"SAV"...2bölüm

34.5K 1.4K 222
                                    

Medya'da Kerem var❤❤❤
Keyifli okumalar canlar...

"Baba beni okula bırakır mısın?" O yılışıkla karşılaşmamak için böyle bir yola baş koymuştum. Allahım inşallah kabul eder...Kabul eder de o Keremin muşmula suratını görmem.

"Maalesef mümkün değil canım, bugüne çok önemli bir toplantım var. Bir sorun mu var canım, sana her teklif ettiğimde kendin gitmek isterdin her hangi bir yere. Şimdi noldu...Yoksa seni yolda rahatsız eden biri mi var? Buket doğruyu söyle bana..." Babam başıma geleni doğru tahmin etmişti. Ama ona yalan söylemekten başka bir çarem yok. Sadece babam için ona katlanacaktım. Gereksiz bir kişilik yüzünden onu tehlikeye atamazdım

"Yok ya baba, onu da nerden çıkardın? Sadece değişiklik olsun diye söyledim. Hem biraz geç kaldım da ben okula...Zaten ilk ders boşum. Kendim giderim baba...Merak etme sen" Babam biraz şüpheci bakışlarla beni süzdükten sonra, "Öyle olsun bakalım" diyip geçti. Benim her haraketimi anlardı o. Buna da inanmadığından adım kadar emindim

Babamı işe yolcu etdikten sonra hazırlanıp evden çıktım. Sokağın döneceğinde durup, yolu gözetlemeye başladım. Böyle gizlice, saklana saklana gidersem bekli de beni görmez diye düşünürken, hayallerimin, hatta planımın suya düştüğünü farkettim. Bir anda kulağımın dibinde biri şöyle söyledi...

"Beni mi arıyorsun? Ben burdayım güzellik..."Arkamı döndüğümde görmek istediğim son kişi olduğuna emin haldeydim ve işte o kişi tam karşımda duruyordu.

"Ben seni neden arayayım ki, pis sapık, her kesi kendin gibi sanma, tamam mı?"

"Söyle o zaman napıyordun burda?" Bir müddet etrafa bakarak düşündükten sonra hiç bir şey bulamadığım için en kolay yolu tercih ettim. Bu da bir buluşdur değil  mi ama?!

"Ya sanane be, hem sen de her gün benim karşıma çıkmaktan vazgeçsene. Bıkmadın mı?"

"Senden bıkmak mümkün mü?"

"Tabii ki, istersen başara bilirsin. Lütfen başar...Hadi ya sen bunu yapa bilirsin" Ufak bir gülümseme belirtti suratında, sonra da elini o havalı dağınık saçlarında gezdirdi. Belki de böyle daha tatlı ve çekici olduğunu düşünüyordu. Belki de doğruydu. Ama böyle saygısızlarla benim hiç işim olmaz. Ultra yakışıklı olsa bile...

"Yapma...Seni bırakmayacağımı bilmen gerekirdi"

"Neden ya. Rahat bırakmamanın nedeni ne?"

"Şimdi bunu sana açık-açık anlatsam sapık demeyeceğine söz ver..."

"Tamam söz...!!!"

"Burda anlaşılmayacak bir konu yok zaten. Ben senin peşindeyim çünki, sana hasta oluyorum, delirtiyorsun beni her şeyinle..."Şaşkın halde ona bakarken bu kelime ağzımdan çıkı verdi

"Pis sapık seni..." Ellerimle de göğsüne bir kaç yumruk attım. Ama ne fayda, bir kız yumruğundan ona ne ola bilirdi ki...Hatta gıdıklanmışdı bile gıcık...

"Haydaa sözünü unuttun galiba,hani demeyecektin?" Senin yüzünden verdiğim sözleri bile tutamıyorum ki, nasıl bir adamsın hala çözmüş değilim ha Kerem...

"Söylememek elde mi?Sen ne yapar eder söyletirsin mutlaka" Yine yavaş-yavaş bana yaklaşırken kocaman bir hapşırıkla onu karşı karşıya bıraktım. Yanlış anlaşılmasın, aniden gelmedi...bilerek yaptım. Ooh iyi ettin de yaptın diyen iç sesim beni gururlandırmayı başarmıştı

"Noluyo be ağzıma tükürseydin bari?" Yüzünü buruşturmuş, elleriyle silerken gözlerini, garip bir şekilde bana baktı. Her ne kadar komi görünse de ciddiyetimi bozmayacaktım

"Biraz daha yaklaşsaydın o da olurdu. Anla işte seni her gördüğümde hapşırık beni rahat bırakmıyor, alerji işte böyle birşey..."

"Onun benimle ne ilgisi var ki, ben portakal mıyım?" Portakal mı...? İyiymiş...Portakal Kerem saçmalamakta devam ederken kahkaha atmayı da eksik etmiyordu iç sesim...

"E anlaşılmıcak bişey yok, her seferinde beni hapşırık yakalıyor yanımda sen olunca, çünki sana alerjim var..."Küçük bir gülücük atdıktan sonra okula doğru yola koyuldum.Arkamdan sapıkca kelimeler gelse de hepsini kulak ardına vurarak yoluma devam ediyordum. Ciddiye almaya gerek bile yoktu zaten. Yılışık bir kimlik işte nolcak. Bana bundan fazla ne yapa bilir ki?

Artık onu görmekten bıkmıştım. Babama söylemeyi kaç kere düşündüm. Ama başıma gelen bir olay beni engelliyordu. O olay ki, eğer yaşanmasaydı benim şuan yılışık diye bir problemim olmayacaktı.

İşte bir gün babamla yürüyüşe çıkmıştık. Bir çocuk bana sarkıntılık etdi. Babam onu o kadar dövdü ki, iş polise kadar uzadı. Babamı nezarete tıktılar. O günden sonra gözüm çok korktu. Babam Kereme bişey yaparda habse girer diye hep sustum. Her gün başımın belasına katlanmak zorundayım.Şanslı yılışık işte nolcak...

Sana Alerjim Var #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin