[60] Son Gece

91.2K 4.8K 266
                                    

Sevgili okurlarım, bu bölüm aslında FİNAL olacaktı. Ama geçen bölüm tam olarak duyurusunu yapmadım ve gören bir an paniklemesin diye önceden haber vereyim dedim. FİNAL bölümü yarın, olmazsa cumartesi yayımlanacak. Bir hafta sonra ise ÖZEL BÖLÜM olacak. Ardından 2 özel bölüm daha gelecek ama onlar tam olarak ne zaman gelir bilemiyorum. En fazla bir ay sonra ikincisi, sonuncusu ise iki ay sonra gelir diye planlıyorum. Hım... sanırım şimdilik bu kadar. Onur ve Dilara'ya veda etmeye hazırlanın. ^^


Gözlerimi beyaz boş tavana dikmiş sırt üstü yatıyordum. Hızla geçen şu son haftayı düşünüyordum. O kadar çabuk geçmişti ki... anlayamamıştım bile. Ve gelip çatmıştı işte eve gideceğim gün. Yarın akşam saat yedide gidecektim. Bugün yurda gidip bavulumu hazırlamış ve aceleyle hastaneye geri dönmüştüm. 

Derin bir nefes çeken Onur'la beraber sıyrıldım düşüncelerimden. Sol tarafıma dönüp onu görüş alanıma aldım.

Onur sırt üstü yatmış, az önce benim yaptığım gibi tavanı izliyordu. Ellerinden biri göğsünün üzerine, diğerini alnının üzerine ters bir şekilde koymuştu. Gözlerindeki ifadeye bakılırsa düşüncelerinin arasında kaybolup gitmişti Onur. Onun bu dikkatini dağıtmadan izlemeye devam ediyordum onu. 

Kısa bir süre o da bana doğru dönmüştü. İkimizde konuşmadan sadece birbirimize baktık. Onun gözlerinin içine bakmayı seviyordum. Ama şimdi canım acıyordu. Onsuz geçireceğim üç ayı düşündükçe boğazıma bir yumru oturuyor, nefes almam güçleşiyordu.

Üç ay!

3!

Koskoca üç ay!

Sayılı günler çabuk geçiyor derlerdi. Şu bir hafta gerçekten su gibi akıp geçmişti ama üç ayın öyle geçeceğini hiç sanmıyordum. Ona olan özlemim yüzünden keçileri kaçırmazsam kendimi şanslı sayacaktım!

"Seni daha şimdiden özledim." dedi sessizliği bozarak. "Ben seni, senin yanındayken bile her saniye özlüyorum." dedim fısıldayarak. Buruk bir gülümseme yerleşti dudaklarına. Yaptığım itiraf onu mutlu etse de gideceğim gerçeğinin ağırlığı ondan fazla basıyordu. 

Üzerindeki ince pikeyi kaldırdı yavaşça. "Gelmek ister misin?" dediğinde hiç düşünmeden kalktım koltuktan. Ona doğru attığım adımlarda biraz tereddüte düşüyordum ama buna ihtiyacım olduğunu da biliyordum. Bir gece boyunca onun kokusuyla sarmalanmak tabiki de benim için güzel bir güle güle hediyesi olacaktı. 

Yatağa yavaşça girdiğim de ona doğru bakacak şekilde yattım. Kollarını hafif bir çekingenlikle bana doladığında tebessüm ederek bende ona sarıldım. Başımı onun göğsüne dayayıp, hızla atan kalp seslerini dinledim uzun bir süre. Onunda parmakları saçlarımda dolandı. Ne o uyuyabiliyordu, ne de ben...

"Özür dilerim." dedi saçlarıma kondurduğu öpücük arasında. Meraklı gözlerimi, onun gözlerine dikebilmek için istemeye istemeye uzaklaştırdım başımı onun göğsünden. Bana öyle güzel bakıyordu ki nedenini sormayı unuttum. Elleri beni hipnoz edercesine saçlarımda dolanırken ben konudan bile kopmuştum.

Sol eli yanağımı yavaşça kavradığında kıpırdandı dudakları tekrardan. "Seni sürekli hastanede tuttuğum için özür dilerim." dediğinde ise aniden kaşlarım çatıldı. "Ben bundan şikayetçi değilim Onur." diye çıkıştım elimde olmadan. "Biliyorum sevdiğim." dedi hoş tınılı sesiyle. Sevdiğim dediği an ben iptal olmuştum zaten. O günden beri bana sürekli sevdiğim diyordu. Ve her deyişinde benim kalbim hop ediveriyordu. 

"Sadece... bu durumdan hoşlanmıyorum. Seninle gezebilirdik dışarı da, piknik yapabilirdik, lunaparka gidebilirdik, şu saçma sapan fast food yiyeceklerden yiyebilirdik... Kısacası bu şehrin altını üstüne getirebilirdik ama benim yüzümden hastaneye tıkılı kaldık ve-" dediğinde "Ştt..." diyerek parmağımı dudaklarına bastırdım. 

Seni Bana Getirdi (Sevdim) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin