ALTIN GÜNÜ-13.BÖLÜM

3.5K 237 42
                                    

Hayranım dediğine göre bunları alan Berke miydi? Sırtıma birisi değince tekrar eş değişimi olmuştu. Bu sefer Olcay karşımdaydı. Sırıttım. En son Cansu ile dans ediyordu.

"Güzel olmuş değil mi?" dedim sırıtarak.

"Ha? Kim?"

"Cansu diyorum. Güzel olmuş değil mi?"

"Yani." kaşlarımı kaldırdım.

"Biraz." biraz daha kaldırdım.

"İyi tamam. Güzel olmuş."

"Birazcık etkilendin mi?"

"Olabilir yani belki." müzik bitince yerlerimize geçtik. Biraz konuşup, gülüp, eğlendikten sonra babam bizi almaya gelmişti. Nöbeti vardı ve ondan önce bizi bırıkması gerekiyordu.
Eve gelir gelmez pijamalarımı giyip yatağa atladım. Yusufçuk kolyesini elime alıp baktım. Berke almıştı bunu. Komidinin çekmecesini açıp kraliçe tacı gibi olan kolyeye baktım. O an verdiğim sözü hatırladım.

"Sen benim kurtarıcımsan ve beni her durumdan kurtaracaksan bende sana bir söz vereceğim." kafasını omuzumun üstünden bana çevirdi. Bende ona baktım.

"Büyüyünce seni seveceğim."

Kafamı yastığa gömdüm. Ne biçim bir söz vermiştim öyle! Ayrıca Mert'in yapması gereken şeyleri neden Berke yapıyordu ki? Bu soruların cevaplarını düşünürken uykuya daldım.

°•°•°•°•°•°
"Dora annem hadi kalk artık! Misafirler gelecek!"

"Ne misafiri ya!" dedim uykulu çıkan sesimle.

"Kızım bugün altın günüm var!" Ah doğru! Annemin şu meşur altın günleri! Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Ben pastaları yaparken annemde kısır, çiğ köfte gibi şeyleri yaptı. Sonunda hazırlamıştık. Gülümseyip şaheserime baktım. En güzel yaş pastam olmuştu!

Cansu'dan
Etrafa bakınıp Olcay'a döndüm.

"Neden çağırdın beni?" dedim gülümseyerek.

"Şuraya oturalım mı?" dedi banklardan birini göstererek. Kafamı salladım. Oturduğumuzda ona döndüm.

"Eee?"

"Cansu ben bir kıza çıkma teklifi edeceğim ama ne alacağıma karar veremedim. Bana yardım eder misin?" Ne demişti o? Onu seven kızdan böyle bir şeyi nasıl isterdi? Ayağa hızla kalktım ve elirimi sıktım. Olcay şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

"Şu mağazaya bakalım mı?" dedim sert bir şekilde. Kafasını sallayıp gülümsedi. Mağazaya girdiğimde en iğrenç olan kıyafetlere bakıyordum. Ne yani güzel kıyafet bakacak değildim. Bir kıyafet bulduğumda ona doğru yürümeye başladım. Bir dakika! Ne yapıyordum ben? Sanırım delirmiştim. Kıyafeti eski yerine bırakıp Olcay'ın yanına gittim.

"Olcay. Özür dilerim ama yardım edemem. Acıyan kalbimin üstüne bir de bu acıyı koyamam ve şimdi gidiyorum." arkamı dönmemle kolumdan tutulup çekilmem bir olmuştu. Bu kadar yakınlık fazla değil miydi?

"Bir soru soracağım. Eğer cevabın evetse bir yere gitmene izin vermeyeceğim. Eğer hayırsa istediğini yapabilirsin." Olcay'dan başka her yere bakan gözlerimi Olcay'ın gözlerine sabitledim.

"Beni seviyor musun?"

Dora'dan
Tüm teyzeler salona toplaşmıştı. Kapı çalınca kapıya yöneldim. Karşımda Berke'yi görünce şok olmuştum tabi. Sırıttı.

"Anneni görmeye geldim."

"Keşke bugün gelmeseydin. Yani ben olsaydım gelmezdim."

"Berke! Yavrum! Kaynanan seni seviyormuş! Gir çabuk içeri!" dedi annem. Eyvah ki ne eyvah!
İçeri giren Berke ayakkabılara baktı.

"Neden bu kadar ayakkabı var?"

"Şimdi öğrenirsin." dedim sinsice sırıtarak. Kapıyı çarpıp salona yürüyen Berke'nin önüne geçtim ve geriye doğru yürümeye başladım.

"Artık kurtuluşun yok Berke." dedim ve önünden çekildim. Bir teyzelere bir bana bakan Berke'ye sırıttım.

"Benimde işim vardı zaten Dora." bir adım atınca kolundan tutup çektim.

"Anneme göründüysen cidden kaçışın yok."

"Hadi ya." yavaşca kafamı salladım. Annem Berke'yi çekiştirip iki şişman teyzenin arasına oturttu. Aralarında sıkışan Berke'ye bir kahkaha patlattım. Herkesin ilgi odağı olmuştu. Soru yağmuruna tutmaya başlamışlardı. Yaptığımız şeyleri herkese ikram etmiştik. Berke'nin yanındaki teyzeler ağzına ikide bir birşeyler tıkıştırıyordu. Tekrar kahkahalarla gülmeye başlayınca şişkin yanakları ile kaşlarını çattı. Bende ağzımı fermuar yaptım.

"Ay ne güzel damat bulmuşsun Yasemin! Boylu poslu, yakışıklı." diyen teyze Berke'yi tükürüklere boğmuştu. Teyzeye gözlerkmi devirdim.

"Ay oturmaya mı geldik ayol?! Aç şurdan bir oyun havası!" diye bağıran teyzeye baktım. Kadın nefes almaya şükredeceğine yolunu karıştırıp oynamaya gelmişti heralde. Açılan çiftetelliyle Berke'yide zorla kaldırıp oynatmaya başlamışlardı. Ben kahkahalarla gülerken bir teyze kolumdan tutup beni Berke'nin önüne atmıştı. Evet bildiğiniz atmıştı!

"Düğüne hazırlık olur kız oynayın işte!"

"Teyze o benim sevgilim değil! Arkadaşım!"

"Arkadaş mı dedin?! Sus ayol! Kızım siz bu yoldan giderken biz dönüyorduk!" Düzgün gitseydinde dönmeseydin o zaman dememek için kendimi zor tuttum. Ne dersem diyeyim anlamayacaktı zaten! Berke'de alışmış döktürüyordu. Bende oynamaya başladım. Bidaha mı gelcez dünyaya oynayalım işte!

Sonunda teyzeler altınlarını verip gittikten sonra bizde Berke ile deniz kenarına gittik.

"Bugün çok farklı hissettim. Hayatım boyunca bir evde hiç bu kadar misafir görmemiştim. Bizim evede misafir geliyor ama samimi değiller işte. Onlar samimiydi."

"Ne yani altın gününe gelen teyzeleri samimi mi buldun?" dedim gülerek.

"Evet. Çıkarcı değiller. Gösteriş yapmıyorlar fazla."

"Aslında haklısın." sırıtarak ona döndüm.

"Diğer altın gününede gelmek ister misin?"

"Çağırır mısın?" dedi oda sırıtarak. İkimizde kahkahalarla gülmeye başladık. Ne de güzel kıvırtmıştı bugün Berke. Aklıma gelince kahkaham dahada şiddetlendi. Telefonum çalınca gülmemi zor durdurup telefonu açtım. Arayan Cansuydu. Açtığımda duyduğum cümleyle ayağa kalkıp yerimde zıplamaya başladım.

"İnanamıyorum! İnanamıyorum! İnanamıyorum!" ayağa kalkan Berke'nin boynuna sarıldım ve zıplamaya devam ettim.

"Cansu ile Olcay çıkmaya başlamış!" Berke'nin yüzüne baktım. Denizin yansıması gözlerine vurunca kahverengi gözleri daha mı güzel oluyordu ne?

Yini bilim gildi! Wuhuuu! Skskajsjj Arkadaşlar hikayeye tanıtım videosu yapabilecek olan biri varsa bana ulaşabilir mi? Birde Antalya'da oturanlarla okul başlamadan bir buluşmamı ayarlasak? Yeni arkadaşlar edinelim demi yani sjskjjkj Yorum ve votelerinizi heyecanla bekliyorum! Öpüldünüz :*

Arkadaş Mı Didin?Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu