32.BÖLÜM: "KALP ATIŞLARI"

309K 11.2K 1.8K
                                    

Multimedya : Arda'nın hunharca söylediği, pardon. İçine ettiği mükemmel şarkı.

Tik Tak..

Suskundum, göğsümde uyuyan Uygar'ın can yakacak olan güzellikteki yüzünü izliyordum.

Böyle güzel bir adamın Annesini merak etmiş ve güzelliğini kıskanmıştım doğrusu. Yaşasaydı Uygar gibi bir oğlu olacaktı, ne kadar da şanslı bir anneydi, ölmeseydi.

Sakarya'dan Ankara'ya dün dönüş yapmış ve şuan evimizdeydik.

Evimiz.

Uygar ve benim evim.

İkimize ait birşey.

Çok güzel bir cümle değilmiydi?

Şunu itiraf etmek istiyorum ki, ben Uygar'ı tarif edilemeyecek bir duyguyla seviyordum.

Aşk değildi bu.

Sanki bunun adına aşk dersem sevgim kirlenecek gibi geliyordu, Uygar'ın içinde bulunduğu bir duruma Aşk yakışmazdı.

Ben ona hayrandım.
Ben onu canımı verebilecek derecede seviyordum.

Ve en önemlisi ben onunla bir gelecek istiyordum.

"Uyanmışsın."

Uygardan gelen tatlı fısıldama ile gözlerimi kapatıp tekrar uyuyasım gelmişti.

Kafa salladım.

" Hemde çoktan,"

"Miğden nasıl?"

dedi kaşları beklentiyle kalkarken,

"Miğdem geçti ki."

Elleri yanağımı okşarken gülümsedi.
Öyle güzel gülümsedi ki, ben iptal.

"Yanakların erimiş sanki."

Birazdan söyleyeceğim şey için Uygar'a ikna edebilecek bakışlar atmaya çalıştım.

"Kızım gözlerin yamuldu. Ne söyleyeceksin?"

"Hani Anaanne'nin kirazları varyaa,"

"Bugün gideriz, tamam mı? Şimdi şu gözlerini düzelt."

Ayağa kalkıp yatakta zıplarken Uygar'ı biraz çiğnemiş olabilirdim.

"Su, rahat dur."

Tabikide onu dinlemeyecektim ama çelme takıp düşürmeseydi.

Bende tekrar yanına yattım.

"Uygar?"

"Mm?"

"Ben seni çok özledim."

Gözlerini aralarken yumuşak ifadesiyle yüzüme baktı ve sıkıca sarıldı.

Neden hissiz gibi davranıyordu? oda özlemişti biliyordum ama neden dile getirmeye korkuyordu?

"Seninde bir kalbin var, biliyorsun değil mi?"

Kafa salladığını hissettim.

"Vardı, ama uzun zaman önce onu attım."

Ondan uzaklaşıp avcumu kalbine koydum,

"Bak burada, atıyor."

Bana yaklaşırken fısıldadı, tatlı nefesi yüzüme vururken birazdan ne yapacağını tahmin etmiştim.

"Atıyor, çünkü sen yapıyorsun. Ona sen can veriyorsun, küçük kız."

Uygar yaklaştıkça hastanede yaptığımız şey aklıma geliyor ve beni ürkütüyordu, kanla oynamıştık ve bunun ürkünç tarafı Uygar'ın bundan hoşlanmasıydı.

KURTARICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin