya başımıza bir şey gelirse ne yapıyoruz? "

"şeni ayışam "

"beni bulamazsan ne yapacaksın bitanem?"

"teyem şayey amşayı ayışam "

"aferin benim yakışıklı meleğime "

"şidi uyuşam"

"evet, uyuyacaksın ama ilk önce " çekmeceyi açıp içinden ilaçlarını çıkartıyorum.

"Babayı mutlu etme saatimiz annem" alt dudağını öne doğru atıp yavaşça yanıma geliyor. Ellerini masanın üzerine koyup parmak uçlarına basıp uzanmaya çalışıyor. Onun bu haline gülümseyip kucağıma alıyorum. Her gün yaptığım gibi, her tarafını güzelce öpüyorum. Kahkahalar atıyor. Bu sırada kapı hızlıca açılıyor. Ah pardon kırılıyormu deseydim?? İçeriye polisler doluşurken bu pansiyona lanet ediyorum. Geçen hafta gelmiştik buraya ve bu bir hafta içinde yaşamadığımız şey kalmamıştı. Ama paramız olmadığı için mecbur böyle yerlerde kalmak zorundaydık.

Yanıma gelip oğlumu hızla kucağımdan alan polise çemkirmeye başlıyorum

"neler oluyor?!! Ver oğlumu bana!!"bir şey söylemeden yakamdan tutup çekiştiriyor beni... Odadan çıkıp merdivenlerden aşşağıya inmeye başlıyoruz. Sanırsın cinayet işledim, bu ne böyle.

"ya bırakın bizi! Hiç bir şey söylemeden böyle davranamazsınız bana!!" polis bana bakıyor. Sonra başını diğer yana çevirip 'orspu' diye fısıldıyor. Pardon bana mı dedi onu!!

- KADIN -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin