28.01.2012
09.43amRutinleşen hastane ziyaretimden biri için hazırlanıyorum. Kardeşinin sevdiği çikolotalı keki poşete koyup yola koyuluyorum.
Otobüs durağında beklerken yılbaşının ardından geçen günleri düşünüyorum.
Bir ay.
Benim gibi hissetmeye başladığını sandığım, bir ay geçiyor. Yine de sende değişen bir şey yok.
Ellerim hala senin sıcaklığını taşıyor, Taehyung. Benim elim gibi senin kalbin hiç mi ısınmıyor?
Otobüsten indiğim gibi hastane kapısından içeri giriyorum. Ayaklarımın ezbere bildiği koridorlardan ilerleyerek odaya giriyorum.
"Günaydın!" Diyorum kırık kalbime karşın gülümserken.
"Günaydın!" Diyor kız kardeşin.
"Seni sorup durdu. Kıskanmadım değil." Diyorsun Taehyung.
"Neden geciktin?" Sana benzeyen gözlerini bana dikiyor.
"Bunun için olabilir mi?" Diyor ve çikolatalı keki ortaya çıkartıyorum.
Sevinç çığlıkları ile küçük kollarını boynuma sarıyor. Sende keke uzanıyorsun. Eline vuruyor ve kaşlarımı çatıyorum.
"Sana getirmedim, Taehyung."
Dudağını büzüyorsun. Bu haline karşın bir kıkırtı çıkıyor dudaklarımdan. Sende gülüyorsun.
"Abim senin yanında çok mutlu." Diyor kardeşin. "Onu böyle gülümserken hiç görmedim."
Yaramaz çocuklar gibi gülümseyen kardeşin devam ediyor.
"Senden hoşlanıyor gibi."
Duyduğum sözlere karşın şaşırıyorum. Gözlerim seni buluyor. Utandığını görüyorum.
"Senin dilin amma uzamış." Diyorsun ve kız kardeşini gıdıklamaya başlıyorsun.
Kahkahalarınız odayı sararken ben sana bakıyorum.
Kırılan kalbim ümitle doluyor. Gözlerinde ki bir anlık sevgiyi gördükten sonra...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if you || kth. ✓
Fanfiction"Eğer sen..." dedi ve bir süre gözlerimin içine baktı. "Beni beklemeseydin ben bu koca şehirde kaybolacaktım." Yüzümüz giderek birbirine yaklaşırken nefeslerimiz birbirine karışıyordu. "Eğer sen," dedim bu sefer. "Yanıma gelmeseydin, yıldızlara olan...