ORMAN-15.BÖLÜM

3.8K 237 87
                                    

Multimedya Berra.

Kafamı kaldırıp Berra'nın yüzüne baktım. Onu döverdim ama yinede Mert'i kendine çekmeyi başarırdı. Kafamı döndürüp Berke'ye baktım. Berra'yla gülüşerek bir şey konuşuyorlardı. Sırtımı Mert'e yasladım.

"Mert şunlara baksana yakıştılar değil mi?" dedim gülerek. Berke şaşkınca suratıma bakınca kendime lanet ettim. Bildiğin arkadaşımı satıyordum. Berra da fırsattan istifade Berke'nin koluna girmişti. Mert kulağıma eğildi.

"Bu senin kuzenin olamaz. Bildiğin..."

"Sürtük." dedim cümlesini tamamlayarak.

°•°•°•°•°
Yazlıkları çok büyüktü. Yan yana bir çok yazlık vardı. Küçük bir kasaba gibiydi. Hatta ilerisinde bir lunapark bile vardı.

Cansu ve ben aynı odada kalacaktık. Bavulları yerleştirdim. Geç olmuştu zaten. Camdan bakınca herkesin bahçede oturduğunu gördüm. Telefonumu cebime sıkıştırıp aşağı indim. Yazlığın arkası ormandı. Az tırsmıyorumda değil hani. Mert'in yanına oturup bağdaş kurdum.

"Dora! Bizim fotoğrafımızı çeksene!" Berra'nın dediği şeye gözlerimi devirdim.

"Niye kendiniz çekilemiyor musunuz?"

"Çekilemiyoruz. Hadi!" telefonumun kamerasını açtım. Etrafta ışık oldukları için net çıkıyorlardı. Berra kafasını Berke'nin omuzuna koyup koluna sarılarak çektirmişti. Çektikten sonra fotoğrafa baktım. Cidden yakışmışlar mıydı? Kalbimi birisi sıkıyormuş gibi hissettim. Ne oluyordu bana böyle? Telefon elimden çekilince Berra'ya ters ters baktım. Ayağa kalktım.

"O resmi çerçevelettirip gelecekteki evinize asarsınız artık. Ben uyumaya gidiyorum." dedim sırıtarak. Eve gireceğim sıra kolumdan çekildim.

"Amacın ne? Bizi çok mu yakıştırdın? Sevgili mi olmamızı istiyorsun?" dedi Berke dalga geçerek.

"Evet!"

"Ne?!" dedi bu sefer ciddileşerek. Cidden ne diyordum ben?

"Sevgili olun! Zaten sap gibi kaldın! Benimle uğraşıp duruyorsun!" Şimdi dövmezse hiçbir zaman dövmez.

"Öyle mi?!"

"Öyle!" bileğimi sertçe bırakıp Berra'nın yanına gitti. Berra'nın koludan tutup ayağa kaldırdı. Öpmeye başladığında şok oldum. Ne yapmıştı o? Elini tutup bana doğru yürümeye başladı. Omuzuma çarpıp eve girdiler. Başımı eğmiş yerle bakışıyordum. Lanet olsun! Şuan çarpmanın etkisiyle omuzumun ağrıması gerekiyordu ama benim kalbim ağrıyordu. Şimdiye kadar hiçbir arkadaşımla kavga etmemiştim. Arkadaşla kavga edilince böyle mi hissediliyordu acaba? Herkes şaşkınca benim tarafıma bakıyordu. Mert ise yanıma geliyordu.

"Doram noldu?"

"Yok bir şey. Şey dedi çıkıyım mı onla falan. Bende işte...of herneyse önemli bir şey değil. Uyuyacağım. İyi geceler." dedim ve hızlıca odama doğru ilerledim. Yatağıma yatıp ayaklarımı kendime çektim. Ah! Telefonumda Berra'da kalmıştı. Müzik dinlemek istiyordum!

°•°•°•°•°•
Gözüme uyku girmemişti. Saat sabahın 10'uydu ve ben Berke'nin odasının önünde bekliyordum. Özür dileyecektim. Kapının açılmasıyla heyecanla ayağa kalktım. Karşımda Berra'yı görünce şaşırmıştım. Odaları falan mı karıştırdım? Üstünü süzünce sadece bir çarşaf olduğunu gördüm. Çarşaf?

"Canım dün söylediğin şeyler çok işe yaradı. Teşekkür ederim." dedi ve banyoya ilerledi. Ah! Yine mi o kalp ağrısı? Arkamı dönünce sadece altında eşofman olan bur adet Berke gördüm. O kasları nasıl yapıyor lan? Kafamı sola döndürüp duvarla bakışarak konuşmaya başladım.

"Telefonum Berra'daydı. Senin odanda olabilme ihtimali var mı?"

"Evet. Bizim odaydı. Getireyim."
Ne çabuk siz olmuşlardı! Ve getirmesi neden bu kadar uzun sürmüştü? Sonunda getirdiğinde sinirle telefonu elime verdi. İkizler burcu falan mıydı bu? Anında davranışı değişiyordu.

Bahçeye indim. Cansu ve Olcay kahvaltıyı hazırlamış bahçedeki masaya diziyorlardı. Bende yardım ettim. Hep beraber oturmuş kahvaltı yapıyorduk.

"Mimarlığı kazanırsan ben sana çalıştırırım." dedi Burak gülerek.

"O ayakkabı numarasını geçmeyen IQ ile orayı kazanır diye mi düşünüyorsun?" dedi gülerek. Berra'nın kişneyişi dışında kimse gülmemişti.

"Esprilerinden sıkıldım Berke."

"Espri olduğunu kim söyledi?" gözlerimi devirip yemek yemeye devam ettim.

Sonrasında Berra'ya nasıl bir beddua ettiysem kolunu arı sokmuştu.(Berra antileri burda mutluluktan ölecek skjjkak)

"Ona at şeyi sürmen gerek." demem sonucuyla Burak biraz ilerideki at çiftliğine götürmüştü. Berra'nın çocuk gibi ağlamaları yüzündende akşam lunaparka gelmiştik ve şuan Crazy Dans'a binmek için sıra bekliyorduk. Ben korktuğumu tek Mert'e söylemiştim ama yinede bindirmek için sıraya sokmuştu.
Önümde Berke, onun önünde Berra vardı. Çalıştıran adam malesef doldu diyince Berra homurdanarak arkaya gitmeye başladı. Aniden adam benim ve Berke'nin kolundan tuttu. Vaz geçip inen çiftin yerine oturttu bir şey dememe izin vermeden arkadaki demiri önümüze indirip gitti. Gerizekalı Berra! Ne diye hemen arkaya gidiyorsun ki! Çalışmaya başladığında ne yapacağımı şaşırdım. Neden hız korkum vardı? Daha hızlanınca Berke'nin beline yapıştım.

"Niye Mert ile yapmam gereken şeyleri seninle yapıyorum?!" cevap vermeyip dahada sardı kollarını bana. Tüm korkum uçup gitmişti. Nasıl bir kurtarıcıydı böyle?

°•°•°•°•°•
Gecenin bir yarısı arka bahçedeki bankta oturuyordum. Tam karşımda kocaman bir orman vardı ama korkmuyordum. Çünkü yanımda Rıfkı vardı. Gözleri açılmıştı ve daha tatlı bir şey olmuştu. Şimdi ise sepetinde uyuyordu. Sesler gelince kafamı çevirdim. Berke hızla yanıma geliyordu. Kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Bu da iyiyce alışmıştı kolumdan tutmaya.

"Dur! Kedim dışarıda kaldı!" kolumu bırakıp sepeti aldı. İçeride camın dibinde olan masanın üstüne bıraktı ve camı kapattı. Tekrar kolumu tuttu.

"Oldu mu?!" dedi ve tekrar çekiştirmeye başladı. Bahçenin arka kapısından çıkıp ormana giriş yaptık.

O kadar çok yürümüştük ki kaybolmamızdan korkuyordum.

"Yeter!" diye bağırdım. Kaybolursak eğer kafasını kıracaktım. Beni bir ağaca ittirip sol elinide yan tarafıma koydu.

"Telefonunu ver." yavaş telefonu cebimden çıkarıp ona uzattım. Birşeylere girdi ve ekranı gösterdi. Berra'nın mesajını görmüştü.

"Cidden bunu için mi onca şeyi söyledin bana!" diye kükreyince yerimden sıçradım. Ne cevap verecektim? Gelen ulama sesiyle Berke'nin kucağına zıpladım ve boynuna sarıldım. Etrafa baktım. Ufacık bir ışık bile yoktu.

"Kaybolduk mu?"

"Kaybolduk."

Yeni bölüüüm! Ehehehe! Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyiniz. Öpüldünüz :*

Arkadaş Mı Didin?Where stories live. Discover now