2-Yeni hayat

39.9K 1.5K 80
                                    



Genç adam şaşkınlıkla bir elindeki mektuba bir de çocuğa bakıyordu. Tüm bunlar şaka falan mıydı? Dikkatlice etrafına baktı ama kimse yoktu. Şaka değildi. Mutu ve çantasını da alıp salona geçti. Ne yapacaktı? Gerçekten bu çocuğa bakacak mıydı? Henüz yirmi dört yaşındaydı. Kendine bakabiliyor, yemek yapabiliyordu ama küçük bir çocuğa bakmak sorumluluk isterdi. Bir tarafı 'Benim çocuğum değil. Bakmasam da olur. 'diye düşünürken diğer tarafı 'Onu bir yurda bıraka bilecek misin? 'Diyordu. Ne yapacağını ciddi anlamda şaşırmıştı.



Kucağında olan Umut'u koltuğa oturtup onunla ilgilenmeye başladı. Umut koltuğun kenarındaki yastığı asılıp kenarını dişlemeye başladı. Bu çocuk en fazla bir yaşında olmalıydı .Umut'un yaptıklarına tebessüm etti. Eğer bu küçük çocuk bilseydi şu an ne durumda olduğunu böyle mutlu olamazdı , annesinin elinde bir deney faresi gibi kullanılmıştı.




Yetimhaneye bırakabilir miydi Emir ?Ama kendi çocuğu da değildi ki. Henüz evli bile değildi. Evlenip kendisine güzel bir yuva kurmak varken neden kendinden olmayan bir çocuğa bakacaktı ki? Çapkın bir adamdı çoğu zaman ama çocuklarının olması, onlarla oyunlar oynamak onunda hayaliydi. Gerçekten kafası çok karışmıştı. Çaresiz ablasını arayıp eve gelmesini söyledi gelene kadar her şeyi iyice düşünecekti.




~~~~



Çok geçmeden ablası geldiğinde Umut da uyuya kalmıştı. Emel içeri girdiğinde telaşla kardeşine baktı. Hemen gelmesini söylediğine göre önemli bir şey olduğu kesindi.



"Geç salona abla."



"Emir ne oldu? Beni neden çağırdın ? Bak sen beni durduk yere çağırmazsın."



'Belli ki susmayacak' diye düşündü adam. Ablasını kolundan tutup salona doğru sürükledi. Emel şaşkınlıkla koltukta uyuyan sevimli çocuğa bakıyordu. Kardeşine bakıp konuşacaktı ki Emir ablasının eline mektubu tutuşturup tekli koltuğa oturttu.



Emel okudukları karşısında ne diyeceğini düşündü. Âdeta kanı donmuştu, neydi bu okudukları? Nasıl bir kadındı bunları yazan kişiye nasıl 'anne' denilebilirdi. Kendisi de bir anneydi. Düşünüyordu da ne olursa olsun oğlu Talha'yı bırakıp gidemezdi. Hele ki hiç tanımadığı bir eve asla!



"Ben sen gelene kadar iyice düşündüm. Bu çocuğu evlat edineceğim abla."



"Senin aklın yerinde mi? "diye azarladı." Senin olmayan bir çocuğa sen neden bakacaksın ?Ayrıca tek başına nasıl bakmayı düşünüyorsun? Her gün işe giderken çocuğuda mı götüreceksin?"



"Onu yurda bırakırsam ne olacak asıl sen düşündün mü? Onu bırakıp giden kadından ne farkım kalacak abla ?Hem gerekirse ben bakıcı bile tutarım."



"Annem duysa ortalığı yıkar biliyorsun değil mi?"



"Umurum da değil. Ben bu çocuğa sebepsizce ısındım. Bilmiyorum belki de acıdım ama evlat edineceğim."



"Ne olacak peki? Onu sahiplenecek misin? Daha kendine bakamıyorsun."



Emel kardeşine dikkatle baktı. Kesinlikle Emir delirmişti. Bu durumun onun gözünde başka bir açıklaması yoktu.




1 hafta sonra



Geçen bir hafta onlar için epey zorlu olmuştu. İlk iki gün Umut ve Emir beraber vakit geçirmişlerdi. Emir nüfus işlemlerini başlatmak için başvurduğunda Umut'u elinden almışlardı. Bu sevimli çocuğu vermemek için çok savaşmıştı genç adam ama mecbur olduğunu fark ettiği zaman çaresiz görevlilere teslim etmişti. Kırk sekiz saat gibi kısa bir süre içinde birbirlerine çok çabuk alışmışlardı. Umut yurda gittiğinde ise Emir hiç vaz geçmeden oğlu olacak çocuğun yanına gitmişti. Akşama kadar yurtta beklemiş, akşam Umut uyuduğunda ise eve dönmüştü.

Benim Oğlum Where stories live. Discover now