➰3➰

412 47 16
                                    

Mülti: SERA ÖZDEN..

"Anne bizim küçük bir işimiz var." annem hemen yanıma gelip elini omzuma koydu "ne işmiş o?" gözlerimi devirip "gidiyoruz.." kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı açıp seraya orada beni beklemesini söyledim ve garaja arabamı almaya gittim...

Sera'nın ağzından..

Beni bırakıp evin arkasına gitmişti.. Demekki tanışalı iki ay üç gün olmuştu ha. Aslında günü gününe bilmesi beni mutlu etmişti. Gerçekten onu hatırlayamadığıma inanamıyorum..

Tuğberkin gittiyi yerden siyah bir araba çıktı.. Bu arada giydiği siyah gömlek ona çok yakışmış.. Araba önümde durunca eyilip sürücü koltuğundaki kişiye baktım. Tabikide TUĞBERK ! Camı indirip "binmeyi düşünüyormusun?" gülümseyip arabanın kapısını açtım. "Nereye gidiyoruz?" göz kırpıp ~ki göz kırpmak ona çok yakışıyor~ gaza bastı.

---

Büyük bir AVM'nin önünde durunca arabadan indim. Dün 'bugün bunla idare et yarın bişeyler alırız' derken gerçek söylemişti demek.

Tuğberkte arabadan inince kapıya doğru ilerlemeye başladık. Tuğberk herzaman yaptığı gibi elini elime kenetleyip avm'ye girdi. Elimi her tuttuğunda suratım kızarıyor ve avucumun için terliyordu! Lanet olsun umarım farketmez !

Yavaş yavaş mağzaların önünden geçiyorduk. Bi giysi mağzasının önünde durup vitrindeki elbiseye baktı. Sonra venide çekiştirerek içeriye girdi. Ordaki çalışan kadınlardan birtanesine "vitrindeki siyah elbiseye bakabilirmiyiz?" kadın hemen vitrindeki siyah elbiseyi getirdi. Tuğberk kadının elindeki elbiseyi alıp bana uzattı "dene." elbiseyi elime alıp kabine girdim.

Siyah diz kapağımın bir karış üstünde biten göğüs dekolteli ve göğüs dekoltesinin üstünden kırmızı ipler geçen şık bir elbiseydi. Üstüme giyip aynada kendime baktım. Tokayla tutturduğum saçlarımı serbest bırakıp bikaç tutamını önüme attım. Kabinin kapısına vurulunca hemen kabinden çıktım. Kabinin hemen karşısındaki puflarda oturmuş beni izliyordu aşağıdan başlıyarak bütün bedenimi kıssa bir süre süzdükten sonra ayağa kalkıp yanıma geldi "alıyoruz." gülümseyip tekrar kabine girdim kıyafetlerimi deyişip başka kıyafetler aramaya başladık.

---

Tuğberkin elinde 1-4-6 evet tam 6 poşet vardı bende ise 4 tane. Aslında parayı o ödeyince biraz rahatsız olmuştum ama elimden birşey gelmiyordu. Aldıklarımızı arabanın bagajına koyup arabaya bindik. Hava kararmıştı büyük bir ihtimalle eve gidicektik ve yine annesinin soruları. Aslında annesini sevmiştim ama sorduğu soruların cevabını bilememek beni biraz sıkıyordu.

---

"Bugün aldığımız siyah elbiseyi giyin."

"Nedenki?"

"Dışarıya çıkıcaz.."

Kafamı sallayıp poşetlerde siyah elbiseyi aramaya başladım. Bulunca hemen giysi odasına girip üstümü deyiştirdim. Saçlarımı açık bırakıp dudağıma bordo bir ruj sürdüm rimel çekip aynada son halime baktım. Gayet şık gözüküyordum ama AYAKABILAR ! Ah ayakabı almayı unutmuştuk. Odadan dışarıya çıkıp tuğberke seslenicektimki, elinde ayakabı kutusuyla kapıda dikilmiş beni bekleyen tuğberki gördüm. Elindeki kutuyu bana uzatıp..

"Bunları giyin."

"Bende bunları arıyordum."

Yatağın üstüne oturup ayağımdaki konversleri çıkardım. Ve siyah parlak platform topuk ayakabıları giydim. "Evet. Ben hazırım."

"Çok güzelsin."

Çok güzelsin..

Çok güzelsin..

HAFIZAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin