11. BÖLÜM: Kabus Çarkı

12.3K 1K 106
                                    

🔥 (Düzenlendi)

Media/ Linkin Park- Iridescent

Keyifli Okumalar. 💕

~~~~

Ben meleklere inanmam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben meleklere inanmam... Ben kendim için yapabileceklerime inanırım.

~~~~



Hayata gözlerimizi açtığımız ilk anda tüner ensemize kötülükler. Daha iyiliği bile tatmadan iyi olma uğraşlarına girişir çoğumuz. Bir hata peyda oldu mu, herkes atar şeytana suçu. Yakında şeytan dile gelip, Affet Tanrım, insana uydum diyecek hale geldiği halde, sorsan herkes birer iyilik meleğidir.

Bense meleklere inanmazdım... Ben kendime, kendim için yapabileceğim şeylere inanırdım.

Ve artık yaşam ipinin üzerinde cambazlar gibi ilerlemeye takatımız kalmadığında, fark etmeden kaldırıp atardı bizi ölümden cımbızlar. İyi misin, yoksa kötülükle mi bezendin diye asla sorgulamazdı.

Söz konusu ise bir insan yaşamıysa, cehennemi yaşatacak her bir kötülük sivri dişlerini göstermek amacıyla yakamıza yapıştırdı sırıtarak. Diğer yüklerin ağırlığıyla da o kötülüğü omuzunuzu silkerek uzaklaştırmak ise olanaksız gelirdi.

Bazen de cehennemi kendi başınıza musallat ederdiniz, bile isteye...

"Canlı bir mutantı buraya getirmek mi?"

Bilgisayar odasının ılık zemininde oturmuş, Kübra'nın tepemde sürekli cirit atan suallerini duyumsuyordum. Hiçbirisine ciddi cevap vermediğim için ses tonunu birer tık yükseltirken, omuz silkmekle yetindim.

"En azından bir mutant. İki de olabilirdi."

Kübra tepemde volta atmaya başladığında gözlerimle onu takip ediyordum. Önceki yanıtımı duymamazlıktan geldiğinde hayretle tekrar yakınmaya başladı. "Hem nasıl getireceksiniz ki? Getirseniz bile nerede duracak?"

Aniden olduğu yerde durup sorduğu soru üzerine, yanaklarıma hava doldurup bıkkınca geri dışarı bıraktım. Kübra'nın telaşlı ses tonuna tezat sakin bir sesle,

"Bu pek muhteşem olmayan fikir, onların," dediğimde, birkaç metre ötede benimle aynı sorguda olan Rüzgar'ı gösterdim. Rüzgar bir sandalyeye yayılıp ayaklarını bir masanın üzerine uzatmış, kollarını göğsünde birleştirmiş ve gayet keyifli bir yüz ifadesiyle Kübra'ya bakıyordu. Köşede kaldığı için yüzüne düşen gölge çehresini daha kemikli gösteriyordu.

"Yani mümkünse onlarla muhatap ol."

Rüzgar'ın gözleri cevabımın ardından mekanik bir şekilde yerde oturan bana kaydığında, Kübra da eş zamanlı olarak ona döndü. Kübra'nın telaşlıyken cırtlak çıkan sesini onun başına savdığımda, keyiflenme sırası bana geçmişti.

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin