Bölüm 43: Kelebeğin Ömrü Kadar

104K 4.3K 1K
                                    

43

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

43.Bölüm

Zeynep'ten

Beklemiyordum...

Duyduklarımdan sonra söyleyebileceğim tek kelime bu olurdu sanırım. Bu kadarını kesinlikle beklemiyordum. Böyle bir aşkı, böyle bir acıyı beklemiyordum. Hele böylesine aşık bir Rüya'yı...

Aklıma bile gelmezdi. Belki mazide kalmış bir hoşlantıydı düşündüğüm ya da cinsel bir çekim... Belki de araya giren eski bir sevgili... Şımarık kızın elde edemediği çocukluk aşkı belki... En kötü ihtimalle sadakatsiz bir adamın kırdığı kalp...

Beklediğim bunlardı. Belki yaşanmış ama yeterince güçlü olamadığı için biten bir ilişkiyi dinlerim sanmıştım. Belki de en yakın arkadaşından hoşlanan ama onu kaybetmemek için kalbini susturan bir Rüya bulurum demiştim. Ama bunu beklememiştim. Rüya'nın Ege'ye olan aşkını dinlemeyi beklerken Rüya'nın başlı başına aşkın ta kendisi olduğunu duymayı hiç beklememiştim.

Küçüklüğümden beri kendimle en çok gurur duyduğum özelliğimdi ön yargılı olmayışım. Bu mesleği seçerken bile hep bu özelliğimle hareket etmeyi kendime yol seçmiştim. Daha okula geldiğimiz ilk gün bize anlattıkları masumiyet karinesi gibi düşünmenin doğru olduğuna inanmıştım hep.

Suçu ispatlanıncaya kadar herkes masumdur.

Masumiyet karinesi hukuktaki ön yargının bir görünümüydü aslında. Gerçek hayattaki anlamıysa ön yargının en saf haliydi. Her şeyin su gibi berrak olduğu zamanlarda bile insanlar hakkında kesin hükümler vermemek gerektiğine inandım ben. Bu özelliğimle de hep gurur duydum. Ta ki şu ana kadar. Gerçek Rüya'yla tanışana kadar...

Bazı insanlardan nefret ederiz çünkü onları gerçekten tanımayız. Bazen de karşımızdaki insanı tanıyamayız çünkü en başta ondan nefret etmişizdir. Çünkü o daha kolay gelmiştir. Bir insanı tanımak ondan nefret etmekten daha zordur aslında. Çünkü tanımak emek ister. Zaman ister. En çok da inanmaya hazır bir yürek ister.

Ben de kolay olanı seçtiğimi ne yazık ki şu an anlıyorum. Rüya hayatıma girdiği ilk gün ondan nefret etmeyi seçmiştim ben de. Elbette o zaman için haklı sebeplerim olduğunu düşünüyordum ama şimdi geldiğimiz noktaya bakınca da keşke demekten alamıyorum kendimi.

Keşke bunca zaman maskelerin ardında kendini kimsesizliğe sığdırmaya çalışan bu kızı daha önce bulmaya çalışsaydım. Keşke öfkeme esir olmak yerine onun yaşadığı acıları daha önce görebilseydim. Keşke...

Saatlerdir akıttığı gözyaşlarından anlıyorum ki onun da en çok buna ihtiyacı varmış. Anlatmaya... Birine kendini açacak kadar güvenmeye. Acısını gözyaşlarına katıp akıtmaya... Çünkü bilir misiniz en çok ağlayarak anlattıklarımız bizi hafifletir. Çünkü her acı bir damla gözyaşına karışır ve gider. Her gözyaşı bir hesaplaşmadır aslında. Yüklendiğimiz her acıya son veren bir hesaplaşma...

Başımın BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin