28-Benim Oğlum

13.2K 637 21
                                    

"Emir ne oluyor?" diye sordu. Daha fazla merakını içinde tutamamıştı.

"İçeri girelim görürsün." deyip Masal'ın yürümesi için hafifce belinden ittirdi.

Merdivenleri çıkıp içeriye girdiler. Karşılarına bir daha merdiven çıkmıştı. Bu merdivenleri de çıktıktan sonra masalarda oturup bir şey yiyip içen insanları daha net görebildiler. Çok sıcak ve sevimli bir ortamı vardı.

Emirle beraber ahşap bir kapıdan geçtiklerinde Masal gözlerine inanamadı. Burası tamamen dışarıya ve denize bakıyordu. Bu masalar daha güzeldi. Kahverengi ahşap masaların etrafında çicekler ve yeşilliklerle bezeliydi. Emir onu bir masaya yönlendirdi. Sandalyesini çekip Masal'ın oturmasını bekledi. Tam karşısına oturup derin bir nefes aldı. Çok heyecanlı hissediyordu..

Yavaşca Masalın ellerine uzandı elleri. "Ben özür dilerim." dedi. Adeta fısıldarcasına konuşuyordu. "Kapat gözlerini güzel gözlüm." dedi.

Masal ikiletmeden karşısındaki adamın dediklerini yaptı. Özrü de sözleri de kalbinin daha hızlı çarpmasına sebep olmuştu.

"Öğrendim  hayatını, okuyamadım hepsini ama benden önce yaşadıklarını bilmem bile yetti aklımda ki o durmadan cevap isteyen sorulara."

"Özür dilerim." diye fısıldadı tekrar adam."Gittiğinde ben gerçekten çok yanlış şeyler düşündüm hakkında. Umut'un gerçek babası ile gittin sandım, o eve geliş amacın bana yalan gelmişti. Yalan söyledin sanmıştım. O kadar pişmanım ki kendimden nefret ediyorum. Her şeye rağmen bir şans veremez misin bana? Oğlunun ve senin hayatını güzelleştirebilmem için küçük bir şans?"

Derin bir nefes aldı karşısındaki kadın. Gözleri hala kapalıydı ve ağlıyordu. Titrek bir nefes aldı. Konuşmak şu an onun için zor geliyordu. Emir kreşin önüne geldiğinde de telefonda da o kadar soğuk bir sesle davranmıştı ki bu sözleri beklemiyordu. Emirin onu kabullenmeyeceğini kendine o kadar çok inandırmıştı ki...

Ağlamadan kaynaklanan boğazındaki yanma dışında içinde de tarifi imkansız bir kıpırtı vardı.

"Hazırım." dedi gözlerini yavaşca aralayarak. O kadar mutluydu ki gülmeye başladı. Bir yandanda gözlerinden yaşlar akıyordu. Emir biliyordu ki bunlar mutluluk göz yaşlarıydı. Yoksa ağlamasına izin vermezdi. Çünkü karşısında yaşı küçük görünsede içinde olgun bir kadın vardı ve bu kadın kendisinden önce yeterince ağlamışa benziyordu.

Yavaşca oturduğu sandalyesinden kalktı adam. Üç yıldır içten içe kızsa da sevdiği kadının yanında ki sandalyeye oturup ona sarıldı. Masal da başını adamın omzuna yasladı. İkiside mutluydu şu an. Deniz manzaralı olan bu mekanda ayrı bir güzellik katıyordu bu tabloya.

Garson gelip siparişleri aldığında Emir kadının saçlarını okşamaya başladı.

"Umut kreşte mi kaldı ?"

"Evet."

"Beni sevmediğini biliyorum. Oğlumuzun beni sevmesi için yardım eder misin ?Biliyorum her zaman seni daha çok sevecek ama beni de biraz olsun sevmesini istiyorum."

"İki kere gördü seni ikisinde de bağırıyor olunca korktu senden. Normalde insanlarla tanışmayı çok sever ama ben ağlayınca dayanamıyor."

"Bende dayanamıyorum. Ve oğlumla hiç de hoş bir karşılaşma yaşamadığımızın farkındayım. Yine de sever mi beni?"

Oğlum demişti Umut'a. Onu sahiplenmesini seviyordu. Önceden de şimdi de...

Masal gülüp "Buğra doldurusa getirmezse evet."dedi.

Benim Oğlum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin