1- Giriş, İlk Günlük

2.7K 192 149
                                    

14 Nisan 2002

Çarşamba

"Sevgili günlük.

İlk defa buraya yazıyorum. Seni bir yıl iki günlüğüne terk etmiş olduğum için üzgünüm, kendi sebeplerim vardı. On üçüncü yaş günü hediyem olarak annemin seni bana verişini hala hatırlıyorum. O zamanlar onu günlerce görmezden gelmiştim, çünkü benim için Jongin'in havalı, kocaman oyuncak tüfeği yerine; demode, siyah deri kapaklı, sıkıcı, boş bir defter olan seni almıştı. Onun için fazla büyük olduğumu ve bir günlüğün yaklaşan ergenliğimi atlatmamda daha çok yardımı olabileceğini söylemişti. Buraya her şeyi yazabileceğimi, içimi dökebileceğimi söylemişti fakat o zamanlar onu dinlemezdim bile. Ne kastettiğini şimdi anlıyorum.

Bugün annemin cenazesi vardı. Göğüs kanseri teşhisi konulduğundan beri bir yıl oluyor ve iyileşeceğine dair bana sözler veren akrabalarımın ve arkadaşlarımın bana destek veren onca kelimelerinin ardından, sonunda beni terk etti. Keşke en sonunda göçüp gideceğini bilseydim, o zaman onları duymamayı tercih ederdim. Bu babamın kalbini de ciddi manada kırdı, şu an ben bunları yazarken babam hala ağlıyor. Her şeyin normale dönüp dönmeyeceğini ve bir gün yeniden mutlu olup olamayacağımızı bilmiyorum, çünkü annemsiz bir hayat normal değil işte. Genelde kulak asmadığım dırdırlarını ve uzun vaazlarını, arkadaşlarımla futbol veya basketbol oynadıktan sonra eve terli ve kir pas içinde döndüğümde beni azarlamasını özleyeceğim. Vücudumda ufak kesikler bulduğu her seferde çıldırırdı ve bunu kendim yapabiliyor olmama rağmen onlarla hemen ilgilenirdi. Ben bir bebek değildim, pekala. Ama şimdi buna alışmış durumdayım ve sanırım kendi yaralarımla ilgilenmek, şu andan itibaren üzücü olacak, eminim ki annemi hatırlayacağım. Babamdan bunu isteyemem tabii ki, bu cidden garip olurdu. Eskiden ben okula gitmeden önce annemin her sabah yaptığı gibi beni öpmesini de isteyemem. 

Buraya bu kadar çok yazdığım için üzgünüm, bu ilk seferim de. Kağıtlarını gözyaşlarımla ıslattığım için de özür dilerim, lütfen bana katlan, ağlak bebeğin tekiyim.

Ama şu anki tüm hüznüm ve kafa karışıklığımın ötesinde, karnımda uçuşan neşeli kelebekler hissediyorum, sanki hüzün denizimin içinde, bana hayatımın tüm bunlardan sonra bu kadar acılı olmayacağı umudunu veren bir mutluluk damlası gibi bir şey sanki. Niye biliyor musun ? Tahmin et ! Doğru ya, sen yalnızca bir deftersin.

Onunla tanıştığım için. 

Adı Luhan, annesi ve güzel gözleri ve tombul yanaklarıyla bana ponçik, tontiş hamsterları hatırlatan, Minseok adındaki sevimli arkadaşıyla annemin cenazesine geldi. İkisi de on sekiz yaşındalar; benden dört yaş büyükler. Oraya ilk geldiğinde onu görmüştüm, Luhan hyungu, ve yetişkin bir oğlan için gerçekten güzel olduğunu düşündüm. Diğer herkes gidene kadar orada annesi ve Minseok hyungla oturdu, beni neşelendirdi ve birbirimizi tanımıyor olmamıza rağmen bana çokça dokundu fakat pek de umursamadım sanırım.

O bir melek, ondan çok hoşlandım."

-----------------------------------------

*Luhan'ın ağzından*

O çarşamba sabahı, annem alışılmışın dışında olarak beni erkenden uyandırdı, gözleri kızarık ve suluydu. Çabucak kalktım ve ona ne olduğunu sordum, ve eski arkadaşlarından birinin onu arayıp eşinin vefat ettiğini söylediğini anlattı. Anneme onu tanıyıp tanımadığımı sordum ve hayır demesine rağmen, yine de hızlıca kalktım ve kendimi temizledim. Düzgünce giyindiğim esnada Minseok, en iyi arkadaşım, kapıya gelmişti. Defalarca zili çaldı ve ben de dış kapının sürgüsünü açtım.

Oh Sehun's Diary [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin