13

384K 8.9K 1.4K
                                    



Dobby'nin iyi olduğuna inandıktan sonra Meriç sonunda beni aramıştı. Her şeyin yolunda olduğunu sadece Dobby'nin artık yaşlandığı için bu şeylerin normal olduğunu söylemişti. İlgilenmeye çalışmıştım ama pek bilgim olmadığı için daha çok onu dinlemiştim.

Bakmaya çalıştığım tek şey bir kaktüstü. Onunla da benden çok Nursiş ilgileniyordu. Mutfakta bulunduğum zamanlar dışında görmüyordum bile tek bitkimi.

"Ne düşünüyorsun?"

Camdan dışarı bakmayı bırakıp arabanın içinde babama döndüğümde "Dersler."diye yalan söyledim. Dün gece yarısına kadar ders çalışmıştım. Bu sebepten bugün biraz yorgun hissediyordum ama annemin listesinin maddelerini de yerine getirmeye çalışıyordum. Babamın "Sen istiyor musun?"sorusu zihnimde ampul gibi parlarken tek yapabildiğim onu görmezden gelmekti.

"Yeşim hakkında konuşamadık."diye mırıldandığında karın ağrısını dile getirmişti. Bu ikimizin de karın ağrısıydı. Konuşmak istemiyordum. Beni korkutan bir konuydu.

"Evet."

Bana bakmaya devam ederken nefesimi dışarı verdim.

"İyi birine benziyor."

Kafasını sallayıp önüne bakmaya devam ettiğinde "Senin çok hoş bir kız olduğunu düşünüyor."dedi. Onu bana sevdirmeye çalışmasına gerek yoktu. Hele böyle bir yöntemle buna hiç başaramazdı. Ona cevap verip canını sıkmamak için kafamı diğer tarafa çevirip camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Kültür merkezinin önüne geldiğimizde kemerimi çözdüm. "Teşekkürler, baba. Beni bırakırlar. Gelmene gerek yok."

Kafasını sallayıp "Dikkatli ol."dediğinde kapıyı açmıştım. Dışarı çıktıktan sonra ona baktım. "Tamam. Bıraktığın için teşekkürler."

Arabanın kapısını kapattıktan sonra kültür merkezine doğru dönüp yürümeye başladım. Arabanın içinde düğmelerini açtığım paltomun önünü kapatıp çantama sıkıca tutunduktan sonra hızlı hızlı yürüdüm. Meriç kültür merkezinin kapısında beklerken Semih kapının diğer yanında duvara yaslanmış telefonuyla ilgileniyordu.

"Merhaba."diye mırıldandığımda önce Semih kafasını çevirip bana baktı. Bu sırada merdivenleri çıkmıştım. Kolumu tutup "Bu manzarayı sen ayarladın?"diye sordu. Semih de bana soru işaretleriyle bakarken "İyi olur diye düşündüm."diye mırıldandım. Üç biletim vardı. Semih'in yanında olabilecek en iyi kişi Meriç'ti.

"Ben gitsem iyi olacak."

"Bence de."

İkisinin arasına geçip "Hayır."dediğimde bir süre birbirlerine bakmaya ara verip ikisi de bana baktı.

"Konsere birlikte girelim lütfen."

İkisi de aynı anda "Her neyse."dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

İçeri girdiğimizde biletleri çantamdan çıkarmaya çalışırken sıraya doğru yürüyorduk. Ayağım bir yere takıldığında Semih kolumu Meriç belimi tutmuştu. Semih elini çektiğinde "Teşekkür ederim."diyerek ikisine de sırayla baktım. Biletleri çıkarıp "Buldum."dediğimde Meriç elini belimden çekip arkama geçti.

Koltuklarımıza yerleştiğimizde derin bir nefes aldım. Olaysız geçeceğini biliyordum. Onlar iki iyi eski dosttu.

"Dobby nasıl oldu?"

"İyi."

"Ölmedi mi o hala?"

Ayağımı Semih'in ayağına çarptığımda sessizce inledi.

Kötü Çocuk IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin