Bölüm 1

563 32 7
                                    

Bölüm Şarkısı: Blackstreet Boys-Show Me The Meaning of Being Lonely

Genç adam kendisine uzatılan peçeteyle alnını silerken bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu. Peçeteyi uzatan görevlinin hala yanı başında olması biraz tuhaf gelmişti ona.

"Evet?" diye mırıldandı adama gitmeme nedenini sorarcasına.

Genç yaşına rağmen saçlarına aklar düşmüş olan görevli dudağının yanındaki mikrofonu aşağı indirdi sonra da genzini temizledi.

"Bay Jean-Pierre, sizinle konuşmak isteyen birisi var."

Genç piyanist parmaklarını gelişigüzel çıtlattı ve arkasını dönüp soyunma odasına doğru birkaç adım attı fakat görevlinin susmaya niyeti yoktu.

"Çok önemli olduğunu.."

"Meşgul olduğumu söyle."

Piyanistin sözünü kesmesine aldırış etmedi ve arkasından yürümeye başladı. Cebinden çıkardığı minik kağıda dalgın gözlerle bakındı. Adımlarını sıklaştırıp genç piyanistin önünde durduğunda Nick de en az adam kadar şaşkındı.

İnsanların kararlarına saygı duymamasından hiç hazzetmezdi. Tek kaşını hafifçe kaldırdı ve ters bir bakış attı adama. Adam elindeki kağıdı uzattı ve ekledi:

"Bu numara bir doktorun."

"Yani?" diye cevapladı onu genç piyanist. Mavi gözleri yorgunlukla kısılmış, terden alnına yapışan saçlarını elinin tersiyle itmekten sıkılmıştı.

Görevli de tereddütlüydü, piyanistin aksi yönünün farkındaydı. Gerçi bunun farkında olmayan var mıydı acaba? İşler istediği gibi gitmediğinde mavi gözleri daima ateş saçardı. Kötü biri sayılmazdı ama iyi olduğunu söylemek de zordu. Huyuna gitmek akıl karıydı sadece.

"Sizinle görüşmesi gerektiğini söyledi." Kuru kuru öksürdü ve ekledi. "Son derece acil olduğunu da belirtti."

Kendisine uzatılan kağıdı istemeyerek de olsa aldı genç adam. Biliyordu ki aksi takdirde görevlinin ısrarı asla son bulmazdı.

Soyunma odasına geldiğinde köşedeki masaya göz ucuyla baktı ve bir tomar kağıt yığınının üstüne bıraktı numara yazan kağıdı. Doğruyu söylemek gerekirse zerre kadar merak etmiyordu numarayı bırakan kişiyi de arama sebebini de. Meraklı biri sayılmazdı, en azından insanlar konusunda.

Kendisine ayrılan özel duşu kullandı ve bulunduğu salondan çabucak ayrıldı. Her zaman böyle olurdu, sanatını yapar ve işi bitince çabucak ayrılırdı. Elinde kağıtlarla, resimlerle ya da bir kucak dolusu çiçekle bekleyen insanlardan hoşlanmıyordu. Beğenilmek güzeldi ama insanların ona ait olan alana el uzatması tahammül sınırını aşardı.

Sakin görünüşüne rağmen çabuk sinirlenirdi. Buna rağmen çoğu zaman tepkileri kontrollü, yüz ifadesi umursamazdı. Mavi gözleri öylesine bulutluydu ki bu ona daha da uzak ve anlaşılmaz bir hava veriyordu.

Sakin geçen birkaç günün ardından evde yankılanan telefonun gürültüsüyle araladı gözlerini genç piyanist. Normalde geç uyanan biri değildi ama yine de telefonla uyandırılmak sinirini bozmuştu.

"Efendim?" dedi sert ses tonuyla.

Karşı tarafın mahcup sesi doldurdu hattı.

"Bay Jean-Pierre, sizi bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama durum acildi."

"Kimsiniz?"

Adam bir kez daha mahcup olmuştu şimdi. Durumun aciliyetinden olsa gerek kendini tanıtmayı da unutmuştu.

"Ben Doktor Deniz Ataoğlu."

Karşı tarafın aksanı gibi adı da değişikti.

Piyanistin sessizliğinden güç alan doktor konuşmasına devam etti.

"Sizinle yüz yüze görüşmek isterim, konu bir hastam ve yardımınızın dokunabileceğini düşünüyorum."

Piyanist bir süre düşündü, ne diyeceğine karar verememişti. Aslına bakılırsa umrumda değildi, konu da ilgisini çekmemişti. Kendisi bir doktor değildi. Bir hastaya yardımının dokunması da olası sayılmazdı.

"Üzgünüm," diye mırıldandı. "Size yardım edebileceğimi sanmıyorum."

Telefonu kapatmak üzere veda cümlelerini hazırladığı anda doktorun verdiği solukla ürperdi. Çaresizlik duygusu yüreğini ele geçirdiğinde bunun basit bir görüşme olduğuna kendini ikna etti. Sadece bir görüşme diye geçirdi içinden. Kendi gözleriyle görmesine izin ver, benim kimseye yardımım dokunamaz zaten.

"Lütfen Bay Jean-Pierre.."

"Peki." dedi kısa ve net bir şekilde. "Yarın 13.00'da Kongre Salonunda."

Genç piyanist telefonu kapattı ve gözlerini yumdu.

"Sadece tek bir görüşme.."


Yazardan;

Yorumlarınızı merakla bekliyorum.. 

Bu bölüm kısa oldu ama diğerini uzun tutmaya çalışacağım. :)

Keyifli okumalar..

PİYANİST 2Where stories live. Discover now