2. Bölüm "Seni Bitiricem!"

4.9K 209 9
                                    

Bu kıza rastlayana kadar hayatım çok sadeydi. Bu kızın hayatı benimde hayatımı değiştirebilecek mi? Yada ben buna izin verecek miyim? Daha da önemlisi, şimdi ne olucak? Bu kız nereye gidecek? Ne zamandan beri bir kişi için endişeleniyordum? Özellikle bir kız için? Düşünmek beni sıkıyordu.

Düşüncelerimden kurtulunca Derin'in hala ağladığını gördüm. Elimi omzuna koyarak onu motive etmeye çalıştım. Heryer gözyaşı olmadan önce onu durdurmalıydım. Ayrıca artık ondan kurtulmalıydım. Her an Çetin gelebilirdi ve bu eve bizden -Çetin ve benden- başkasının girmesini istemiyordu. Olay çıkarabilirdi, bundan bıkmıştım. Ellerimi omzundan çekerek kafasını doğrulttum ve yüzüne baktım. Ellerimle gözlerini silerken "Nasıl bu kadar çok gözyaşı salgılayabiliyorsun? Ellerimi yıkamış kadar oldum." Dedim. Sessizce kıkırdadı.

Gözlerini sildikten sonra göz göze geldik. Gözleri.. çok güzeldi. Bir okyanusu andırıyordu. Derin koyu mavi gözleri, bağımlılık yapıyordu. Gözümü çekemiyordum. O da bana bakıyordu. Siyah, kaba makyajımın altında gözlerimi arıyor olmalıydı. Sesiyle irkildim. "İyi misin?" Dedi. Ellerimi kendime çektim ve afallamış bir şekilde ayağa kalkıp "Ha? E-evet iyiyim. Neden sordun ki şimdi bunu?" Dedim ellerimi belime koyarak. Köpek yavrusu gibi aşağıdan gözlerini dikmiş bana bakıyordu. "Yüzümde birşey mi vardı?" Dedi. Gözlerimi gözünden kaçırarak "Hayır. Seni anlamıyorum, bu soru ne alaka şimdi?" Dedim. Oyalanmak için beremle oynuyordum. "Bilmem. çok ciddi bir şekilde, nerdeyse iki saat boyunca bana bakma nedenin neydi?" Dedi ve yatağımda bağdaş kurup, dinleme pozisyonuna geçti. İçimi bir telaş bastı ve kontrolsüz bir atar yaptım. "Gözlerin.. çok büyük. Anime kızına benziyorsun. Büyük gözleri sevmem." Dedim. Hayatımın en büyük yalanıydı. Anime delisiydim ve Derin'in gözleri büyüleyiciydi. Şaşırmış bir ifade takındı. "Genelde gözlerimin güzel olduğunu söylerlerdi." Dedi ve kıkırdadı. Beni sinir ediyordu. "Götünü biraz daha kaldırsam uydu olarak kullanılacaksın. Gerçekleri söylüyorum." Dedim. Kırılmıştı, belliydi. Onu kırmıştım. Bu huyumdan nefret ediyordum. Ani bir sinir, herşeyi bok etmek için mükemmeldi. Gözlerini kaçırıp "Kabasın." Dedi. Evet, kabaydım. Bunu ben istemiştim. Derin bir iç çektim ve siyah tişortümü aşağıdan yukarıya doğru çıkarıp fırlattım. Derin'in yanına, yatağa çıkıp emekleyerek gittim. Gerildi ve geri çekildi. Biraz daha ilerleyip, suratımı ona yaklaştırdım. İrkildi."N-na-napıyor-" Sözünü kestim. "Arkandaki pijamayı uzatır mısın, Derin?" Dedim. Birden afalladı ve hareketsizce bir süre bana baktı. Suratı, "Ciddi misin?" Diyordu. Kafasını salladı ve arkasındaki pijamaya uzanıp bana uzattı. Alıp geri çekildim. Giyinirken gözlerinin beni süzdüğünü hissedebiliyordum. Siyah askısız sütyenimin üstüne popoma kadar uzanan ince tişört geçirdim. Altıma ise kısa, ince ve 88 yazan spor bir şort geçirdim. Derin'in yanına gidip yatağımın içine girdim ve yorganı üstüme alıp yattım. "İstediğin zaman gidebilirsin. Ancak sabaha kadar. Sabah olunca benim istediğim zaman gidersin. Yani, kargalar bokunu yemeden kızım." Dedim ve gözlerimi yumdum. Bu sözlerimden sonra içim yandı. Hafif bir yutkunma sesi duydum. Çantasını alıp montunu giydi. Ayak seslerini duyuyordum. Gittikçe uzaklaşan sesler. Kapı açıldı ve yavaşça kapandı. Gitmişti. Doğruldum ve telefonumu açtım. Işık gözümü aldı. Bir kaç sersemlemeden sonra parlaklığı kıstım ve saate baktığımda pişman oldum. Saat gecenin dördüydü. Bu kız bu saatte nereye gidecekti? Neden sabah olmasını beklemedi? Neden ona bugün kalabileceğini, yarın da birşeyler ayarlayabileceğimizi söylemedim? Eğer Derin'e bir şey olursa benim yüzümden olucaktı. Tüm gece yatakta tepindim. Gözüme bir damla uyku girmiyordu. Çok yorgundum ama uyuyamıyordum. Bir saat daha tepindikten sonra saate baktım. Saat dokuz olmuştu. Karar vermiştim, onu bulacak ve yardım edecektim. Tek başına başaramazdı. Yatağımdan kalkıp üstümü başımı düzelttim. Banyoya girip makyajımı düzelttim. Saçlarımı tarayıp düzleştirdim ve yüksek bel kamuflaj bir pantalon giydim. Üstüme de dar, siyah bir bluz geçirdim. Telefonumu ve anahtarımı da kapıp kendimi dışarı attım. Kızın numarasını almamıştım. Hakkında bildiğim şeyleri gözden geçirdim. Adı, Derin'di. Koyu mavi gözleri vardı, sarışındı. Soyadı, Yüksel'di. Sanırım lise 3. sınıftı. Ah, tabi ya. Liseleri gezebilirdim.

...................

2 SAAT SONRA

...................

Saat 11 olmuştu. Hala Derin'i arıyordum. Bölgede ki tüm liselere bakmıştım. Zaten çoğu kapalıydı. Kahvaltı etmemiştim ve karnım kazınıyordu. Bir pastaneye girip kendime birşeyler alıcak ve eve dönecektim. Pastanenin yanında olan lisenin önünden geçerken bir kaç kahkaha duydum. Merağıma yenik düşüp liseye girdim ve bahçeyi dolaştım. Birşey bulamayınca liseden çıkmaya karar vermiştim ki tiz ve zayıf bir sesle "Rahat bırakın beni!" Diye bir bağırış duydum. Gözlerim açıldı. Derin'di. O olmalıydı. "Derin?" Dedim yüksek sesle. Cevap gelmiyordu. Okulun arkasına doğru yöneldim. Duvarın arkasından baktığımda, Çetin ve yanında 3 erkek vardı. Gözlerimi aşağı doğru indirince Derin'in duvara yaslanmış ve sıkıştırılmış o zayıf, narin bedenini gördüm. Bedenim ani gelen sinirimle titredi. Kaşlarımı çatmıştım. Çetin'in konuşmasını dinlemek istedim. "Hey bebeğim. Seksi bedeninle eğlenebiliriz değil mi? Bizden daha çok eğleneceğine bahse girerim." Dedi ve o iğrenç sarhoş bedeniyle Derin'in üstüne gitmeye başladı. Diğerleri gülüyor sırayla birbirlerine içki uzatıyorlardı. Elim telefonuma gitti. Hiç vakit kaybetmeden çoklu mesaj seçeneğiyle Murat, Ali, Ayaz ve Cenk'e mesaj attım.

"Yardımınıza ihtiyacım var. Hemde hemen! ***** Lisesinin arkasındayım. Acele edin hortlaklar!"

Kendi başıma onların yanına gitsem, önce beni hallederlerdi sonra da Derin'i. Sabırlı ve sakin olmalıydım. Çetin Derin'e iyice yaklaşmıştı. Derin korkak hareketleriyle "Uzak dur benden piç kurusu!" Diye bağırdı. Çetin'i kızdırıyordu. Hadi çocuklar nerde kaldınız? Sinirden köpürüyorum. Çetin elini Derin'in üstünde gezdirmek için uzandı. Derin ani bir güçle "Çek o pis elini üstümden!" Diyerek Çetin'i itti ve yere düşürdü. Normalde bu imkansızdı ancak pislik, sarhoştu. Çetin elini yere vurdu ve "Seni küçük fahişe!" Deyip ayağa kalktı. Derin korkudan nerdeyse duvara girecekti. Çetin elini havaya kaldırdı, Derin gözlerini sımsıkı kapattı. Tam vuracaktı ki daha fazla dayanamayıp yerden bir taş alıp kendimi ortaya attım ve "Çetin!" Diye bağırdım. Beni görünce önce şaşırdı daha sonra gülmeye başladı. Bana yaklaşıyordu. Kibirle dudaklarını kıvırdı. "Daha dün beraberdik, bensiz duramıyor musun?" Dedi. Çok sinirliydim ve bu cümle, son damlaydı. Elimdeki taşı sıkıca kavrayıp "Abaza piç!" Dedim ve tüm gücümle taşı Çetin'in ağzına fırlattım. Tam isabet! Ağzının ortasına yerleştirmiştim. Canı çok yanıyor gibiydi. Hayvan gibi anırıyordu. Dudağını patlatmıştım. Ağzı ve elleri kan içindeydi. Birden ellerini ağzından çekip derin derin nefes almaya başladı. Sinirden köpürmüştü. "Orospular!" Dedi ve Derin'in kolundan tutup üstüme fırlattı. İkimizde yere düştük. Üstümüze doğru gelmeye başladı. Ayağa kalkıp Derin'in önüne geçtim. Çetin bana bakıp sırıttı ve "Demek ilk olmak istiyorsun. Bana uyar, cesur kaşar." Deyip yaklaştı. Tam önümdeydi ve leş gibi alkol kokuyordu. Birden elleriyle boğazıma sarıldı. Beni boğuyordu. Nefes alamıyordum. Zar zor aldığım nefesle "Se-ni bi-ti-ricem!" Dedim ve son duyduğum ses Derin'in çığlığıydı.

Multimedya: Derin.

Entrika Kraliçesi (LGBT) [ Askıda ]Where stories live. Discover now