[31] Küçük Bir Destek

94.9K 5.4K 166
                                    

"Benim o kadar vaktim yok..."

Onur'un söylediği cümle ile sarsıldım bir an. Gözlerim kararır gibi oldu. Vücudumdaki tüm kanın çekildiğini hissettim. Bunu ne kadar kolay dile getirmişti böyle... Ben daha düşüncesiyle mahvolurken...

Bileğimi hızla ondan çekip kurtardım. İçimde beliren duyguların hepsini es geçip o an öfkeye odaklandım. İşaret parmağımı ona doğru sallarken "Bir daha asla!" diye fısıldadım. Öfkeme göre sesim çok kısık çıkıyordu. Bu beni şaşırtsa da konuşmaya devam ettim. "Bir daha asla böyle bir şey söylemeyeceksin! Düşünmeyeceksin bile!" dedikten sonra malzemeleri alıp odadan bir hışımla çıktım.

O an için arkamda nasıl bir Onur bıraktığım umurumda bile değildi. Tek düşünebildiğim kalbime saplanan derin acıydı. Daha az önce mutluluktan pır pır ederken, şimdi o aptal acı yüzünden un ufak olmuştu sanki...

Acı tüm bedenimi ele geçirirken kendimi zorlukla kliniğin tuvaletine attım. Klozetin kapağını indirip üzerine oturduğumda elimi yumruk yapıp göğsüme bastırarak bu acıdan kurtulmayı diledim. Ama sadece dileyebildim...

Gözümden akan her damla yaş beni rahatlatmak yerine, yüreğime kor gibi düşüyordu sanki. Daha çok canım acıyordu. Dediği tek bir cümle ile beni darma duman etmişti resmen. Kalbimi yerinden söküp atmıştı. Ben onun için endişelenirken, onun için bir şeyler yapabilmek için debelenirken o... o hala ölümü düşünüyormuş! Bu fikirden bir parça bile uzaklaşamamış! Ben onun beni sevdiğini düşünürken o hala öleceği günü mü düşünüyordu? Ölümün onu bulacağı anı mı düşünüyordu?

Ah! Ben ne sanmıştım ki?! Kafasına sihirli bir değnekle vurduğumu falan mı? Hemen dört elle hayata tutunacağını mı? Mutluluktan dört köşe olacağını mı? Ya ben ne hayal etmiştim ki ya!

Hıçkırıklarım artarken onun gülümsediği anlar zihnimin puslu perdeleri ardında belirse de söylediği cümle ile kaybolup gidiyorlardı.

Yüzümü avuçlarımın arasına alıp sarsılarak ağlamaya devam ettim. Ne yapabilirdim ki artık? Ne yapmalıydım? Ona aşık olduğumu söylemeli miydim? Bunun bir faydası olur muydu? Hayallerimin temelinde onun yer aldığını söylesem... benim hayallerime ortak olmayı kabul eder miydi? O olmadan yarım kalacağımı söylesem, ona ihtiyacım olduğunu söylesem... Benim için nefes almak kadar değerli olduğunu söylesem... Ah! Cidden ne yapacaktım ben? Niye her defasında pusulamı karıştırıyordu ki bu çocuk?? Tam her şey halloldu derken, tam artık her şey yerli yerine oturdu derken... bir söz söylüyordu ve bum! Her şey yerle bir oluyordu... Ah, Onur... Bana bunu neden yapıyorsun sen ya?...

Uzun bir ağlama seansından sonra sonunda sakinleşmeyi az biraz başarabilmiştim. Oturduğum yerden kalkıp kapıyı açtım ve lavaboya doğru birkaç adım attım. Aynadaki yansımama acıyarak baktım bir süre. Aşk bu kadar yıpratıcı bir duygu muymuş? Ama Sude her zaman gülümsüyordu. Aşkın muhteşem bir duygu olduğunu söylüyordu. Peki benim canım neden bu kadar acımak zorundaydı ki?

Yüzüme bir süre soğuk su çarpıp kızarıklıklardan kurtulmaya çalışsam da pek becerememiştim. En sonunda pes edip yüzümü peçeteyle kurulayıp çıktım oradan. Sekreter masasına bitik bir şekilde yürürken duvardan destek alıyordum. Şu halime gülmek istesem de henüz bunu becerecek kadar kafayı yiyememiştim.

Sandalyeye çöktükten kısa bir süre sonra Gizem yanımda bitti. Omzuma dokunduğunda yavaşça başımı yerden kaldırdım. Gözleri, gözlerimle buluştuğun kocaman açıldı. "Ne oldu kızım sana??" Telaşla yanıma çöküp yüzümü elleri arasına aldı. Biraz geri çekilip yüzümü onun ellerinden kurtardıktan sonra "Hiçbir şey sorma Gizem." diyebildim yorgun sesimle.

Seni Bana Getirdi (Sevdim) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin