1.9

1.5K 121 73
                                    

Luke eve girdiğinde ağabeyi Jack koltukta oturmuş telefonda birisiyle konuşuyordu. Ağabeyini es geçip mutfağa girdi. Annesi Liz en küçük oğlunu gördüğünde şaşırdı.

"Okulda olduğunu sanıyordum?" Dediğinde Luke kaşlarını çatıp annesine baktı. "Zaten okuldan geliyorum?" Annesi gözlerini devirip kolundaki saati gösterdi. Luke kaşlarını kaldırıp cebindeki telefonu çıkarttı.

Michael ile konuşmasından sonra hiç telefonuna bakmamıştı. Saatine baktığında 14:20'yi gösteriyordu. Gergince yutkunup annesine baktı. Liz bir şeyler olduğunu anladığında ellerini beline yerleştirip küçük oğluna gözlerini dikti.

Belki biraz baskı yaparsa her şeyi kendiliğinden anlatabilirdi.

Eh tahmin ettiği gibi oldu.

Luke yavaşça sandalyeye oturup Michael ile okuldan kaçtıklarını (!) söyledi. Luke annesine birkaç kere yalan söylemişti. Bu yüzden şuan endişelenmiyordu.

Odasına hızla çıktı ve son birkaç gündür çözmeyi bıraktığı testlerine kendini verdi. Üniversite seçimleri için önünde az bir süre vardı. Bu yüzden iki kat fazla çalışması gerekiyordu.

Buda Michael'ı fazla göremeyeceği anlamına geliyordu. Bu Luke'u fazlasıyla üzse bile yapacak bir şeyi yoktu, fazla çalışması gerekiyordu. Geleceği onun için önemliydi. Michael ile güzel bir geleceği olsun istiyordu. Her ne kadar Michael geleceği düşünmeden yaşasa da Luke düşünmeden geleceğini planlamadan zamanını geçirmek istemiyordu doğrusu.

Michael eve gittiğinde kendine yemek yapmak yerine pizza söyledi ve gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu.. Pizzayı getiren çocuğa hızla parasını ödeyip hızla kapıyı kapattı. Fazla acıkmıştı.

Salona yerleşip nefes almadan yemeğe başladı. Fazlasıyla acıkmıştı - bunu daha ne kadar söyleyebilirdi mavi saçlı çocuk bilmiyordu ama gerçekten acıkmıştı.

Eğer ruh eşini bulmasaydı kesinlikle pizzayla evlenebilirdi.

Luke aklına geldiğinde yemeyi bırakıp gülümsemeye başladı. Pizzasının yarısına geldiğinde telefonunun saatine ilişti gözü.

Saati gördüğünde şaşırdı. Demek ki Luke ile tüm gün sevişmemişlerdi. Kıkırdayarak pizza kutusunu katlayıp mutfak çöpüne attı.

Yavaşça salona oyun konsolunu kurup favori oyunlarını oynamaya başladı.

Luke, akşam yemeğini hazırlamasında annesine yardım etti ve ağabeyi Jack'in onunla dalga geçmesine aldırmadı.

Yemeklerini yedikten sonra Luke bulaşıkları toplamamak için hızla odasına giderken arkadan ağabeyinin ona küfür ettiğini duyabiliyordu.

Yavaşça yatağına oturup kucağına laptopını kucağına aldı ve civardaki tüm üniversitelere baktı. İstediği bölüm olan üniversiteler hep oturduğu semtten uzaktaydı. İçinden Michael'ın da istediği bölümün buradan uzakta, ama Luke'a yakın olmasını diledi.

Birlikte bir evde yaşayıp okula gidebilirlerdi. Bu fazla sevimli olurdu.

Luke üniversitelere bakarken bir anda kendini istediği üniversitenin yakınından bir ev bakarken buldu. Bunu fark ettiğinde kıkırdadı. Yavaşça laptopını kapatıp masasına koydu ve 1 hafta sonra ki üniversite seçimi için hayaller kurmaya başladı, tabii ki Michael'ın da içerisinde olduğu hayaller.

Michael da Ruh eşinin yaptığı gibi üniversitelerin bölümlerine bakmaya başlamıştı. İşletme okuyabilirdi. Belki uluslararası ilişkiler. Ya da bir sikim okumayıp çalışmaya başlayabilirdi.

Ne yapacağı konusunda tek bir fikri bile yoktu. Sadece Ruh eşiyle birlikte olmak istiyordu. Luke'un gözleri beyninden gitmiyordu.

Her sessiz bir ortama girdiğinde Luke'un sesi kulaklarını dolduruyor gülüşü gözlerinin önüne geliyordu. Bu, Michael'ı fazlasıyla mutlu hissettiriyordu.

Daha da aşık oluyordu. Daha çok bağlanıyordu. Kalbi hızlanıyordu her defasında.

Babasına göre bu çok yanlış hatta bir hastalıktı. Michael böyle düşünmüyordu. Zıt kutupların birbirlerini çekmesini sikine bile takmıyordu. O sadece aynı kutuptaki Luke'u sonsuza kadar kendine çekmeye çalışmak istiyordu.

Bunlar beynini meşgul ederken kapısı hafifçe çalındı. Kendine gelerek kapının arkasında kim varsa gelmesi için olumlu bir şekilde mırıldandı.

Kapıyı yavaşça açan babasıydı. Babasını gördüğünde önündeki laptopı bir kenarı koydu ve babasına baktı. Daryl yavaşça oğlunun yanına oturdu. "1 Hafta sonra üniversite seçimi var evlat. Ne planlıyorsun bakalım?" diye sorduğunda Michael sıkıntıyla bir iç çekti ve babasına baktı. (babasının acilen bir psikoloğa gözükmesinden yanayım 2016 sürümüm inş bunu düşünüp yapmıştır)

"Bilmiyorum. Yani istediğim 2-3 tane bölüm var ve onlarda buraya uzak baba." dediğinde babası Daryl gülümsedi. "Yurtlar var oralarda kalabilirsin. Veya sana bir ev tutarız. Sen yeter ki oku." cümlesini bitirdiğinde mavi saçlı oğlunun sırtını sıvazladı. (Benim babam be like)

Michael ise hafifçe gülümsedi. "Seni tek başına bırakamam baba." dedi düşünceli bir ifadeyle. Babası Daryl ufak çaplı bir kahkaha attı. "Ben çocuk değilim evlat. Ben yetişkin bir bireyim. Tek başıma yaşayabilirim. Bu yüzden beni düşünmeyi bırak ve kendi geleceğine odaklan lütfen." son cümlesini söyleyip konuyu kapattı ve Michael'ı odasında yalnız bıraktı.


Tanrı, bu işin iyi sonlanmayacağına dair ufak bir kuşkuya kapılsa da, Metatron'a bir şey demedi. Michael'ın gittikçe güçlenen aşkını hissettikçe gülümsüyordu.

Metatron, yavaş yavaş planlarını Michael ve Luke'un hayatına sokarken gülümsüyordu. Tanrı onunla gurur duyacaktı.. Biliyordu.


Bugün Teog'a girenlere ne diyeceğimi bilmiyorum. Geçmiş olsun mu yoksa hayırlı olsun mu?

Hakkınızda hayırlısı güzeller :*

Sizi seviyorum :**


Belki inandırıcı gelmeyebilir bilemiyorum ama gerçekten yazdıklarımı unutmuşum. Sanki başka biri yazmış gibi okuyup düzenliyorum. bu sebeple 2016sürümü 2021 ve 2022sürümüm mevcut. Bazı yazdığım yerlerde ben de kendime inanamayıp şaşırıyorum 2016sürümüme kızıp küfür ediyorum. Hatta onun yerine utandığım bile oluyor. Bu keyifli bir yolculuk oluyor iyi ki böyle bir işe daha önceden değil de şimdi başlamışım. Uzun zaman üzerinden geçince eski beni, 2016 sürümümü okuyup o zamanlar nasılmışım diye görmek tuhaf geliyor, özlüyorum, anılarımı yad ediyorum. Kısacası eğlenceli geliyor. Umarım siz de eğleniyorsunuzdur.

24.04.2016
12.01.2022

Heart light •Muke• 2022Sürüm Güncellendi*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin