Arkadaş Mı Didin?

İLGİNÇ TANIŞMA-20.BÖLÜM

Gif Dora.

Karşımdaki çocuğa baktım. Siyah saçları ve küpesiyle fazla cool olan çocuğa. Ağzımı kapatan çocuğun şaşkınlığını fırsat bilerek elini ısırıp, cool çocuğun koşarak arkasına gidip saklandım. Çocuk aniden arkasına dönünce bir kaç adım gerilemiştim.

"Çocuk musun? Ne diye arkama saklanıyorsun? Gerçi şu boyuna bakarsak çocuk olduğun belli." dedi alayla süzerken.

"18 yaşındayım seni ahmak!" dedim ve dizimi büküp kıymetlisine bir tane geçirdim.
Yüzümü buruşturup dil çıkardıktan sonra arkamı dönüp eve doğru koşmaya başladım. Dış kapıyı kapatıp yaslandım. İlk günden ne ironiydi ama!

"Kızım! Olcay ve senin odan yukarıda." başımı sallayıp yukarı çıktım. Bir odanın kapısını açmamla ağzım 'o' şeklini almıştı haliyle. Bu odada kesin kaybolurdum ben! Pembe ve kremin tonlarıyla süslenmiş odaya baktım. İyide ben pembe sevmezdim ki! Benim odam bir beşiktaş fanatiği gibi siyah ve beyaz tonlarda olmalıydı. Seke seke perdenin açık bıraktığı camın önüne gittim. Aşağa baktığımda gözlerim irice açıldı. Ben belayı üzerime falan mı çekiyordum! Bu çocuğun arkadaşlarıyla beraber karşı kaldırımda ne işi vardı Allah aşkına? Çocuk kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Sırıtışı daha bir genişlerken göz kırpınca hemen perdeyi çektim. Kafamı bir sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Adrenalinden kalbim duracaktı. Koşarak Olcay'ın odasına girdim. Bilgisayardan kafasını kaldırıp sırıttı. Cansu'nun sesini duyunca koşarak oraya gittim.

"Cansu!"

"Ay Dora! Şimdiden özledim seni!" dedi dudaklarını bükürek.

"Bende seni!" dedim dudaklarımı büzerek.

"Dora! Odamdan çıkar mısın?!"

"İyi be! Görüşürüz Cansum!" Cansu öpücük yollayınca bende öpücük yollayıp odadan çıktım.

•°•°•°•°•
Bir haftadır o çocuk yüzünden dışarı çıkmamış evde takılmıştım. Ama bugün okul vardı ve maalesef çıkmak zorundaydım. Bu okulun kıyafetlerine hayran kalmıştım. Pileli lacivert bir eteği vardı. Bitimine doğruda beyaz bir şerit geçiyordu. Üstü beyaz gömlek vardı. Normalde kravat takılması gereken yere kızlar lacivert bir fular bağlıyorlardı. Bende fularımı fiyonk şeklinde yaptım. Saçlarımı bilindik topuz yaptım. İzmir soğuk olduğu için lacivert hırkamı giyindim. Lacivert deri çantamıda sırtıma taktıkdan sonra aynaya baktım. Güzel olmuştu. Gözlüklerimi takıp telefonumu hırkamın cebine attım. Aşağa inip güzelce kahvaltımı yaptım. Olcay'ı bir hoca zorla özel okula almıştı. Annemler benimde o okula gitmemi ne kadar ısrar etselerde kabul etmemiştim. O havalı kızları hiç çekemezdim açıkcası.
Ayakkabılarımı giyip dışarı çıkacağım sıra içime bir kuşku düşmüştü. Sanki o çocuk beni yakalayacak gibi hissediyordum. Elimi sıkınca yüzüğüm aklıma gelmişti. Elime bakıp yüzüğüme tuhaf bakışlar attım. Okula giderkende bu yüzüğü takmak zorunda mıydım? Ah! Herneyse.

Berke'den
Bu yollar ne kadar karışıktı böyle! Ayrıca neden hiç taksi geçmiyordu. Dora'yı ilk tenefüsünde yakalamalıydım. İzmir'e geldiğime sevinirdi umarım. Hızla bir sokağa döndüğümde önümdeki kızı görmemiş ve kıza çarpmıştım. Kızın elindeki kahve hırkasına dökülünce kız şaşkınca suratıma baktı.

"Napıyorsun abicim ya! Aşık mısın nesin?" dedi hırkasını çantasından çıkardığı ıslak mendille silerken.

"Aşığım ve de özür dilerim."

"Aşıksan affettim. Benden karnındaki uçuşan kelebeklere ve tepinen fillere selam söyle." dedi kız sırıtarak. Yanımdan geçip gidecekken kızın kolunu tuttum ve ona döndüm.

"Uçuşan kelebekler ve tepinen filler mi?" dedim gülerek.

"Sevdiğin kızı görünce karnında birşeyler hissetmiyor musun?" hayır şeklinde kafamı salladım.

"O zaman aşık değilsin ki! O sadece bir takıntı yada ufak bir hoşlantıdır. Artık kolumu bıraksan Mecnun? Okula geç kaldım hani!"

"Peki! Git bakalım aşk uzmanı." dedim gülümseyerek. Ördüğü saçlarının önlerden çıkmış tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Kırkırdayarak yanımdan uzaklaştı. Bende şu okul araştırmasına devam ettim.

Dora'dan
Sonunda okula vardığımda gidip müdürden sınıfımı öğrendim. Sınıfa gittiğimde en arkada cam kenarında oturan kızın yanına ilerledim.

"Merhaba. Burda oturabilir miyim?" dedim tatlı tatlı gülümseyip. Kız yüzüme bakıp şirince sırıttı.

"Tabiki." çantama kenara koyup oturdum.

"Ben Buse!" dedi tekrar sırıtarak.

"Bende Dora! Vay canına! Kahve kokusunu çok seviyor olmalısın. Parfümünü falan mı aldın?" kız kahkaha atmaya başlayınca sırıtarak ona baktım.

"Hayır! Bu sabah aşık olduğunu düşenen bir çocuk üzerime kahve döktü. Lekeyi çıkarabildim ama koku yapışıp kaldı." dedi yüzünü buruşturarak. Bu kızla iyi anlaşacaktık sanırım. Sınıfa giren kişilere baktığımda gözlerim yerlerinden çıkacaktı neredeyse. Hemen sıranın altına girdim. Bu cool çocuğun burada ne işi var?!

"Bir sorun mu var?" dedi Buse fısıldayarak.

"Şşt!" dedim işaret parmağımı dudağımın üstüne götürerek. Ayaklarını takip edince tekrar bir lanet ettim. Bizim hizadaki sıraya duvar kenarına oturmuştu. İçeri hoca girmiş olacakki herkes ayağa kalkmıştı.

"Oturun çocuklar. Bugün yeni bir arkadaşımız geldi. Nerde oturuyor?" hocanın söylediği şeyle hızla kalktım ama tabi kafamı sıraya vurmuştum. 'Ah' deyince herkes dönüp bana bakarak gülmeye başladı. Hemen Buse'nin defterini alıp çocuğun olduğu yönden yüzüme tuttum. Umarım görmemiştir.

"Merhaba hocam. Adım Dora! İstanbul'dan yeni geldim. Kitap okumaya bayılırım. Bu kadar!" dedim hızlıca.

"Peki Dora iyi misin?" dedi hoca şevkatle gülümserken. Gülümseyerek kafamı salladım.

"Nişanlı mısın?" dedi hoca şaşırarak.

"Hayır sözlüyüm." Ne diye sormuştu ki.

"Sevgilin arasında mı?" dedi tekrar gülümseyerek. Hoca beni kütüğüne geçirecek herhalde.

"Evet..yani hayır. Değişik bir şey."

"Peki."

"Hocam! Birde arkadaş çok zengin!" hızla defteri indirdim ve sesin geldiği yöne baktım. Bu çocuktan kurtuluşum yok muydu?!!

Berke'den
Zil çalınca koşarak sınıfına ilerledim. Yine birisiyle çarpışınca gözlerimi devirdim. Bugünlük yeterdi bu kadar çarpışmak!

"Bende bir şey mi var?! Bugün çarpışma kotam dol- Mecnun?!"

"Aşk Uzmanı?!

Wow wow wow! Yeni bölüm! Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyiniz! Bu arada şu cool çocuğu Vini Uehara yapmayı düşünüyorum! Öpüldünüz!