Elizabeth!

24K 1.2K 124
                                    

Bölüm 41

 

ARAS

Gülümsemem genişlerken kusursuz yüzünü incelemeye devam ettim. O kadar güzel, o kadar özeldi ki benim olmayı seçmesi bile herkese karşı dimdik durabilmemi sağlayabilirdi. Tek elimi kaldırarak usulca yanağında gezdirdim. Kaşlarını çatarak kollarıyla belimi daha sıkı kavradı. Dudaklarını hafifçe büzmüş uyurken, kaşları hala çatıktı. Gülümsemem artık belirgin bir sırıtmaya dönerken burnumu köprücük kemiğine dayadım ve göğsünün biraz üst kısmını öptüm.

“Günaydın.” Diye mırıldandı. Sesi kulaklarımı bayram ettirirken boynunun çevresine öpücükler kondurdum. Kıkırdayarak biraz geri çekildi ve yüzüme odaklandı. Kafamı kaldırarak ışıldayan gözlerine baktım.

“Günaydın sevgilim.” Diye fısıldadım. Bilerek karizmatik olduğunu düşündüğüm sesimi kullanmış ve gözlerinin daha fazla parıldamasına neden oldum.

“Dün akşam…” diye söze başlamıştı ki hafifçe geri çekilerek tek elimi başımın altına koydum ve uzanmaya devam ettim.

“Biliyorum biliyorum harikaydım.”  Dedim sırıtarak. Elbette ki amacım ukalalık yapmak değildi. Kızarsa uykusunun açılacağını biliyordum. Tahmin ettiğim gibi olmuştu. Çatılı kaşlarla doğruldu ve dizlerinin üzerine oturarak omzuma neredeyse hissetmediğim bir yumruk attı.

“Ne?” dedim anlamamış gibi yapıp gözlerimi kocaman açarak. Daha sonra iki kaşını da kaldırarak kendisini yatağa geri bıraktı.

“Aslında çok da iyi değildin diyecektim.” Dedi dudaklarını büzerek. Bu sefer kaşlarımı çatan taraf ben olmuştum. Yutkunarak kolumun üzerinde yükselerek kıkırdayan yüzüne baktım.

“Demek öyle” diyerek biraz daha yaklaştım ve yüzlerimizi aynı hizaya getirdim.

“Evet öyle” diyerek sırıttı. Ben de aynı şekilde sırıtarak burnuna minik bir öpücük kondurdum. Hafifçe kıkırdarken baş ve işaret parmaklarıyla çenemi destekliyordu. Alt dudağımı yalayarak nazik davranmaya özen gösterip minik sevgilimi altıma aldım. İnsanken duygularını anlamak çok daha kolaydı. O huysuzca çırpınıp duran minik kalbini seviyordum. Şimdiyse tıpkı benim gibi terkedilmiş bir kasaba gibiydi vücudu. Hiçbir ses, hiçbir belirti yoktu. Onu bu şekilde de aynı şekilde, onun için ölecek kadar fazla seviyordum fakat benimle olabilmek için ödediği bedeller canımı sıkıyordu.Yüzüm hafifçe düşerken gergin bir biçimde gülümsedim.

“Sorun ne?” diye sordu ciddi bir sesle.

“Sadece gelecekteki karımın ne kadar mükemmel bir vücudu olduğunu düşünüyordum.” Dedim. Masumca gözlerimi açmış, yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirmiştim. Nedense vampir oluşu bir şeye yoğunlaşıp daha sıkı tutunmasını sağlıyordu ki yine öyle olmuştu.  Kaşları yine çatıkken keskin gözleriyle beni süzüyordu. Yüzündeki tek tutanağım dudaklarının kenarında yukarıya doğru oluşan kıvrımdı. Baş parmağımı iki dudağına hafifçe iki, üç kere vurarak gülümsedim.

“Son zamanlarda fazlaca ihtiyacımız varken gülümsememizi saklamamalıyız küçük hanım.”

Bilmişçe kaşlarını kaldırarak tatlı nefesi parmaklarımı gıdıklayacak şekilde güldü. Ah, bu ses! Gerçekten beni en masumane bir hareketle büyüleyebiliyordu. Zaten yakın olan yüzlerimizi aynı hizaya getirerek bekledim. İnadına yavaş hareket ediyordum. Onu böyle çıldırtmak sadistlik derecesinde hoşuma gidiyordu. Daha fazla dayanamamış olacak ki eli sabırsızca enseme gitti ve dudaklarımızı birbiriyle buluşturdu. Gülümseyerek onu tutkuyla öperken ellerimin arasında vampirliğe aykırı bir şekilde kırılgan duruyordu.  O her zaman benim minik, kırılgan, güzel İlkim’imdi ve öyle kalacaktı.

EMİR

En sevdiğim gözlerin dolu dolu, endişeyle baktığını görüyorum. Dudakları hafifçe büzülmüş, saçları dağılmış ve elbiseleri harap haldeyken bile mükemmel görünüyor. Bileğini tırnağıyla çizerek dudaklarımın arasına götürdüğünde aldığım tatla birlikte yüzümü buruşturuyorum. Daha sonra içime çektikçe, yudumlar boğazımdan aşağıya doğru aktıkça daha fazla istiyorum. Ellerimle koluna bastırıyor, onu kendime daha fazla çekiyorum. İçimde farklı bir şey, bir güç hissederek dişlerimi ufak yaraya geçiriyor ve İlkim’in  tiz çığlını umursamadan yaptığım şeyi yapmaya devam ediyorum. İçimdeki haz gittikçe artarken İlkim’in  çığlıkları azalıyor. Boğazımdan geçen yudumlar neredeyse tamamen kesilince hızla ayağa kalkıyor ve geride bıraktığıma bakıyorum. Bembeyaz, yerde hareketsizce yatan, gözleri açık bir kadın. Aşık olduğum, iliklerime kadar sevdiğimi hissettiğim kadından öylesine uzak…

Gözlerimi kırpıştırarak hızla yattığım yerden doğruldum. Aniden kalktığım için gözlerimin kararmasını, başıma derin bir sancı girmesini bekliyordum ama gerekenden fazla iyi hissediyordum. Ayağa kalkarak bulunduğum odayı incelemeye başladım. Turkuaz iç açan duvarlar, Beyazlara bürünmüş kabarık bir yatak, beyaz gardırop ve komidin. Gayet güzel ve şirin bir odaydı fakat nerede olduğumu bir türlü hatırlayamıyordum. Kaşlarımı kaldırarak beyaz olmasına şaşırmadığım kapıyı açtım ve odadan çıktım. Ev fazlasıyla sessizdi. En son kaldığım yer aklıma gelince bu ev saray gibi gelmişti ama İlkim’i merak ediyordum. Özellikle de öyle bir rüya gördükten sonra. Boş koridorda biraz daha ilerledikten sonra sağ tarafta bulunan bir odadan sesler duydum. Kaşlarımı hafifçe çatarak kulak kestim.

“Dün akşam…” diye söze başladı bir kadın sesi.

“Biliyorum biliyorum harikaydım.”

Kaşlarım biraz daha çatılırken iyice gerilmiştim. Biri kadın biri erkek olan bu kişilerin kim oldukları hakkında biraz kafa yorunca aklıma sadece iki kişinin ismi geliyordu. Dişlerimi ve yumruğumu sıkarak dinlemeye devam ettim.

“Ne?”

“Aslında çok da iyi değildin diyecektim.”

“Demek öyle.”

“Evet öyle…” diyen kadın kıkırdadı ve ben daha fazla dayanamadım. Dişlerim ve yumruklarımı aynı oranda daha fazla sıkarken hızlı hareketlerle dış kapıdan çıktım. Kapıyı kapatırken ses çıkarmamaya özen göstermiştim. Onların mutlu aile tablosundaki  sonradan gelen aciz Emir olmayacaktım. Aslında bunu görüp de kabuğuna çekilen, pısırık Emir de olamazdım. Artık Aras’ın karşısında dimdik durabilmem ve İlkim’i benden almasının bedelini ödetmem gerekiyordu. Bu arada da İlkim’in bana geri dönmesi için bazı duygularını tetiklemem gerekiyordu. İhtiyacım olan şey , Aras’a düşman olmalı ve ucu İlkim’e de dokunmalıydı. Aklımda tek bir isim koca harflerle yazılmış, SOS yazısı gibi yanıp sönüyordu. Elizabeth!

Merhaba benim ultragüzel-hipertatlı okuyucularım :) Beğeneceğinizi umduğum bir bölüm :D İçinde romantizm hem de ekşın başlangıcı var. Tetiklemeye çalıştığım duygu kesinlikle KISKANÇLIK ve Elizabeth’in adını bildiğine göre Emir’e İlkim ulaşmadan önce yaşanan bazı olaylar var ha? Biraz geriye gidiceğiz biraz günümüze döneceğiz ve hikayeyi bomba gibi devam ettireceğiz. Tabii güzel yorumlarınızla yanımda olursanız :) Multimedia ARAS <3 Küçük Anna adında yeni bir hikayeye başladım, ona da bir göz atıp görüşlerinizi bildirirseniz çokçok mutlu olurum. Öpüldünüz ki :D

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin