Bölüm 24: Yeni Bir Yanlış Anlaşılma Vakası

130K 5.3K 566
                                    

24

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

24. Bölüm

Zeynep'den

Camdan yüzüme vuran hafif gün ışığı gözlerimi kamaştırıp göz kapaklarımı açmam için beni tatlı tatlı ikna etmeye çalışırken yanağımda hissettiğim sıcak ve bir o kadar tatlı dokunuş da uyanmam için ikna ekibine katılmıştı. Daha fazla dayanamayıp göz kapaklarımı yavaşça aralarken yeni bir güne başlamanın verdiği enerjiyle yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yerimden doğrulup kollarımı iki yana açarak esnedim. Karşımda adeta bir doğa harikası gibi duran ve nefes kesen gülümsemesiyle bana bakan Rüzgar'a doğru yaklaştım. O da karşılık olarak sağ eliyle yanağımı hafifçe okşarken dudaklarımız birbirine çekildi. Bu çekime karşı koyamayacağımızı anlayıp aramızdaki tek nefeslik mesafeyi de tam olarak kapatacağımız sırada başımızdan aşağı adeta bardaktan boşalırcasına yağan yağmurla... 

Bir dakika... Benim odamda yağmurun işi ne?

"Zeynep, bir bardak su yetmedi anlaşılan bak banyodaki kovayı doldurup getiriyorum haberin olsun!" diye tepemde cırlayan Ela'ya ağzıma burnuma dolan suyun hepsini püskürterek yerimden sıçradım. Anlamayanlar için hemen açıklıyorum. Tabii ki odamda ne beni uyandıran tatlı bir gün ışığı ne de öpülmek için bekleyen bir doğa harikası vardı. Hepsi gece benim kıçımı açıkta bırakan yorganımın marifetiydi. Of ama ya hepsi mi rüyaydı yani?

"Ela yemin ediyorum bak bir daha beni böyle sulu sulu uyandırmaya kalkarsan gece hiç üşenmem sen uyurken kalkar, silinmeyen kalemle yüzüne sakal bıyık çizerim, seni tek kaş yaparım haberin olsun! Kızım insan gibi uyandır bir Allah'ın günü de ya! Su dökmek ne demek? Bitki miyim ben? Git çiçekleri falan sula çok meraklıysan..."

"Zeyno'm valla sen kendini hiç uyandırmak zorunda kalmadığın için biz aciz kulların ne çektiğini anlayamazsın. Baş ucunda iki saattir zır zır öten alarma bile uyanmayan insanı öperek mi uyandıracaktım?" diye cırlayan Ela'yla aklım direkt olarak yarım kalan rüyama kaydı ve yüzüm haliyle daha fazla asıldı.

"Of! Bari iki dakika sonra dökseydin şu suyu," diye kendi kendime mırıldanırken Ela tabii ki dediğimden bir halt anlamadığı için 'ne diyon sen ya' bakışlarıyla tepemde dikilmeye devam ediyordu. Hani tek başınıza oturur gayet romantik komedi tadında edepli bir film izlerken tam öpüşme sahnesi olduğu an odaya giren annenizle erotik film izleyen insan muamelesi görürsünüz ya... Hah! İşte şu an tam olarak öyle hissediyorum kendimi. Gerçekleştiğini anca rüyamda görürüm diye düşünüyordum ama rüyamda bile öpemedim ki ben bu Rüzgar'ı... Ya o değil de iç sesim anlaşılan gene formunda bu sabah... Bir dakika ya ben iki saattir ne düşünüyorum kendi kendime?

Ne yani ben Rüzgar'ı öpmek mi istiyorum?

Yuh sana Zeynep!

Ela beni uyandırmanın vermiş olduğu haklı gururla Heidi gibi zıplaya zıplaya odamdan çıkarken ben de üzerimdeki yorganı itekleyip yavaşça ayaklarımı yataktan sarkıttım. Çarşamba pazarına dönen karışmış saçlarımı geriye ittirip yavaşça yataktan kalktım.

Başımın BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin