30.bölüm - rüya

En başından başla
                                    

Yatakta tek başıma kalınca, üşümeyle daha çok sarıldım üzerimdeki yorgana. Onların varlığı ısıtıyordu beni. Soğukta kaldım şimdi.. Aklımda düşünceler dönüp dolaşırken, bedenim yavaş yavaş uykuya teslim olmaya başlamıştı bile.

"sevgilim" biraz önce uykuyla hapsolmuş gözlerimi, onun sesiyle açtım hızla. Haklıydım işte.! Biliyordum. Onur ölmedi! Burada. O kedi, açık kapı her şey onurun oyunuydu!

"onur!"

"geldim aşkım. Korkma artık. Bundan sonra asla bırakmayacağım sizi. Oğlumuz ve biz çok mutlu olacağız"elleri cebinde yatağa yaklaşırken, ellerimle sarıldığım yorgana daha sıkı sarıldım. Yaklaşmasını istemiyordum.

"korkma bitanem. Sizi almaya geldim. Artık bu adamın yanında durmayacaksınız. Sizin yeriniz benim yanım. Siz bana aitsiniz. Benimsiniz. "

"ha-hayır. Gelmeyeceğiz. Sana ait falan değiliz. Yağız senin oğlun değil! " korkak ama bir o kadar da cesur konuşuyordum, adımlarını hızlandırıp yanıma geldi. Sağ kolumu sıkmaya başlayınca acıdan inledim. Kerem nerede?! Neden kurtarmıyor ki beni bu adamdan?

" o benim oğlum zeynep! Sende benim kadınımsın! Bunu kimse değiştiremez! "

"hayır. Ben senin değilim! Sen hataydın sadece! Ölene dek pişman olacağım hata"

"değil! Hata değildim!! Duyuyormusun! Hata değildim! Sen istedin! Benimle evlendin! Beni istedin! Sen benimsin!"

"hayır! Bırak beni! Ben unuturum sandım. Ama unutmadım.! Ben keremi seviyorum. Hiç bir zaman seni sevmedim, istemedim! Senin değilim!"

"benimsin sevgilim"

"değilim!"

"benimsin, Benimsiniz! ve en yakın zamanda alacağım sizi!"

"değilim! Senin değilim! Senin değilim!"

Kan ter içinde açtım gözlerimi. Etrafıma bakıp derin bir nefes aldım. Çok şükür ki rüyaymış. Ya da kabus demeliyim. Çok gerçekçi bir kabus.! Hemen keremi bulmayım.

Yataktan inip, yatağın yanındaki terlikleri giydim. Hızlı adımlarla odadan çıkacakken yağızın çığlık sesi doldurdu kulağımı. Kalbim hızını artırarak atmaya devam ederken koşarak yağızın olduğu odaya gittim. Kerem ve oğlumuzu görünce kapının pervazına yasladım vücudumu. Elim ağzıma gitti. Nefes alışverişim düzene girmeye çalışırken , hıçkırarak ağlamaya başladım. Olduğum yerde yavaşça yere çökerken, keremin seslenişini ve yanıma geldiğini bile anlamamıştım.

"zeynep! Zeynep iyimisin?! Cevap ver! Ne oldu? Bir şey mi oldu? Neden ağlıyorsun zeynep?!" sorularına cevap vermeden sıkıca boynuna doladım kollarımı. Elimden kayıp gidecekmiş gibi sıkı sıkıya sarıldım ona.

"özür dilerim. Affet beni lütfen" elleri saçlarımı okşarken, dudaklarını boynunda her hangi bir noktaya bastırdım. Ben keremden gittim. Ya o da benden gitseydi. O beni bıraksaydı ne yapardım ben.

"şişşh ne oldu güzelim? Ağlama artık"

"özür dilerim. Lütfen, lütfen affet beni"her bir noktaya minik bir öpücük kondururken, onun benden gitmediği için şükretmeyen başladım. Beni sevdiği için, beni bırakmadığı için..

Ellerini yanaklarıma yerleştirip ona bakmamı sağladı. Gözlerinde acı çekiyormuş gibi bir ifade vardı. Ne demekti bu? Ağladığım için mi olmuştu böyle?

"ağlama artık. Kalbim acıyor" Sözleri daha çok ağlamamı sağlarken tekrar sarıldım sıkıca. O zaman keşke dedim. Keşke o adama kanıp keremi bu evde yapayalnız bırakmasaydım. Keşke saçma sapan bir inat uğruna o adamla evlenip, seveceğim umuduyla onun olmasaydım.

- KADIN -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin