"SAV"...24bölüm

Start from the beginning
                                    

"İyi bir yalancısın. Kursuna filan mı gittin acaba?" Cevap olarak ufak bir gülümseme belirdi dudak kenarında. Şimdiye kadar her şey yolunda gidiyordu, ama babamın aklına gelen şey bütün düzeni bozdu ve işleri sarpa sardı

"2 yıl oluyor evlisiniz dimi?"

"Evet efendim"

"Çocuğunuz olmuyor mu?" İçtiğimiz çay boğazımızda kaldı. İkimizi de bir anda öksürük tuttu. Al işte cevap ver şimdi pinokyo...!!!

"Biz daha kendimizi hazır hissetmiyoruz bu sorumluluğu almaya" Bunda ne cevherler varmış arkadaş, çok mu kitap okuyor ne...?!

"Ben torun istiyorum, o kadar...!!!" Şimdi napacaktık, buna bişey diyemezdik heralde. Babama bak be...utanmasa açık açık Ekinle yat dicek. Töbe töbe ya...

"Haklısınız efendim. Ben de artık baba olmak isteğindeyim" Oh be bunlar iyice grup oldular bana karşı...

*** 2saat sonra...

"Biz artık kalkalım efendim, geç oldu" İstemsizce bize baktı babam...

"Burda kalsanız olmaz mı?"

"Böylesi daha münasip efendim."

"Kırma oğlum beni, hadi..." Ekini razı etmeyi kafaya koymuştu babam. Başaracağından zerre kadar şüphem yoktu. O yüzden de odama gidip üzerime rahat birşeyler giydim. Aşağı indiğimde babam Ekinle tavla oynamaya başlamıştı bile. Bense aralarında sıkılıp, biraz dışarı çıkıp hava alayım dedim. Üzerimde tayt ve kazak vardı. İnce bir hırka da yanıma aldım.

Aşağı mahalleye doğru yürümeye başladım. Öyle sessizlikti ki, ortam. Huzuru burda buluyordu sanki insan...

"BUKET...!!!" Bu sesti işte, 2yıl boyunca bir kerecik te olsa duymak istediğim...Arkamdan gelen ses, o büyülü ses...unutmaya adadığım arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. Onu gördüğümde o 2 yıl canlandı gözümde. Ne kadar da acı geçmiş. Kimden bahsettiğimi, kimi gördüğümü hala anlamayan varsa söyliyeyim. KEREM...!!!

"Hoşgeldin..."

"Bunu söylemen mantıklı mı, sen ne hakla bana hoşgeldin diyorsun???"

"Benden hesap sormaya hakkın yok. Hem de bu ses tonuyla. Sesini yükseltme bana...sakın...!!!"

"Bu ne rahatlık ya, görmeyeli baya değişmişsin. Maco tavırlar falan. Bana sökmez tamam mı kendine gel. Burda hesap sormalı biri varsa o da benim. 2yıl boyunca beni arayıp sormayan sensin. Bunu unutma...!!!"

"Mutluluğundan ayırmak istemeden seni işte. Orda ilk günden artık alışmıştın Ekine. Hatta bana video da gönderdiniz. O kadar romantikdiniz ki, iyilik yaptım sana işte. Sevdiğinle mutlu yaşadın. Beni gördüğünde de tanımana şaşırdım doğrusu"

"Sen neyden bahsediyorsun be...ne mutluluğu? Ben neler çektim, neler yaşadım biliyor musun, çektiğim acıları, yaptığım fedakarlıkları...Yelda için kendimden vazgeçtim, namusumdan, gururumdan... Ben hiç oldum be...koca bir hiç oldum. Ben beni tanımaz hale geldim. Yaşadığımı, insan olduğumu unuttum. Yelda şimdi İngiltere'de, bense onun asaretinde kaldım. Onu öptüm. İnkar etmiyorum. Ama sorsana neden diye? Kerem susma...soooooor...!!!"

"Neden Buket neden? İlk defa akıttığım gözyaşlarımın sebebini anlat...!!!"Onun da gözleri dolmaya başlamıştı. Hatta baya doluydu...

"Yeldanın parmağını kesip sana gönderecekti. Ben de yapma dedim, ne istersen yaparım dedim. O da bunu istedi. Ama elimi boynuna dolamam büyük bir yalan, montaj...!!! Ben o sırada sandalyeye bağlıydım"

"Ben...şey...Buket çok acıdı biliyor musun? Eskisi gibi mutlu ola biliriz. Benimle tekrar birlikte..." Keremin dudaklarından dökülen balın karşısını Ekin kesdi, yanında da babam vardı...Neden hep böyle olur ki?!

"Karıcım, ne işin var bu adamın yanında?" Kerem dolmuş gözleriyle bana baktı. Elini gözlerinin üzerinden geçirirken kısık sesle tek bir soru sordu bana...

"Evlendiniz mi?"Gözyaşlarımı silerken elimle kafamı hayır anlamında salladım. Ama babam da lafa atlayınca bana inanması imkansız oldu


"Kızım, kocanı da al eve gir..." Kerem o kadar kötü olmuştu ki, onu hiç böyle görmemiştim...Resmen yanağından akan yaşa şahit olmuştum. En çok içimi yakan da buydu

"Yalan söyledin..." Kısık sesle defalarca tekrar etti lafını. Delirmiş gibiydi. Ekin de benim koluma girip eve doğru götürüyordu. Arkamdan sadece bağırarak şöyle söyledi...

"Kocanla sana mutluluklar Buket..." Hala bana bir gram güveni yoktu. İçimi bu gibi laflarıyla ne kadar acıttığından habersizdi. Eve girince hemen pencereye koştum. Babam Keremle birşeyler konuşuyordu...Allahım, inşallah babam da onu kıracak, üzecek bir şeyler söylemez...Keremim bunu kaldıramaz...

Kerem'in anlatımından...

Evlenmişti Ekinle. Öpüşmeleri bu kadar koymamıştı bana. Oysa o kadar ümitlenmiştim ki, belki tekrar olur diye... Ne kadar da salak mışım ben...Salak ve saf. Buketin babası karşıma geçmiş bana nasihat vermeye başlamıştı...

"Bak oğlum, Buketin arkadaşı filan ola bilirsin. Ama o artık evli bir kadın. Onunla böyle yalnız görünmen yakışık almaz tamam mı, o yüzden de kızımdan uzak dur..."

"Emin olun ki, bir daha bu kapının önünden bile geçmicem. Özür diliyorum sizden. İyi geceler..." Pencerede durmuş izliyordu merakla. Ne olduğunu, neler konuştuğumuzu bilmiyormuş gibi... O yaptığının aynısını ben de yapıcam. Evleneceğim... Onu kurtardı, evlenecek kadar mutlu oldu onunla. Belki bende de işe yarar ha... Artık bir kadının arkasından ağlayan korkak, yalaka olamayacağım . Artık o yılışık yok. Onu sen öldürdün Buket...SEN...!!!

Sana Alerjim Var #Wattys2018Where stories live. Discover now