#1# İÇİMDEKİ ÇIĞLIK

222 52 12
                                    

Yine aynı şeyler, sessizlik...

Bana bakan gözlerinde hem öfke ,hem de acıma duygusu görüyordum. Havada kalan eli suratıma vurmak için kararsızdı. beklide gözlerimde ki yaş onu durdurmuştu. Hadi ! vursana demek istiyordum.. Ben yakalandım!. Âmâ o benim düşüncemin aksine elini indirdi.

"Bu gün gidiyoruz yalnız kuş !"dedi kalın sesiyle hala sesinde öfkeyi hissediyordum. "Bu sefer seni affedeceğim ama artık daha dikkatli olmalısın. "diye sürdürmüştü sözlerini. Vurmak için kaldırdığı elini şimdi beni ayağa kaldırmak için uzatıyordu..

Büzüştüğüm duvar kenarında onun uzattığı ele bakıyordum. Benim için sadece bir dal parçasıydı. Güvenilmezdi , kırılgandı ama ondan başka tutunacak dalımda yoktu. Elini tutum ve beni nazik bir şekilde yerden kaldırdı.

"Git şimdi Savaş'ı uyandır valizleri toplasın . Bende bilet ayarlayacağım. " dedi ve her zaman ki oturduğu şöminenin yanında ki deri koltuğa oturdu. Başımı olumlu anlamda salladım. Zaten tamamda diyemezdim.

Evin yukarı bölümüne çıkarken ayaklarım ağır bir şekilde ilerliyor. Kafamın sağ tarafı acısını yeni yeni göstermişti. Elimi şişiğe değdirdiğimde kan elime bulaştı. Kafamın kanadığını şuan fark ediyordum ama büyük bir şey değildi.

''sakın girmeyin içeride ben varım ''yazısını görünce yine gülümsedim. işte ateş ve gerzeklikleri. kapıyı tıklatmadan içeri girdim. olanlardan habersiz uyuyordu. şimdi ben bu çocuğu nasıl uyandıracağım. sehpanın üzerindeki suyu görünce yüzümde sinsi bir gülümseme oluştu.. bardağa su koyar koymaz . Ateşin yatağına yaklaştım. her zaman ki gibi mışıl mışıl uyuyordu..

onu bir kez daha inceledim. üzerinde beyaz bir tişört vardı . çikolata kas dediğimiz türden kaslarını belli ediyordu. kumral saçları suratının bazı yerlerini sanat eseri gibi konmuş benler ve kehribar rengi gözleri.

kendisini övmek gibi olmasın ama çok tatlıdır. benim şu hayattaki tek tutuna bildiğim varlıktır kendisi. Elimdeki suyu birden savaşın üzerine dökünce sıçrayarak uyandı...

küfürlerini duyup ta işitme duyumu da kaybedebilirdim. Âmâ bu seferkinin aksine sadece burnundan soluyarak çıkardı sinirini...''bir seferde düzgün uyandır be kızım ''dedi bir hışımla yataktan kalkarak.. ben ise onun kalktığı yatağa oturdum ve otuz iki dişimi göstererek gülümsedim. Gar dolabının yanına gidip tişört seçmeye başladı.

Arada bir bana bakıp söyleniyordu.'' bir gün gelirsin burnuma pipet sokarsın , beni davulla uyandırdığını bile hatırlıyorum... ne anormal kızsın sen yaa'' komidin in yanında bulduğum kağıt kalemle söylemek isteklerimi yazıp verecektim ki söylenmeyi kesip saate baktı.

'' oha saat gecenin 04.00 ve senin burada ne işin var ? '' dedi soru sorar bir biçimde..

kağıda tekrar yazmaya devem ettim ve bu sefer kafasına fırlattım.

''öncelikle özür dilerim seni her zaman canım cicimlerle uyandıramadığımdan dolayı malum halim...ve hırsızlık yapmaya girdiğim evden çıkarken yakalandım.

Savaşın gözünde önce acıma ... sonrada şaşırma duygusunu gördüm. konuşamadığım için bedenlerin ne sinyal verdiğini anlayabiliyordum...

üzerine giydiği yeni gri bol tişörtüyle yanıma oturdu. '' özür dilerim. uyku sersemiydim işte. nasıl yakalandın.?''

el işaretiyle ''tam yakalanmak sayılmaz aslında . işimi bitirip tam çıkıyordum ki ışıklar yandı bende aceleyle bir odaya girdim. baktım bir genç odası içeride tahminen bizim yaşlarımızda bir genç vardı . sessizce onu uyandırmadan pencereye yaklaştığımı sanıyordum ama arkamdan biri '' sakın tek bir hareket dahi etme sıkarım kafana '' dedi çok korkmuştum. arkamı dönmek istiyordum ama dönemiyordum. onun ayak seslerinin bana yaklaştığını duydum.''

ellerim yorulduğundan dolayı durmuştum ama ateşin devam et dercesine bakışı ve sonrasında'' Eeee ?'' demesiyle devam ettim.

'' bana yaklaştı ve kafama silahı dayadı'' ateş bir şeyim var mı diye kontrol edip ' bir şey yaptı mı sana' 'dedi onu yanımdan itekledim hafifçe ,anlatmaya devam ettim.

'' dinle salak .' bana dön '' dedi. korkumdan elim ayağım titriyordu . yavaş yavaş arka mı döndüm. Başıma geçirdiğim şapkamdan sadece gözlerim gözüküyordu, odanın ışığı hala kapalı olduğu için gözlerimi tam görememiş bile olabilirdi.'' sana söylüyorum '' dedi sinirlenip kafama silahı hatırlatmak için vurdu .sesimi çıkaramıyordum ve ölü cem diye çok korktum. dayanamadı ve kafamdaki şapkayı çıkardı. önüme düşen saçlar yüzümü saklaması dışında hem onu şaşırtmış hem de bana kaçma imkanı sağladı. önce dirseğimi koluna vurarak silahı düşürttürdüm sonra özel bölgesine vurarak pencereden aşağı atladım.''

Savaşa baktığımda beni soluksuz dinlediğini fark ettim. beni her zaman ki gibi sıcak kollarına çekerek sarıldı.'' orada ölebilirdin ve ben burada uyuyordum. özür dilerim mavi...''

saçmalama der gibi kafasına vurdum.'' öğrendi mi?" Diye sordu tekrar ve benden uzaklaştı. Kafamı olumlu anlamda salladım.'' kararı ne ?''

'' burdan gidiyoruz ''dedim el işaretleriyle dudağımı bilmem dercesine büzdüm. 'lanet olsun '' dedi ve dolabın kapağını açarak eşyalarını toplamaya başladı...

KÜÇÜK HIRSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin