Cennet bahçelerini aşıp bulutlara doğru yol aldım. Baş meleği bu savaştan vazgeçirmem gerekiyordu. Bizler kıyamet melekleriydik orası doğru ama suçsuz milyonlarca insanı öldürmek gibi bir lüksümüz yoktu. Meleklerin dünyada bir savaş başlatması demek günahsız bir sürü insanın hayatına son vermek demekti ki meleklerin görevleri insanları öldürmek değildi aksine onları korumaktı.
Benim kim olduğumu soracak olursanız? Ben kıyamet meleklerinin ikinci kılıcı, ikinci rütbesi, baş meleğin yardımcısı doğa ananın sadık kölesi Ocean. Bu savaşı nasıl durduracağımı ya da baş meleğe nasıl karşı geleceğimi bilmiyorum ama Armageddon'dan kovulmadan ve bu savaşı başlamadan bitirmenin bir yolunu bulmalıyım.
Bulutların arasında bulunan en az pamuk kadar yumuşak ve bir o kadar saydam görünen kale gözüme çarpınca gülümseyerek ilerledim. İçimde anlamsız bir ürküntü vardı ve ne olacağını az çok tahmin ediyordum. Yüksek bir ihtimalle büyük bir kavga çıkacaktı ama baş melek bugüne kadar beni hiç bir konu da kırmamıştı. Bu seferde benim sözlerime itimat edeceğini düşünüyorum.
Pamuklara bezeli kalenin önüne gelince kapıda bulunan beyazlar içinde ki nöbetçi meleklere selam verip baş meleğin odasına doğru ilerledim. Duyduğum heyecandan dolayı içimde bulunan su fokur fokur kaynıyordu. Elementimin su olmasından dolayı genelde sade ve sessiz bir kişiliğim var ama bunun yanında iyi bir dövüşçü ve yerine göre kibirli bir adamım. Kısacası su gibiyim ben en çok ihtiyacınız olanım yeri geldiğinde ise sizi boğan ya da kurak bırakanım.
Çift kanatlı beyaz kapıyı itip sert adımlarımı beyaz renkli altın işlemeli tahtında oturan baş melek Ardour'a doğru ilerlettim.
Kendimden emindim, girdiğim tüm savaşları bugüne kadar kazanmıştım. Yok olmaktan hiç bir zaman korkmamıştım ama yanıldığım bir şey vardı, benim damarlarımda su dolaşıyordu evet ama Ardour'un damarlarında ise ateş dolaşıyordu. Ben su elementinin koruyucusu ve taşıyıcısıyken Ardour ateş elementinin koruyucusu ve taşıyıcısıydı. Bu da onu güçlü ve yenilmez kılıyordu ki bu yüzden Ardour benim üstümdü.
Ardour'un gücü nerdeyse dört elementin toplamı kadardı. Ardour'dan sonra ben, benim ardından hava elementinin koruyucusu Aerial, son tabakada ise toprak elementinin koruyucusu Earth vardı. Bu dört melekte oldukça kendilerine güvenen kişiliklere sahiplerdi ama Ardour'un gücü hiçbir meleğin karşı koyamayacağı büyüklükteydi.
