SEVDİCEĞİM-7.BÖLÜM

4.6K 243 26
                                    

Aramızda santimler kala Mert yukarı doğru çekildi. Berke kaldırmıştı. Tamam kurtarıcım falan olabilirsinde bunu kurtarmasaydın iyiydi. Ben hâlâ yerde uzanmış ikisine bakıyordum. Mert sinirli sinirli Berke'ye bakıyordu.

"Yere düştünmü kalkmasınıda bil Mert." bana dönerek konuşmaya başladı.

"Yeri çok sevdin herhalde kalksan artık." gözlerimi kırpıştırıp Berke'ye baktım. O nasıl boy öyle.

"Yardım etseniz çok kibar bir hareket olur ama siz bunu tabikide yapamazsınız." ikisi birden elini uzatınca şaşkın şaşkın ellerine baktım. İkisi tekrar birbirlerine bakıp bana bakmaya başladılar. Ve buna ortadan üçüncü elde eklendi. Üçüncü kişiye bakınca siyah saçları önüne düşmüş bir çocuk olduğunu gördüm. Elini tutup kalktım. Gülümseyip yüzüme baktı ve arkasını dönüp gitti. Teşekkür bile edememiştim. Berke'ye ve Mert'e dönerek sırıttım ve koşarak Cansu'nun yanına gittim. Vay canına Olcay ile sohbet ediyorlardı. Kıza bak ben 3 yıldır seviyorum daha yeni iltifat aldım. Daha dün bir bugün iki hemen tavlamış. Yada ben abartmış olabilirim.

"Acıktııım!" Cansu ile Olcay'ın koluna girdim.

"Yemek yemeye gidelim hadi hadi hadi! Sonrada yüzeriz. Ha? Ha?" ikisinin yüzüne bakarak söylemiştim.

"Okey! Let's go!" Olcay'ın söylediği şeyle gülerek yürümeye başladık. Tabiki de Burak'ı almayı unutmamıştık. O esmer salak olduğu yerde kalabilirdi. Cansu kollarını bizden ayırarak biraz önümüzde olan Mert ve Berke'nin koluna girerek lokantaya doğru ilerletti. Evet biraz mal duruyor olabiliriz ama çok tatlıyız bence (*-*) Tabikide o sarışın ve esmer aptal peşimize takılmıştı.

Herkes kendi halinde yemeğini yiyordu. Bende yemeğime gömülmüştüm.

"Çok sıkıcısınız!" dedi sarışın aptal botokslu olduğu belli olan dudaklarını büzerek.

"Sıkılıyorsan gidebilirsin. Seni burda zorla tutan yok."

"Hayır bence sen Ezgi'yi beğenmiyorsan gidebilirsin seni burda zorla tutan yok." dedi Berke. Şok olmuştum. Cidden bu kızı o kadar çok mu seviyordu? Gözlerim dolmaya başlayınca masadan kalkmak iyi bir fikir gibi geldi.

"Zeki olmayabilirim ama aptalda değilim Berke. İstenmediğim yerde durmam." Olcay da ayaklanmaya başlayınca elimle oturmasını sağladım. Daha yeni Cansu ile konuşmaya başlamıştı. Devam etmesi gerekiyordu sonuçta.

"Sen burda kal Olcay. Ama sakın şu gerizekâlıyla konuşma!" dedim elimle Berke'yi göstererek.

"Çocuk musun Dora?" dedi Berk. Dövemiyeceğimi bildiği için dayak istiyor. Lanet olasıca kaslar. En iyi cevap susmaktır sözünü kullanarak dışarı çıktım. Ya arkadaş benim boyum kısa. Benim burama kadar çabuk geliyor. Neden üzüyorsunuz ki beni? Hem denize giremeden mi gidecektim ben şimdi eve? Ben ayarladım lan bu programı ne demek denize girmeden eve gitmek! Onlardan ayrı gelmiş ve onları tanımıyormuş gibi yapacağım. Kararlı bir şekilde eşyalarımın olduğu şezlonga doğru ilerledim. Şezlonga uzanıp güneşlenmeye başladım. Telefonumu alınca ağzımdan koca bir oha çıktı. Annem 27 kez aramıştı. Tekrar aramaya başladığında hemen açtım.

"Efendim annem noldu?"

"Kızım babanın işi çıktı. Biz hemen oraya gidiyoruz. Tek kalabilirsiniz değil mi?"

"Anne sanki hiç kalmamışız gibi konuşuyorsun. Sorun değil merak etme annem benim!"

"Tamam bebeğim. Anahtarı Nur teyzene bırakıyorum."

"Tamam anne. Ha anne birde bir şey diyeceğim."

"De yavrum."

"Yarın arkadaşlarımı çağırabilir miyim?"

Arkadaş Mı Didin?Where stories live. Discover now