22. Bölüm

14.4K 586 25
                                    

Selamlar ben geldim. Bölümler çok geç gelmiyor bence. Neyse iyi okumalar.

"Ne oluyor lan burda ?" Poyraz bağırırken titremelerim artmıştı. Nihayet dudaklarımdan bir hıçkırık çıktığında Poyraz, Ecrin denilen kızın saçını bırakıp bana yöneldi.

Yanıma geldikten sonra hışımla beni kucağına aldı ve kapıya yöneldi. Mekanda müzik durmuştu , sessizdi şimdi. Oysa az önce bir çocuk bıçaklanmıştı ama kimse bakmamıştı bile.

Sanırım Poyraz burda tanınan biriydi. Düşünüyorum da Poyraz hakkında ne biliyorum? Burası kötü bir yerdi ama Poyraz şuana kadar karşısına çıkan hiç kimseden çekinmemişti.

Göğsünün bu denli inip kalkmasından sinirli olduğunu anlamıştım. Bana sanırım uyuşturucu vermişti Başak. Ahhh ona salak nasıl inanırım ? Doğru ya ben zaten salağım.

Beni tünele götürdükten sonra titremelerim biraz daha azalmıştı. Sadece anlayabiliyordum. Sesim bile çıkmıyordu, hıçkırıklarım izin vermiyordu.

Ayağıyla yanımda duran komidine bir tekme attıktan sonra sinirle bağırdı. "Salak, salaksın çok salaksın." Hıçkırıklarım artarken ismini zikretmeye çalışmıştım ama mümkün olmadı.

Korkmuş olduğumu görecek ki yanıma hızla gelip beni kucağına çekti sımsıkı sarıldı. Kalbi hala üstün bir hızla atıyordu.

"Eylül ... Bebeğim ne verdi sana ?" Bilmiyordum ama korkuyordum. Sanırım uyuşturucu vermişti. "Be-ben bilmiyorum. Ben istemedim."

Eliyle saçlarımı okşarken huzur gibi olan kokusunu içime çektim ve gözlerimi kapattım.

Ne kadar süre öyle kaldığımızı bilmiyorum ama bir hareketlenme oldu. Gözlerimi pek açamıyordum ama pek umursadığımda söylenemezdi.

Yani vücudumda buz gibi bir sıvı hissedene kadar.

Poyraz'dan...

Eylül tiz bir çığlık atınca istemsizce yüzümü buruşturdum. Bu haldeyken bile bu sesin ondan çıkmış olması büyük bir ironiydi.

"Eylül kulağımı siktin güzelim." Tamam şuan duşun altında ıslanıyor olabilirdi ama bende ıslanıyordum.... Hemde onun yüzünden.

Bir süre öyle kaldıktan sonra Eylül kendine gelmeye başladı. Omzuma yaslandıktan sonra başını kaldırıp yüzüme bakmaya başladı.

Mavi gözlerinin kenarları hafif kızarmıştı ve çenemden damlayan su dudaklarına düşüyordu.

Elini yanağıma getirdiğinde refleks olarak başımı yana kaydırdım. Bana ne yaptığını görmesini istemiyordum.

Bana ne mi yapıyordu ?
Biliyorum ki. Bugün hayatımda çok eskilerden kalma bir şey hissettim. Burnumda hissettiğim o gazlı bezin yarattığı korkuyu hissettim.

Evet korktum. Ben ....Poyraz Sancak korktum. Ona bir şey olmasından korktum.

"Poyraz..." Başımı aşağıya çevirdikten sonra Eylül'e baktım. Mavi belama baktım. Evet belaydı berki ama anlamadığı bir şey vardı. Benim karanlığımın içinde onun mavisi ,okyanusun ortasında ki minik bir yakamoz misaliydi. Kırılgan, sevimli ve göz kamaştırıcı.

Mavi BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin