"Çocuklar da seni özlüyor biliyor musun? Herkes seni özlüyor. Ama bu sorun değil. Sen sensin. Destiny's Child'tan Beyonce ayrıldı ve şuna bak. O bir diva oldu. Sen de bir divasın."

Histerik bir gülümseme yüzümde belirirken konuşmaya devam etti. Bense çatalımla önümdeki pastayla oynuyordum. "Artık kaçmamalısın. Neredeyse iki ay oldu ve sen tek bir magazin sitesine fotoğraf bile vermedin. Bu önemli değil elbet ama sanki dünyadan silinmiş gibisin. Oysa sen çok güçlü birisin. İnsanlar depresyona falan girdiğini sanıyor."

"Zaten depresyondayım."

Omuz silktiğimde elinde oynadığı peçeteyi bana fırlattı.

"Kapa çeneni aptal. Değilsin. Ne demek istediğimi umarım anlamışsındır. Daha fazla bu konu hakkında konuşmayacağım. Ne kadar üşengeç olduğumu biliyorsun."

Başımla onu onayladığımda haylaz gülümsemesi yüzüne yayıldı. Masaya kolunu yerleştirdiğinde eliyle çenesine destek yaptı ve anlamsız bir şekilde kaşlarını aşağı yukarı kaldırmaya başladı.

"Ne yapıyorsun Michael?"

"Kaş egzersizi." Gayet ciddi konuştuğu için boşluğuma gelmiş olacak ki birkaç saniye gerçekliği hakkında düşündüm. "Bundan bir şey anlaman gerekiyor, Calum. Birlikte kaldığın kız mesela."

Konu Beverly'e geldiğinde yerimde dikleştim ve iştahım birden kesilircesine pastayı masanın üzerinde ileri ittim. "Beverly'den bahsediyorsun herhalde."

Evet demek yerine homurdandı ve konuşmam için elini havada salladı. "Herneyse işte."

"Şu köpeği çalan kız. Baya bir  uğraştığım hani."

"Siktir. Hadi oradan."

Ben bile hala inanamazcasına şaşkınlığımı saklayamazken onun böyle bir tepki göstermesi normaldi. "Detaylarına inmek istemiyorum." diyerek kısa kesmeye çalıştım fakat Michael'ın buna hiçte niyeti yoktu.

"Bir sorun falan mı var?"

Huzursuzca kıpırdanırken parmaklarımla oynuyordum. Cevap vermek veya onu düşünmek istemiyorken buna zorunluymuşum gibi hissediyordum. Sanki Beverly bunu istiyordu. Onu düşünmeyi bırakırsam bana sinirlenecekmiş ve asla gelmeyecekmiş gibiydi.

"Her şey güzel gidiyordu. Toparlanmama yardım ediyordu ve o ilk tanıştığımızdaki havası yoktu. Gayet normal biriymişim gibi davranıyordu ve bu iyi hissettiriyordu. Bazı sebeplerden dolayı buraya geldiğini söylemişti. Ama ben ailesinin bundan haberi olduğunu sanıyordum. Birgün gerzek abisi kapıdan çıkageldi. Beverly onu görünce mutlu olacak diye düşündüm ama hiçte tahmin ettiğim gibi olmadı. Beverly'i zorla götürdü..." Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim. "Ve şimdi onun nerede olduğunu, ne yaptığını bilmiyorum." 

Michael'ın ağzı hafif aralanmıştı ve afallamış bir şekilde suratıma bakıyordu. Gözleri büyürken içimdekileri dökmenin rahatlığıyla  yerimde dikleştim ve ne diyeceğini bekledim ama konuşmadı.

"Onun evinde kalıyorum. Onun mutfağını kullanıyorum. Onun duşunda banyo yapıyorum. Bana evini bırakıp gitti, Michael. Bu büyük bir sorumluluk. Kendimi ona karşı mahçup hissediyorum."

"Onu seviyorsun."

Michael uzun bir aradan sonra konuştuğunda  başımı olumsuz bir şekilde salladım. "Saçmalama... Pekala onu seviyorum ama bu o tür bir sevgi değil. Sadece bana evimdeymişim gibi hissettirdi. Bu durumda kim olursa olsun benim gibi hissederdi."

"Öyle olsun bakalım." derken pekte inanmamış gibiydi. Ben cümlelerimin arkasında dururken bu pekte umrumda değildi.

Onunla biraz daha orada oturduk. Çocuklardan ve birçok şeyden konuştuk. Uzun zaman sonra bir dostumu yanımda hissetmem kendime gelmemi sağlamıştı. Güneş batmak üzereyken kafeden çıkmıştık. Vedalaştıktan sonra ikimiz de farklı yönlere yürüyorduk. O özel arabasına gidiyordu bense yürüyerek ana caddeye çıkıyordum.

Artık kaçmayacaktım.

Cebimden telefonu çıkarıp Beverly'nin numarasını tuşladım. Bunu bilmeye hakkı vardı. Eğer şuan beni Times meydanına yürürken görseydi çılgına dönerdi. Ama bilemeyecekti çünkü karşı taraftan her zamanki ses geliyordu. Sinyal sesinden sonra mesajınızı iletin.

"Times Meydanı'ndan Beverly'e sevgilerle! Evet, cidden dışarıdayım. Sakin ol. Çığlık atmayı kes. Kısa bir süre içinde umarım bana ulaşırsın. Ve... seni özledim. Kendine iyi bak."

***

Beverly dönecek mi diririiririririirirriiriririirim

yorumlarınızı neden göremiyorum ben :(( olmuyor böyle :((

mrs. fan // hoodWhere stories live. Discover now