Evet farkındaydım herşeyin ,burada güvende olmadığımın .Kendi güvenliğimi tehlikeye attığımın yanında birde bu hayattaki tek servetim annemin güvenliğini de riske atıyordum ,ve bunun düşüncesi bile tüylerimi ürpertiyordu .
Şuan ise son kez konuşmak için kuzeyi kahvaltıya çağırmıştı annem
Biriciğiöin ,annemin gözlerindede oluşan tedirginliğin farkındaydım fakat bende kuzey le birlikte gitme cesareti yoktu evet tam olarak bu cesaretim yoktuO yeşil gözlerini ela harelerime dikip kaşlarını her çattığında karnımdaki sıvı dönmeye başlıyor ,kalbimin ritmi hızlanıyor ve tabi sonuna kadar kızarıyorum
Korku ise gizlenmişti yüreğimin uçsuz bucaksız yerlerine fakat tek bakışıyla kuytu köselerden koşar adım gelen korkumun farkındaydım
Annemin sesiyle daldığım yerden irkilerek kendime geldim ve son anda yanmaktan kurtulan patetesleri bir tabağa koydum
İçeride bulunan masamıza götürdüm ve baş köşelerden birine patates kızartmasını koydumZira kuzey hakkında öğrendiğim birşeyde patetes kızartmasını sevdiği idi.
Ee tabi ben o seviyor diye yapmadım ,yok öyle birşey desemde
Hı hı mihrimah sen onu benim külahıma anlat ,bal gibide kuzey seviyor diye yaptın ,patatesleri görünce arsızlaşan sırıtmasını görmek için
Diyen iç sesime kendim dahi şaşırmıştım ve hemen kendimi toparlayıp masada eksik birşey kaldımı diye göz gezdirdim .
Hımmm, yağ ,bal reçel patatesler salata peynir ,yumurta , menemen ımm çatal kaşık bardaklar ,çay mutfakta ocaktaydı ve tamamdı sanırım mutfaktan çıkamayan annemi kontrol etmek için mutfağa yönelmiştim ki çalınan kapıyla birlikte olduğum yerde kalakalmıştım
Ellerimin titremesinin bariz belli olması beni gersede yavaş adımlarla kapıya doğru yöneldim
On sanıyedir kulpunu tuttuğum kapıyı kendimi gaza getirip kendi kendime cesaret vererek yavaşça açtım ,
Kapının aralanması ve sonunda tam açılmasıyla onu görmüştüm bana utanmadan bakan arsız bakışlarını görmüştüm ellerinin birinde bir kaç poşet ve bir demet gül vardı büyük elleri iki büyükçe maddeyi nasılsa kavramıştı öyle ellerinden çektiğim ela harelerimi tekrar yüzüne odakladım kıpırdamadan bana bakıyordu hala yüzümü inceliyordu sanki her santimini bu düşünceyle birlikte kafamı eğdim
Ne ona hoşgeldin diyebiliyordum nede o içeriye geçmek için hamle yapıyordu ki arkamızda duydugum annemin sesine kadar
"Kızım misafirimizi neden kapıda bekletiyorsun buyur etsene , kuzey oğlum hosgeldin "
Annemin ona karsı gösterdiği bu sıcak ve samimi hal benı şaşkına çevirmişti bu şaşkınlıkla kenara cekilmiş ikinci şokuda kuzeyden yemiştim
"Buyrun ,bu güller sizin için "
deyip gül demetini anneme uzatmıştı ah bu yeşil bela biliyor nasıl kalp kazanılacağını fakat bana bu yönünü pek gösteriyorda sayılmaz
Ahhh mihrimah ah ,sen ne diyorsun böyle iyice arsızlaştın
"Ben bu gülleri vazoya koyayım ,mihrimah kızım sende kuzey oğlumun elindeki poseti mutfağa götür "
Dediğinde bakışlarımı kuzeye çevirdiğimde tek elini ensesine atmış saçlarını düzeltir gibi yaparken birde dudaklarına yerleştırdıgı sırıtış
Hıh bi bu eksıktı ,annemın canıma kastı mı vardı ne ben bu adamla asla yalnız kalmamalıydım ,bakmamalıydım ,muhattap dahi olmamalıydım bilakis kalpten gidebilirdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ KARANLIK (FINAL)
SpiritualYALNIZCA YEŞİL VE ELA'NIN HİKAYESİ " neden susuyorsun?''ne düşünüyorsun?' uzun susuşlarımda kafamdan geçenleri toparlayamıyorum. cümle kuramıyorum, derlenip toparlanamıyorum. bir yerlere çarpmaktan korkuyorum. cesaretim çoktan kırıldı, kelimelere...