Bölüm 2 Rövanş

14K 495 87
                                    


'Kusura bakma kaba davrandım. Gönlünü almak için en azından bunu yapmama izin ver.'

Bana doğru eğildi ve dudaklarımın kenarına kendi dudaklarını değdirdi.

Dondum kaldım. Sonuç olarak kesinlikle beklediğim bir şey değildi. Cem kendini yavaş yavaş benden uzaklaştırırken gözlerini gözlerime sabitlemişti. Gözleri gerçekten sığ sular gibiydi. Derin ve mavi. Nihayet Cem'in hareketi son bulduğunda ben sonunda olayın farkına varabildim fakat daha sonra yaptığım hareket tamamen refleksti. Sağ elimi yumruk şeklinde sıktım ve karşımdaki adamın sol yanağıyla buluşturdum.

Yumruğumun hızıyla Cem dengesini koruyabilmek için bir adım sağa attı ve sağ dizi seğirdi. Görünüşe göre sağlam bir yumruk geçirmiştim. Cem'in ağzından çıkan hafif inilti bana Selin'i hatırlattı. Selin hemen yanımızdaydı ve olanları duymuş olmalıydı. Ona doğru döndüğümde rahatlayarak derin bir nefes bıraktım. Şükürler olsun ki bünyesi alkole karşı zayıftı. Benim dikkatimin dağılmasını fırsat bilen Cem kendini toparlamış hatta tekrar yakınlaşmıştı. 

'İşte bunu beklemiyordum.' sırıttı.

'Bir tanesi yetmedi herhalde, tekrar bu kadar yakına gelmeye cesaret edebildiğine göre.' ben de sırıttım.

'Benim sana attığım yumruğun rövanşını alabildin sonunda ha.' sırıtışı iyice yayıldı.

'Neden bahsediyorsun sen.' ağzımı kapatıp merakla ona bakmaya başladım.

'Senin yerinde olsam ben de hatırlamak istemezdim herhalde. Hadi biraz beyin fırtınası yap. Bakalım bulabilecek misin?' yanımdan geçip bara girdi.

İlk karşılaşmamız değildi demek. Ben her ne kadar hatırlamasam mümkündü. Bana yumruk atmış olması da garip değildi. Lisede pek çok kavgaya karışmıştım sonuçta. Ama bu yine de davranışlarını mantıklı kılmaya yetmiyordu. Ani bir dürtüyle dudağımın kenarına örtüğü yere dokundum. Yaptığı şeylerden çok rahatsız olduğumu söyleyemem. Sonuç olarak bana zarar verecek bir harekette bulunmadı. Hatta yumruk yemesine rağmen karşılık vermedi ki sağlam yumruk attığımı söylerler. Sadece bu duruma şaşırdım. Çok şaşırdım.

Selin'i yerinden kaldırdım, ana yola çıkıp bir tane taksi tuttum. Arka koltuğa yerleştikten sonra taksiciye yolu tarif ettim. Yolda aklım tabii ki son yaşadığım olaylardaydı. Varabildiğim tek bir sonuç vardı. Bu manyak kesin benimle dalga geçiyordu. Ya  geçmişte gerçekten tanışmıştık ve ben onu kızdırmıştım ya da ilk  defa karşılaştık fakat benimle kafa bulmak istedi ama kesin benimle oyun oynuyordu. Henüz bu oyuna karşılık verip vermeyeceğime karar verememiştim ve sanırım doğru düşünemeyecek kadar sarhoştum. Bu konuyu daha sonra üzerinde durmak için ileri bir tarihe erteledim, arkama yaslanıp gözlerimi kapadım ama  çok uzun sürmedi. Selin kendine gelmiş bana sesleniyordu. 

'Deniz ben biraz yürümek istiyorum.'

'Bebeğim biraz geç olmadı mı?'

'Evinin etrafında biraz dolaşsak olmaz mı?'

Gülümsedim ve taksiciye durmasını söyledim. Zaten eve yaklaşmıştık buradan yürüyebilirdik. Para üstünü aldım, taksiden indik. Selin koluma girdi ve eve kadar bu şekilde yürüdük. Yürümek doğru bir seçimdi çünkü Selin bu arada kendine gelmişti. Eve girince ayakkabılarından ve montundan kurtulup hemen kendini yatağa attı. Sırtüstü ayakları yataktan sarkacak şekilde yatmıştı, eteği hafif bacağından sıyrılmıştı ve yüzünde mutlu bir gülümseme vardı. Mutlu görünüyordu. Ve seksi. Yanına gidip uzandım. Dudaklarına doğru uzanırken parmak uçlarımla eteğinden kurtulan bacağına dokundum. İrkildi. Tepki vermesi üzerine dudaklarını öpmeye başladım. Bir yandan da elimi eteğinin altına doğru kaydırıyordum.

TUTKU OYUNU (gay)Where stories live. Discover now