06.11.2011
06.21pm
Cadde de dolaşırken aniden başlayan yağmur ile bir otobüs durağının altına sığnıyorum. Yağmurun dinmesini beklerken daha da şiddetleniyor.
Çoktan caddenin boşaldığını fark ediyorum. Kafeler insanlarla doluyor. Bir ben bekliyorum.
Sonra yolda yürüyen seni görüyorum. Yağmuru aldırmdan attığın her adımı. Boş bakan gözlerini.
Saçlarına tutunan her bir yağmur damlası yüzünden kayıp yere düşüyor. Bana giderek yaklaşıyorsun fakat bunu fark edecek durumda değilsin.
Cesaretimi toplayıp sana sesleniyorum.
"Taehyung!"
Gözlerin beni buluyor ve yüzünü çehreleyen hüznü görüyorum. Kalbime bir ağırlık çöküyor o an.
Sen olduğun yerde bana bakıyorsun. İkimizde hareket edemiyoruz. Sanki zaman duruyor ve ikimiz de bu zaman dilimine sıkışıyoruz.
"SooYun..."
Diyorsun tükenmiş bir sesle.
Ayakların seni daha fazla taşıyamıyor ve dizlerinin üzerine düşüyorsun. Yağmuru aldırmadan sana koşuyorum. Dizlerimin üzerine çöküp ellerimi omzuna yerleştiriyorum.
Yüzünü görebilmek için geri çekiyorum seni. Yağmur damlaları ile kamufüle olmuş gözyaşlarını görüyorum. Ardından gelen hıçkırıkları.
Bir anlık cesaretle sarılıyorum sana. Başını göğsüme yaslıyorum. Ağlıyorsun Taehyung. Her hıçkırığında daha da sıkı sarılıyorum seni.
Bir cümle mırıldanıyorsun Taehyung,
"Sevdiğim kimseyi koruyamıyorum."
Diye.
Merak ediyorum Taehyung,
Seni üzen şeyi
Bende üzmek istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if you || kth. ✓
Fanfiction"Eğer sen..." dedi ve bir süre gözlerimin içine baktı. "Beni beklemeseydin ben bu koca şehirde kaybolacaktım." Yüzümüz giderek birbirine yaklaşırken nefeslerimiz birbirine karışıyordu. "Eğer sen," dedim bu sefer. "Yanıma gelmeseydin, yıldızlara olan...
