❆ 8. Bölüm ❆

Start from the beginning
                                    


 

Aynadan bakarken ''Hayır.'' diye düz bir sesle cevap verdiğini işittim. Bakışları oldukça dikkatliydi. Bu dikkatli bakışlar hiç hoşuma gitmemişti. Arabaya çalıştırırken bile bana bakmaa devam etti.


 

Ne zaman bakmayacağım, yine göz göze gelmeyeceğim dediysem kendime merakıma yenildim ve yine aynı şeyle karşılaştım.


 

Uykuya daldığımı kollarımdan dürtüldüğümde anlayabilmiştim. Gözlerimi yavaşça araladığımda Herakles'in meraklı gözleriyle karşılaştım. 


 

Gözlerimi etrafa çevirdiğimde ıssız ve büyük bir alanda buldum kendimi. Sadece kocaman –ama bu yüksekliği ve enliği bakımından gerçekten kocaman- bir yapının önünde durduğumuzu görebilmiştim.


 

''Ne hissediyorsun?'' diye sorduğunda hiç düşünmeden ''Korkuyorum.'' Dedim. Sonra yaptığım saçmalığın farkına vardım. Ama artık geç kalmıştım. Gülümsedi. ''Öyle olması gerekiyor zaten.''


 

Bu da neydi şimdi? Neden böyle söylemişti ki? Kapımı açtığında aşağı indim. Ne tuhaf yerdi burası böyle? ''Burası neresi?'' Cevap adımlarının çıkardığı seslerdi.


 

İçimdeki küçük çocuk telaşlanmaya başlamıştı. Ellerimi birbirine kenetledim ve Herakles'i takip ettim. İçerisi dışarıdan göründüğü gibi değildi! Çok daha büyüktü!


 

Etrafta kimse yoktu! İçimdeki küçük çocuğu daha fazla tutamadım saklandığı yerde. Korku tohumlarını içime çoktan saldığını hissettim. Ellerim terlemişti. Üzerimde ince beyaz bir elbise, ayağımda mor topuklularla çok şıktım(!)


 

Büyük bir yere açılan kapıyı itikledi. Kapı iki yana kayarak açıldı. İçeride hiçbir şey yoktu. Sadece camdan oluşmuş bir yerdi burası. Ne oturmaya bir yer vardı, ne de bir şeyler izleyebilmek adına konulmuş bir televizyon!


 

''Burada bekle!'' Emir verip durmasa olmazdı sanki! Gözlerimi devirdim ve camlara yaklaştım. Yaklaştıkça bir şeyler görmeye başladım. Ter vücudumdan aşağı yol alırken o güzel camda hiç olmayacak şeyler görüyordum. Kan kırmızısı, alevler, çığlıklar! Sanki biraz daha yaklaşırsam oraya hapsolacakmışım gibi.


 

''Bakıyorum da evini daha yakından görmek istiyorsun.'' Sesle yerimden sıçradım ve camlardan uzaklaştım. Gözlerimi ovuşturup camdan oluşmuş bu yapıya tekrar baktım ve hiçbir şey göremedim! Kafamda ne tür kurgular dönüyordu böyle?


 

Arkama döndüğümde yaşlı biriyle karşılaştım. Oysaki sesi ne kadar da güçlü ve dinç çıkıyordu. ''Semius sana ne anlattı bilmem ama burada işine yaramaz. Burada gerçek benliğini bulacak ve bizi de bu yangından kurtaracaksın!''


 

Sesindeki kararlılık tüm kanımın çekilmesine neden oldu. ''S-Siz neden bahsediyorsunuz?'' Gülümsedi. Bir yere doğru yürümeye başladı. Peşinden gitmemi istedi. Dediğini yaptım. Yine büyük bir cam kapıdan giriş yaptık. 


 

Ama burada oturacak bir yer vardı en azından. Fakat anlam veremediğim bir tuhaflık vardı burada. Güzel ve dikkat çekici işlemeleri olan kocaman bir tahttı sanki bu. Biraz daha dikkatli baktığımda cam parçaları bir alev oldu gözlerimin önünde, yanıyordu taht. 

❆  Tehtit ❆     #Wattys2016 [Ara Verildi]Where stories live. Discover now