24

399K 9.5K 822
                                    



Kum ayaklarımın altından kayarken kollarımı açıp başımı geriye attım. Denizin dalgalarının yarattığı esinti elbisemin eteklerini bacaklarıma dolandırırken gözlerimi kapatıp bu anın tadını çıkardım.

Deniz, kum, hafif bir esinti...

Henüz havalar o kadar ısınmadığı için denize kimse girmiyordu. Kumsalın bu bölümünde sadece biz vardık. Daha ilerilerde başkaları da vardı ama Meriç bilerek kimsenin olmadığı bir yere getirmişti bizi.

O pantolonun paçalarını kıvırırken ben çoktan ayakkabılarımdan kurtulmuş ve çıplak ayakla kumların üzerinde dolanmaya başlamıştım. Kumun üstünde gezmek iyi hissettirmişti. Enerji verdiğine inanıyordum.

Dalgaların sesi bile mutluluk verirken temiz havayı içime çektim. Belimi tutup burnunu kulağıma değdirdiğinde "Sanırım özgürlük bu." diye fısıldadım.

Bir elini belimden ayırıp saçlarımı topladıktan sonra omzumun bir tarafından önüme doğru bıraktı. Parmakları açıkta bıraktığı boynumu okşarken dudaklarını tenime bastırdı. Sıcak dudaklarının teması içimdeki kıyım savaşını başlatmıştı. Dokunduğu yerleri yakıyordu.

Kumun üstünde kayan ayaklarımı hareket ettirip ona doğru döndükten sonra bileklerini tuttum. Parmaklarım eline doğru kayarken ellerini tutmama izin verdi.

"En çok neyi seviyorum biliyor musun?"diye sorduğumda "Önemsemiyorum."dedi beni kızdırmak için. Oyununa gelmedim. Gülümseyerek onu denize doğru çekerken geri geri yürüyordum.

"Saçlarının böyle uçuşmasını. O kadar özgürler ki."

"Geriye doğru yürümek senin gibi bir sakara göre hiç doğru değil."

"Annen ve baban nasıl?"

Başını hafifçe sallayıp konuyu değiştirmeme olan tepkisini gösterdikten sonra "Bu sabah konuştuk. Her zamanki gibiler. Benden ne kadar uzakta o kadar sağlıklı."dedi. Durumumuza gönderme yapmasını görmezden gelerek gülümsemeye devam ettim.

"Seni seviyorlar."

Geriye doğru kumların üzerinde kayarak ilerlerken onun hiçbir kötülük barındırmayan suratına bakıyordum. Suratına bakınca kimse onu yargılayamazdı. Kaşlarını çatmadığı sürece masum bir çocuktu.

"Onlar birbirlerini severken daha iyi inan bana."dediğinde yolladığı mesajı alsam da cevap vermedim. Bu konuyu bugün açıp bu anı mahvetmeyecektim.

"Daha önce hiç böyle hissetmemiştim."

Ayağım kumların arasında kaydığında dirseklerimden tutup dengemi sağlamama yardım etti.

"Sakarlık senin göbek adın."

Kollarımı boynuna dolayıp parmaklarımın üstünde yükseldim. Parmaklarım kumların içine doğru kayarken ona yetişmem zor oluyordu.

"Sensiz yaşayamam gibi bayat laflar etmeyeceğim. Sana söyledim. Sensiz yaşayabilirim ama bu istediğim bir şey değil. Sen olmadığında yaşıyorum. Mutlu oluyorum, gülüyorum, iyi hissediyorum, huzurlu hissediyorum, yorulmuyorum, aklım seninleyken olduğu kadar karışmıyor, daha açık bir zihnim oluyor ama tatmin olmuyorum. Sana karşı hissettiklerim doğru mu?"

Ellerini belime koydu. "Yanlış ve bunları daha önceden de söylemiştin."

Yanlıştı. Diğer söylediğini boş verdim. Belki tekrarlamayı ve onsuz da yaşayabileceğimi kendime hatırlatmayı seviyordum. Gittiğinde buna ihtiyacım olacaktı.

Kötü Çocuk IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin