9.DAĞ EVİNDEKİ UYUMSUZLAR

8K 564 9
                                    

Karşımda gördüğüm manzara büyük çapta şaşırmama neden olmuştu çünki hayatımda dahi böyle büyüleyici bir yer görmemiştim ,

bir an düşünceler girdabından çıkmamı hafif esen rüzgarla birlikte burnuma dolan erkeksi koku sağlamıştı o an kendime geldim ve buraya zorla getirildiğimi kendime hatırlatarak büyüleyici eve bakmaya devam ettim

Buraya başka şartlarda gelseydim huzur bulabilirdim fakat şuanda kuzeyin bana verebileceği zararların düşüncesi huzurumu kaçırıyordu .

"Hayırdır küçük bakıyorumda çok beğendin .."

Alaylı cümleleri ona olan sinirimin yanında kendime kızmamıda sağlamıştı ,zorla getirildiğim yere hayran kalmam aptal işiydi ...

" Buraya neden geldik ve sen benden ne istiyorsun .."

dedim söyleyeceklerini duymaya hazır olmadığımı belli ederek

Küçük sen her sinirlendiğinde ela harelerini kısıyorsun , gözlerini kıstığında ise siyah kirpiklerin birbirine sürtünüyor ,ah evet bu hoşuma gidiyor ....

Kuzey aklından geçenleri bir an için mihrimaha söyleyecekti fakat bunu asla dile getirmemesi gerektiğini biliyordu en iyisi susaral daha da kızmasını sağlamak
Ahh KUZEY KIZILTUĞ sana ne oluyor böyle ...

Kuzey mihrimaha baktığında sinirinin geçmiş hayran hayran ağaçların arasındaki evine baktığını gördü

" beni takip et küçük "

Diyerek mihrimahın keyfini kaçırmıştı .

Mihrimah ise el mahkum kuzeyi takip etti niyeyse bu adamın kendisini sinir ettiğini bilmesine rağmen zarar vermiyeceğini düşünüyordu ... devasa koyu ceviz ağacından yapıldığı belli olan kapıyı kuzeyin açmasıyla içeri geçtiler

Aslında sadece kuzey geçti mihrimah hala kapıdaydı ,bunu gören kuzey ise

" heyy küçük içeriye geç yapacağın işlerin var "

Mihrimah ise bu cümlelerden sonra o sinirle hızla kuzeyin önüne gelip

" sen neydem bahsediyosun beni o kötü işlerin için kukla yapabileceğini mi ,ölürüm de birsey yapmam "

Sinirle cıkan cümleleri duyan kuzey samimi kahkasını koyverdi buz tutmus duvarlara sahip odanın içine

" ahahahahahahah ah küçük ah , ben sadece bana yemek yapman gerektiğini söyleyecektim "

kuzey bu sözleri sarf ettikten sonra anında sert yapısına bürünüp mihrimah konuşmadan onu çileden çıkaracak sözleri telaffuz

" masayı bir saatte donat küçük
Hemen "

Emir veren sesini yansıtarak

Mihrimahın ise dili bu sözlerle düğümlenmişti ,konusmayacaktı daha fazla kuzey konusarak anlasılacak biri değildi çünki

Sadece

"Mutfak ne tarafta ?" Olmuştu mihrimahın ağzından çıkan

Bu tepkisine kuzey şaşırmamıştı çünki mihrimah da alışacaktı kuzey böyleydi o değişmezdi , eliyle gösterdiği kapıyı kaşlarıyla haydi git bakışı atarak tamamlamış ve içinde daha önce hissetmediği huzurla televizyon odasına geçmişti ..... bakalım mihrimah neler hazırlayacaktı kendi için .....

*******

Şuanda bir zorbanın (!) yüzünden elimdeki büyükçe patetesi soyuyurdum
Bir yandanda son derece modern  ocağın üzerindeki  mercimek çorbama bakıyordum taşmasını istemezdim
Patatesi soymayı bitirdikten sonra ellerimi yıkayıp fırına doğru yürüdüm dağ evinin otantik havasına inat modernliğin sınırını aşmış olan mutfak içinde yürürken bile insanı yoran büyüklüğüyle föz kamaştırıyordu ..

Düşünüyorumda buraya bir kadın eli değmiş eminim ....
Kesin o zorbanın sevgililerinden biridir ,
Bu cümleyle birlikte içimde oluşan tarifi anlamsız duygu karmaşasıyla dalmışken burnuna gelen kokuyla aklım başıma gelmişti

"Hayyyyyy Allah " diye bağırarak ocağa doğru koştum çorbamın taşmasına ramak kalmıştı ki altını kısık ateş ayarına getirip sonra tamamen kapattım ,

Alnımda biriken ter damlalarını silecekken kapı pervazına kafasını yaslamış olan , yeşil gözlerini düşüncelerimi okurcasına üzerimde tutan ve dudaklarında çapkın gülüşüyle kuzey duruyor du

Ona gözlerimi kısıp aslında yemek yapmaktan zevk duydugum halde  ,,

Kafamı iki yana sallayıp

" hayırdır emirlerini yerine getirip getirmediğimimi kontrole geldin "

Deyip burnumu kırıştırıp ,o lafa girmeden

"Meraklanma  15 dakikaya hazır olur "

Dedikten sonra kalkıp fırından tavuğu çıkardım   ve dolaplardan arayıp büyük bir kase bulup tavuğu sosuyla birlikte estetik bir şekilde yerleştirdim ..

Eğer bir  işle uğraşıyorsam onu en iyi şekilde yaparım ıhmmm mis gibi koktu

Masanın salonda olduğunu girişte görmüştüm

Bütün hazırladıklarımı salondaki masaya hazırladım tek tabak çatal kaşık koydum ve çorbayıda  kaseye yerleştirdikten sonra televizyon  odasına gittim onu çağırıcaktım   ve bir an önce burdan kurtulmak istiyordum

Odanın kapısının  pervazından dalmış maç yorumlarını izleyen kuzeye baktım  bir an için suan onu benı buraya zorla getirdiğini aklımdan sildim ve sanki gelecekteki bir an için gelecekten kare gibi düşünmek istedim ve aynı anda kafamı sağa sola sallayıp bu fikri değiştirdim  kapının pervazına tıklayıp dikkatini çekmek isterken göz göze geldik yeşillerle

Ahh bu yeşillere bakmak kırk yıl çölde yaşayan bedevinin soğuk nehirler içine bırakılmasının ardından gelen rahatlaması gibiydi ..

" ye..yemek haz..hazırda "

Yeşillerin sahibi ise çarpık gülümsemesiyle ayağa kalkıp 

"Haydi yemek yiyelim küçük "
 
Deyip  kaşıyla önünü gösterdi

Ben ise olduğum yerde donup kaldım ,bir insanın karakteri bu kadar çelişki olabilir miydi ..

Ben ise durgunluğumdan kurtulup masaya ilerledim ve ona en uzak sandalyaye oturdum ,,

Oda oturup yemeğini yemeye başlayacaktı

Kafasını kaldırıp bana baktı ve yeşil gözlerindeki zorla yakaladığım pırıltıyı görememiştim

" sen neden yemiyorsun "

"Aç değilim  "

"Kendine tabak getir küçük ve otur yemek ye ".dedi sert sesiyle

" aç değilim dedim ya "

bu dediğime aniden sandalyesini ayağıyla arkasına itip yanıma geldi

Bende sinirle ayağa kalktım

" yeter bana emir verip duramazsın  "
 
Oda karşıma gelmişti  şimdi ikimizinde sesli alıp verilen nefeslerimiz odayı doldurmuştu

Sesini kısıp ,keskin  sesini kullanarak

" çok fazla cesaretilisin küçük ,beni tanımıyorsun bile "

"Sende beni hafife alıyorsun KUZEY KIZILTUĞ "

Deyip mutfağa doğru hızlı adımlarla ilerleyen mihrimaha bakan şaşkın kuzey ise bir daha hayran kalmıştı kıza ..bu kız onu çok uğraşacaktı ....

+****

Kuzey ise sandalyesine oturdu ve mihrimahın o narin elleriyle hazırladığı yemekleri afiyetle yedi ....

Mihrimah sinirden ve birazda yemekleri yaptıktan sonra ortaya çıkan açlık hissi sinirlerini geriyordu...

Kız ise çekmeceden aldıgı bardagı su içmek için kullanacaktı ki

Mihrimahın Arkasında boynunda hissettiği nefesle kaskatı kesilmişti ..tabi duyduğu sözler ise içerisindeki kalbin kuş gibi kanatlanmasını sağlamıştı..

"ELLERİNİN LEZZETİ KÜÇÜK..AHH ELLERİNİN LEZZETİ TENİNDE BIRAKTIĞIM İZ MİSALİ "......

Bu bölüm düzenlenmiştir...

SESSİZ KARANLIK  (FINAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin