BÖLÜM 31

1.9K 153 62
                                    

"Daha fazla kahve içmek istemiyorum!" dedim Angela'yla iki sınav sonrası yemekhanede diğer sınavı beklerken.

"İçme o zaman."

"İçmezsem uyurum ama."

"İç o zaman."

"Her zamanki gibi yine bana çok yardımcısın Angela(!). Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım. Teşekkürler Tanrım."

Zaten moralim bozuktu, bu kızın konuşmaları da bana hiç yardımcı olmuyordu doğrusu. Aslında yaptığı kötü bir şey yoktu ama sanırım psikolojik durumum hiçbir şeyi kaldıramayacak durumdaydı. Bu sınavlar ve son günlerde olan tatsız olaylar yüzünden kafayı yemezsem bir daha yemezdim herhalde!

Bir şeyler atıştır, kahve iç, ders çalış, yat, uyu.

Bir şeyler atıştır, kahve iç, ders çalış, yat, uyu.

Bir şeyler atıştır, kahve iç, ders çalış, yat, uyu.

Hayatımın rutini tam olarak bu hale gelmişti ve son zamanlarda ejdercikle bile doğru düzgün ilgilenemez hale gelmiştim. Bugün de yemeğini suyunu bırakıp odanın kapısını kilitleyip, pencereyi de kapattığımdan emin olduktan sonra sınav için odadan ayrılmıştım. Odaya kimsenin gelmeyeceğini bilmeme rağmen onun yine beni bulmak için kaçmasını önlemek amaçlı bu önlemleri alıyordum.

'Odaya niye kimse gelmiyor, Neil'e ne oldu' diye sorduğunuzu duyar gibiyim... Doğrusu Neil o günden sonra odaya hiç gelmemişti. Ancak her geçen gün biraz daha eksilen eşyalarından, ben odada yokken odaya uğradığını anlıyordum. Yani kısacası gün geçtikçe hayatımdan yavaş yavaş siliniyordu. Tıpkı daha önce hayatıma giren annem, babam ve diğer herkes gibi...

"Bence biraz çikolata yemelisin. Ders çalışmaktan mutluluk hormonların körelmiş senin, doğru düzgün endorfin salgılayamaz olmuşsun."

"Daha demin öğrendiğin tıp bilgilerinle beni avlamaya çalışma!"

"Demin öğrendim ve şimdi kullanacağım. Çünkü sınavdan sonra hepsinin beynimden silineceğine adım gibi eminim. Yani sınavdan çıkar çıkmaz bir bakacağım; puf bilgiler beynimden kayboluvermiş! Bu nedenle şimdi kullanmazsam bir daha nerede kullanacağım hakkında hiçbir fikrim yok."

"Oyalama beni ezber yapıyorum."

"Çikolata önerim hala geçerli. Bu kadar kahve sağlığa zararlı, ayaklı kafein gibisin şu an!" diyerek göz altı morluklarımı gösterdi.

"Ayaklı uyuşturucu bağımlısı gibi desene sen şuna."

"Diyecektim de kıyamadım. Ama sen kendini benim yerime de gömdün. Teşekkürler."

"Rica."

"Ya rica ederim demekten bile acizsin. Yüzündeki yaralar ve göz altı morlukların da eklenince bağımlı Tureng iş başında oluyor. Hahaha ya da dur dur zombi Tureng daha uygun olur. Tenin falan da aşırı beyaz çünkü-"

"Yah bir sus! Ezber yapmaya çalışıyorum şurada değil mi? Sınava bir saat kalmış sen hala lak lak peşindesin."

"Gece çalışsaydın ya çocuk! Son anda neye yarar çalışmak?"

"Bugün üç tane sınavımız vardı Angela. Sen hepsine dün mü çalıştın yani? Vaov seninle gurur duydum şimdi."

"Duymalısın tabii ki, ben de sürekli kendimle gurur duyuyorum. Kesinlikle muhteşemim" dedi. "Oov bir dakika! Hemen dönüp bakma ama saat üç yönünde Neil ve şapşal arkadaşları görüş alanıma girmiş bulunmaktalar."

"Polisiye dizi mi çekiyoruz burada? Hem bundan bize ne, girerlerse girsinler ne yapalım? Şu anda tek bir isteğim var, o da bu aptal sınav haftasının son iki gününü de sorunsuz bir şekilde atlatmak. Yani yüksek notlar almasam da olur inan bana, önemli olan katılmaktı deyip hayatıma güzel güzel devam edeceğim. Yeter ki bitsinler artık!"

Deniz HalkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin