İntikam İsteme

25.3K 1.4K 139
                                    

Bölüm 33

İntikam İsteme

Bazen hayat öyle acılar yaşatır ki , yaptığın yanlışların hepsi pişmanlık olarak geri döner insana. Her cümle keşke ile başlar. Sanki bütün hata hayatın bize getirdiklerindeymiş gibi davranır ve kaderimize küseriz. Hayat benim karşıma Aras'ı çıkardı. Yaptıklarımdan hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Cümlelerim hep "iyi ki" ile başladı. Çünkü ilk gördüğüm andan itibaren aşık olduğum çikolata kahvesi gözlerine her baktığımda farklı biri oldum. Delicesine aşık ve yaşadığı hiçbir şeyi hatırlamayan biri. Hissettiği tek şey sevginin sıcaklığı olan biri... 

Elini elimin üzerine yerleştirmiş mahçup gözlerle beni izliyordu. Yoğun kahve gözlerine bakıp gülümsedim. Yine her şeyi unutmuştum işte. Şuan elimi tutuyor olması yaşadıklarımı önemsiz kılıyordu. 

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Sesi fısıltı kadar alçaktı. Gözlerime odaklanmış gözlerinde bariz pişmanlığı görebiliyordum. 

"Aynı hissediyorum." dedim tekrar gülümseyerek. Aklıma nefes alamamam gelince yüzümü ekşiterek gözlerimi kaçırdım. 

"Neler oldu?" diye sordum. Tek hatırladığım şey Aras'ın beni dudaklarıyla sakinleştirmeye çalıştırmasıydı. Derin bir nefes alarak elimi daha sıkı kavradı. 

"Dönüşüm gerçekleşti." dedi üzgün bir ses tonuyla. İki kaşımı da kaldırarak gözlerinin içine baktım. Gözlerinin dolduğunun ve ağlamamak için kendisini zor tuttuğunun farkındaydım.  

"Ne o? Yoksa benden sonsuza dek kurtulamayacaın için mi üzülüyorsun?" diye sordum. Sesimin neşeli çıkması için uğraşıyordum. Buruk bir gülümsemeyle yüzüme bakmaya devam etti. Daha sonra tek kaşını kaldırarak hayretle yüzüme baktı. 

"Sen nasıl birisin böyle? Her geçen gün beni biraz daha aşık ediyorsun." 

Hayret içinde söylediği sözler kendimi kasmadan gülümsememe neden oldu. 

"Seni rahatsız eden ne?" diye sordum ciddileşerek. Dişlerini sıkarak yutkundu. Gözlerini gözlerimden çekerek birbirine kenetlenmiş ellerimize odakladı. Tek elini elimden çekerek beyaz tenimi okşamaya başladı. suskunluğu yavaş yavaş endişelenmeme neden oluyordu. 

"Evet?" diye sordum tekrar. 

"Sorun şu ki... Kollarımın arasında çırpınman bir türlü aklımdan çıkmıyor. vampire dönüşmüş olsan bile... Çığlıkların, can çekişlerin ve-" 

"Şşş" diye tıslayarak kaşlarımı çattım. Doğrularak yüzlerimizi aynı hizaya getirdim. Yüzüme afacan bir çocuğun muzipçe gülümsemesini andıran bir tebessüm kondurdum.

"Bak Aras... Ben bu işe girişmeden önce lunaparkta olmadığımın farkındaydım. Seni istedim ve bunun bir bedeli vardı. Bunun herzaman farkındaydım. Her mükemmel şey peşinde kötü bir olayı getirir. Ben mükemmel olanı istedim ve bedeli ne olursa olsun pişman değilim." Diye fısıldayarak biraz daha yaklaştım. Gözlerim çikolata kahvesi gözlerine kaydı. Hüzünle bana bakıyor, arada sırada gözlerini kaçırıyordu.

"Burası, senin beni öpmen gereken yer hayatım." Dedim iki kaşımı da kaldırarak. Dudağını yalayarak sırıttı ve "Hımm" sesleri çıkarmaya başladı. Dudağımı bükerek hafifçe geri çekildim.

"Madem istemiyorsun o zaman b-"

Sözlerimin sonunu getirmeme izin vermeden yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek içimi huzurla kaplamıştı. Elimi elinin arasından alarak saçlarının arasına geçirdim ve iyice kavradım. Onun eli ise kolumu okşadıktan sonra belime yerleşmişti. Dudaklarının dudaklarıma her dokunuşuyla eridiğimi hissediyordum. Bir daha böyle hissedemeyeceğimi düşünsem de elinin geçtiği her yer alev alev yanıyordu. Derin bir nefes alarak saçlarını daha sıkı kavradım. Dudaklarından çıkan ufak inilti hafifçe kıkırdamama neden olmuştu. Tam o anda kapının açılma sesini duydum. Gözlerimi açarak hızla Aras'ın kollarından ayrıldım. Gelen kişi Güneş'ti.

"Vampir olmamız kapı çalmadığımız anlamına gelmiyor Güneş." Dedi Aras. Rahatsız olmuşa benziyordu. Gözlerine baktığımda hala parıldıklarını gördüm. Bu gülümsememe neden olmuştu.

"Üzgünüm ama başka bir zaman da yiyişebilirsiniz. Önemli bir konu var Aras. Elizabeth yine rahat durmamış ve Emir..."

Duyduğum isimle aniden gözlerimi açarak Güneş'in sıkkınlıkla kaçırdığı gözlerine kilitlendim. Ağzım şaşkınlıkla açık kalmıştı.

"Emir ne?" diye sordum aniden çıkışarak. Güneş üzüntü dolu gözlerle beni inceledi bir süre. Daha sonra derin bir nefes vererek konuşmaya devam etti;

"Bak, Aras onu kovduğu için senden intikam almak istiyor ve kurul da senin peşinde. Elizabeth kurul ile bir anlaşma yapmış ve sana ulaşmanın tek yolunun Emir olduğunu düşünmüş olmalılar..."

Diyerek tekrar sustu. Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım. Nefes alışım hızlanmıştı. Endişe yavaş yavaş tüm vücudumu etkisi altına alıyordu.

"Ona ne oldu Güneş?" diye sordum sesimi yükselterek. Güneş, kafasını üzüntüyle salladı ve eliyle boynunu ovdu. Onun gergin oluşu beni daha fazla endişeye boğuyordu.

"Emir dönüşmek üzereymiş ve vücudunun değişime uyum sağlayabilmesi için Aras'ın kanına ihtiyacı var."

Yutkunarak biraz bekledim. Söylediklerini idrak etmekte zorlanıyordum. Gözlerimi kapatıp dişlerimi sıktım. Aras da ayağa kalkarak kolumdan tuttu ve dokunduğu yeri hafifçe okşadı. Artık nefes almam için burnum yetmiyor, devreye ağzımı da sokuyordum. Yumruklarımı sıkarak gözlerimi Aras'a çevirdim ve ağzımdan sadece üç sözcük dökülü;

"O sürtüğü öldüreceğim!"

Biliyorum, bölüm uzun olmalıydı ama yazılılarım başladı ve ben çok boşlamak istemiyorum. Bölüm hakkındaki yorumlarınız biraz düştü mü ne :/ Ama olsun kalan sağlar bizimdir. Eminim bütün Emir hayranları bana küfür yağdırıyordur ama rahat olun, bu olay İlkim'in Emire karşı olan zaafını ortaya koyacağı bir olay. Yorumlarınızı çok merak ediyorum J Beni ve hikayelerimi takip eden herkese teşekkür ederim, seviliyorsunuz...

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin