"SAV"...10bölüm

12.7K 785 65
                                    

Eve döndüğümde ilk iş babamı aramak oldu. Onunla acele konuşmam gerekiyordu. Bana izin vereceğini biliyordum. Sadece fikir almaya ihtiyacım vardı. Babam benim her sorunumda yanımda olur ve beni destekler. Çocukluğumdan beri bana annemin yokluğunu aratmadı, hissettirmedi. O yüzden babam benim her şeyim...Canım...Fikrini almak fazlasıyla önemliydi benim için...

"Alo baba,nasılsın?"Moral bozukluğunu anlatan ses tonumdan babam birşeyler olduğunu mutlaka hissedecekti. O yüzden de sesimin moralini yüksek tutmaya çalıştım. Tabii ki de her zaman olduğu gibi başaramamıştım

"Iyiyim kızım, sesin iyi gelmiyor ama yine de sorayım,sen nasılsın?"

"Pek de iyi sayılmaz..."

"Neden, noldu?"Olanları, şuanki ruh halimi babama anlatırsam mutlaka yanıma dönerdi. Çünki onun için benden önemli bir konu yoktur hayatta. Canım babam benim...

"Ben Izmire, Nihatın yanına gitmek istiyorum..." Söylediğim karşısında bir müddet tepki veremeyen babam sonunda birşeyler bulmuştu söylemeye. Tabii böyle pat diye söylersem böyle olur işte...Babamın nutku tutuldu resmen...

"Kuzenini mi özledin?Tabii gide bilirsin. Kaç gün kalmayı düşünüyorsun?"

"Uzun bir süre baba, çook uzun bir süre..." Babamın korktuğu başına gelmiş gibi konuşması beni rahatsız etmiyor değildi. Çünki onun uygun bulmadığı konularda hep ben zararlı çıkmışımdır.

"Şehir değişmek var aklında. Buraya dönmek istemiyorsun. Sebebini sora bilir miyim kızım?"

"Artık burda yaşamak istemiyorum. Hiç olmazsa uzak kalmak iyi gelicek mi gelmicek mi anlarım. Lütfen anla beni, mutsuzum, sıkıntılıyım. Bunu sana anlatamam baba..."

"Seni göremeyecek miyim ben peki döndükten sonra?"

"Ben seni görmeye geleceğim elbette. Sensiz olur mu baba?!Böyle duygusal konuşma, nolur...kötü hissediyorum kendimi...Ee ne diyorsun, gide bilir miyim babacığım?"

"Tamam kızım git ve gittiğin yerde kendine dikkat et. Ben Nihatla konuşurum, geleceğini haber veririm, sen merak etme..."

"Tamam baba, çok teşekkür ederim. Sen bir tanesin..."

"Rica ederim kızım. Sen de öylesin. Senin mutluluğun benim için çok çok önemli. Nerde kendini mutlu görüyorsan oraya git..." Telefon kulağımdayken gözlerimin dolması normal bir şeydi. Benimle böyle vedalaşır gibi konuşması içime oturmuştu.

Konuşmamı bitirdikten sonra pdama çıkıp bavulumu hazır ettim. Yarın da okula gittiğimde istifa dilekçemi yazıp imzalarsam, yola çıkmak için bir engel kalmayacak artık.Uzun bir süre gereksiz şekilde hafızama yazdığım insanları unutmaya yeterdi sanırım.

                                                               ***

Salı gününe kısmetmiş artık okuldaki son günüm. Kahvaltı bile yapmadan okula gittim. Dilekçemi yazıp,imzaladım. Müdüre de kağıtımı teslim etdikten sonra, okuldan umarım dönmemek üzere çıktım. Uçağım bir ssaat sonraydı. Eve girdiğimle bavulumu alıp evden çıkmam bir oldu. Tam da bu sırada karşıma yılışık çıkmalıydı sanki...?!

"Nereye gidiyorsun?"Mutsuzluğu gözlerinden akıyordu gözyaşı gibi. Yağmur gibi...Parlayan gözlerini o kadar derin dikmişti ki yüzümün her karesine, gitme der gibi...Burda kal der gibi...

"Her şeyden uzak kalacağım bir yere..."

"Neden?"Nasıl da kolaydı, bildiğin nedeni tekrar sormak...Eskileri dökmek avuçlara...

"Gereksiz insanların suratlarını unutmak için, huzur bulmak için gidiyorum Kerem..."Tabii ki burda gereksiz insanlar derken başta Yeldanı kasdediyordum. Gitmemin en büyük sebebkar o çünkü.

"Sorun ben miyim, benim yüzümden mi gidiyorsun?"

"Senden banane...!!!sen kendi işine bak, uzak dur benden, malum artık sevgilin var, kıskanır..."

"Buket, onu sevmediğimi biliyorsun değil mi?"

"Neyi değiştirir ki, umrumda bile değilsin. Ne o, ne de sen...Hem senin ona umut vermeye, onu kullanmaya ne hakkın var?!"

"Onu boş ver...Ben seni seviyorum..." Bunu derken bile hiç bir şey umrunda değildi. Dünya bir yana, sen bir yana der gibi hiç bir tarafa gözünü kaydırmadan sadece bana dikmişti gözlerini

"Sevme Kerem sevme, çünki ben artık gidiyorum ve beni seversen arkamdan çok üzülürsün, kalbin acır. Yelda var işte sana aşık, onu sev, mutlu olursun emin ol..."

"Kalbim acımıyor mu sanıyorsun...?Bu kadar olay yaşadık. Beni neden sevmiyorsun hala?Bu kadar mı kötüyüm gözünde, bu kadar mı iğreniyorsun benden...Sevmen için ne yapa bilirim, neden bunu yapıyorsun bana Buket...Neden...?"Gözleri doluyordu. Bu gerçekten inanılmazdı. Görmesem gözlerimle asla inanmazdım böyle bir şeyin olduğuna...

"Çünki sana aşık değilim. Nasıl bir cevap bekliyorsun ki, benden?"

"Seni her gördüğümde kalbim heyecanlanıyor. Seviniyor seni gördüğünde bu lanet olası kalp. Yaşıyor senle adeta. Kalbim sen varken atıyor. İnsan kalpsiz yaşar mı? Ben sensiz yaşayamam..." Şiirsel konuşması beni etkilemedi diyemeyeceğim. Ama ne söylerse söylesin, gitmeye çok ihtiyaç duyuyordum

"Yaşarsın merak etme, eğer beni seviyorsan benim için rahat bırak beni...!!!"Son defa yüzüne baktıktan sonra taksiye binip hava alanına gittim. Izmir uçağının ne zaman kalktığını görevlilerden öğrendim ve beklemeye başladım. Bu Izmirin bana çok iyi geleceğini umud ediyordum.

"İzmir uçağı kalkıyor. Yolcuların dikkatine..."Bu sesi duyar duymaz uçağa doğru yol aldım.Biletimde yazan koltuk numarasını bulup oraya yerleştim. Tabii tam bu sıralarda Keremin gelip, gitme demesini bekliyor olanlar vardır heralde. Ama böyle bir şey olmadı. İyi ki de olmadı zaten...

Uçak artık kalkıyordu ve ben içimden bunları söyledim o sırada :Bekle huzur ve mutluluk...Allahımın izniyle ben geliyorum.

Ama bunları söylerken kesinlikle hiçbir şeyden haberim yoktu. Orda başıma geleceklerden felan...Neler olacaktı acaba...?İzmirde hayatımı güzel bir düzene soka bilecekmiydim, Izmir benim hafızamdan gereksiz kişileri sile bilecek mi?...

Sana Alerjim Var #Wattys2018Where stories live. Discover now