RA11 Git(me...)

Začít od začátku
                                    

Avluya geldiğim de kahvaltı hazırlayan Ayşe teyzenin bir şey fark etmemesini umarak "günaydın " deyip yerime oturdum.

Gülen yüzünün eşliğinde "günaydın gelin hanım " diyen Ayşe teyze masadaki boş tepsiyi alıp mutfağa yöneldi. 
Gidişiyle bir nebze olsun  rahatlamaya çalışırken bu kez titrememle meşgul olmaya koyuldum.
Bedenimde eksilmek yerine çoğalan titrememe takılmamaya çalışsam da yapamıyordum. Ellerimle sandalyenin kenarlarını kavrayıp sıkıca tuttuktan sonra ileri geri sallanmaya başladım. Çocukken de çok yapardım bunu ve amcamdan hep azar işitirdim. Her ileri geri sallanışımda 'geldiler yine buna' derdi ve kızgınlığının devamını sözlerine eklerdi.

"İyi misin gelin hanım?"

Ne ara geldiğini fark etmediğim
Ayşe teyzeye bakıp cevap vermek üzereyken  Ayaz benim yerime konuştu.

"İyi değil ama birazdan çok iyi olacak"

Sözlerinin bitiminde omuzlarımdan tutup sıkmaya başladığında kalkmak için hamle yaptım.

"Sakın!" diye uyaran Ayaz omuzlarıma baskı yapıp oturmaya zorlayınca mecburen yeniden oturdum.
O sırada ikimize tuhaf bakışlar atan Ayşe teyze bir şey söylemeyip mutfağa gittiğinde Ayaz'la yalnız kalmak endişemi arttırdı.
Omuzlarımı çok sert olmayacak şekilde sıkarken, ben tetikte canımı yakacağı anı beklemeye koyuldum.

"Neden söz dinlemiyorsun?"

" Dinliyorum"

Cevabım üzerine omuzlarıma beklediğim acıyı verip "dinlemiyorsun Revan! Öyle olsa sana seslendiğim de cevap vermen gerektiğini unutmazdın" dedi. Sert sesine ve canımı yakışına rağmen onu kızdıracak bir cevap vermekten kendimi alıkoyamadım.

"Sana cevap vermem gerektiğini aklımda tutmama gerek yok artık. Zaten birazdan gideceksin"

"Öyle mi?"

Belirginsizlşen ses tonu korkuturken omuzlarımı bıraktı. Yanıma oturup tabaktaki zeytinden bir tane ağzına attıktan sonra " şimdi koca kız açıklık getirmemiz gereken üç konu var" dedi.

Bu üç konunun ne olduğunu haliyle merak edip ona doğru döndüm. O ise zeytin yemeye devam etti. Bir, iki, üç derken kendini kaptırdığını görünce " söz ettiğin üç konu neydi?" dedim.
Son bir zeytin daha atıp bana doğru dönebildiğin de içimden 'şükür' çekip söyleyeceklerine odaklandım.

"Bak biz evleneli çok fazla olmadı. Birbirimizi karı koca olarakta görmüyoruz ama"

Giriş bilindik olsa da Ayaz'ın devamını nasıl getireceğini merak edip sözünü kesmedim.

"Ben seni burda bırakıp gitmek istemiyorum Revan. Hele dün olanlardan sonra çıkıp gitmek istedim ama sen o haldesin diye yapamadım. Bu yüzden sende benimle geleceksin"

Sözleri arttıkça şaşkınlığım da onunla birlikte arttı. Özelliklede gitmek isteyipte benim için gitmeyişi içimin burkulmasına sebep olmuştu.

"Ayaz ben seninle gelemem hem beni bırak  baban senin gitmene bile izin vermez "

Herşeye karşı tepkili sinir küpü bir babası varken şuradan şuraya adım atmamızla kıyamet kopardı. Hele ki burda kalsın isterken benimde onla gidecek olmam Sinan ağayı delirtirdi. Bu ihtimali göz önüne alınca da Ayaz'la gitmemiz imkansız bir hal alıyordu. Tabi bunu Ayaz bilmediği için umursamayacaktı.

"O beni ilgilendirmiyor Revan ve itiraz etme"

"Ama..."

"Aması yok. Burda kalıp onun eziyetlerine katlanmanı istemiyorum"

Aşk Ayazı (Revan)Kde žijí příběhy. Začni objevovat