"SAV"...22bölüm

7.4K 487 51
                                    

Keyifli okumalar dilerim canlar...❤❤❤

"Benimle gelmen gerekiyor, hadi hazırlan, çıkıyoruz" Yeldanın şaşkın ve korkak bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştım

"Nereye ya...gitmiyorum ben hiç bir yere" Kolundan tutarak onu baya hırpaladım

"Gideceksin, buna mecbursun. Şimdiyse git hemen üzerine bişeyler giy, çıkalım" Oflayarak odasına çekildi. Sabırsızlığımın derecesini düşünün ki, 2dk bile geçmeden kapısını dağıtmaya başladım

"Çabuk olsana ya..."

"Tamam, bekle" Nihayet odadan çıkmayı başarmıştı. Her ne kadar gideceğimiz yeri öğrenmek için çabalasa da, başarılı olamamıştı. Bense onu Ekinle hesaplaşmaya götürüyordum

***
Ekinle bir kafede buluşma ayarlanmıştım. Kafeye vardığımızda Ekin gelmiş beni bekliyordu. Yanımda Yeldanı da görünce yüzü garip bir hal aldı

"Şunun senin yanında ne işi var Buket?" Hiddetle ayağa kalktı. Korkmuş gibi bir tavrı vardı

"Onunla yaptığınız iş birliğini bir de yanımda inceleyin dedim, eksik filan vardır...ha Ekin, iyi etmiş miyim?"

"Seni yalanlarla dolduruşa getirdi dimi yine? Bak bunları konuştuk biz ama..." Yeldanı kolundan dürtdüm

"Telefonunu çıkar...!!!" Korkakça telefonu bana uzattı. Bense o mesajlaşmaları Ekine gösterdim. Bir anda suratı bembeyaz oldu.

"Ben...özür dilerim Buket. Sana olan aşkım gözümü kör etti. Seni köpek gibi seviyorum anlıyor musun? Deli oluyorum sana...!!!" Kollarımdan tutarak beni silkelemeye başladı

"Bırak beni, canım acıyor" Usulca bıraktı kollarımı...

"Tamam, burda konuşmayalım. Gidelim müsait bir yere. Dışarı çıkalım bi. Yelda sen de gel...!!!" Dışarı çıktık. Ekin de arkamızdan geliyordu. Bir anda arkadan kafama bir darbe aldım ve yere yığıldım. Acılar içinde inlerken Yeldanın da benim peşimden yere yıkıldığını farkettim. Ekin ilk önce beni arabasına sokmak için uğraştı. Her ne kadar kendimi geri itsem de başaramadım. Yeldanı da arabaya bindirdi ve kendini şöför koltuğuna attı.

"Bırak bizi manyak, psikopat hayvan...!!!" Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Bu kadar kötü birinin yanında böyle bir şeyin olmasını istemezdim. Çünki gözünde korkak ve zayıf imajı çizmek istemiyordum

"Aşkım, sakin ol, çok güzel bir yere gidiyoruz. Benim dedemden kalan dağ evine gidiyoruz. Merak etme baş-başa olucaz. Yeldanın da icabına bakarım orda"

"Allah belanı versin...Kerem haklıymış. Sana güvenmemeliydim" Kulaklıklarını takmış şarkı dinlemeye başladı. Şerefsiz beni dinlemiyordu bile. Yelda hala baygın vaziyetteydi... Hönkür hönkür ağlıyordum. Ben bu yerlere nasıl geldim...?

***
"Kızlar geldik..." Nefretle ona bakıyorduk. Bir insan bu kadar alçak ola bilir mi ya... Bizi zorla da olsa eve sokmayı başarmıştı. Ellerimizi,ayaklarımızı bir sandalyeye bağladı. Yeldayla beni karşı - karşıya oturtmuştu.

"Benimle daha mutlu olacaksın sevgilim...merak etme"

"Ne sevgilisi ya...Benim sevgilim Kerem. Onu seviyorum. Ondan başkası benim için olamaz tamam mı, ona aşığım, sana ise nefret ediyorum şerefsiz...!!!" Sinirli bir yüz ifadesiyle üzerime yürüdü. Saçlarımı eline dolayıp çekmeye başladı

"Bir daha Keremin adını ağzına almicaksın. Anlaşıldı mı?"

"Aşık olduğum adamın ismi Kerem. O yüzden de dediğin olmicak." Ellerini saçımdan çekti ve sert bir tokatı suratıma geçirdi. Sonra ayağıyla sandalyeyi itti ve yere yığıldım. Kafamı sert bir şekilde yere vurmaya başladı. Defalarca vurdu...vurdu...Canım o kadar acıyordu ki, gözlerimden akan selleri farketmiyordum

Sana Alerjim Var #Wattys2018Where stories live. Discover now