Chepter 5

2.5K 166 134
                                    


Bi çok ses, insanı rahatsız edebilir. Araba kornaları, sokak hayvanları, belki bir ayyaş, bunlardan bazılarıydır.

Ne varki Louis'i rahatsız eden ses bambaşkaydı. Normal hayatta duyabileceğiniz bir ses değildi. Bu bir çeşit şey gibiydi... Şey... Tıslama.

Elbette -muhtemelen- uzandığı bu rahatsız zeminde gözlerini açtığında güvende olmayacaktı. Bunun bilincindeydi.

Zihni sesler tarafından iyice işgal edilmişti. Suratını buruşturarak gözlerini açmaya çalıştı.

Görüşü bulanıktı. Net belirginlik yoktu. Sağ elini yumruk yaparak gözünü ovuşturdu. Daha belirgin bi görüş açısı oluşturduğunda kendine, derin nefes nefes aldı ve tam tepesine bakmaya başladı.

Tepesine bakıyordu çünkü ; Demir bir zeminde boylu boyunca uzanıyordu. Heryeri, özellikle boynu ağrıyordu.

Gözleri net görüntü kazandığında daha iyi anlamıştı, ne konumda oldugunu.

Tavanı oldukça yüksek bir deponun tam ortasındaki kare şeklinde demir parçasında uzanıyordu. Daha tuhafı neydi biliyor musunuz?

Kendisinden muhtemelen 10-15 m. Yukarıda olan delikli demir kafesti.

Ve o kafes... Boş değildi.

Louis şimdi anlıyordu, onu karanlık uykusundan uyandıran lanet tıslamalar o kafesten geliyordu.

Lanet kafesin içi ince uzun, sarı-siyah yalanlarla doluydu.

Vücudunun ve boynunun ağrısına aldırmadan ayağa kalktı bi hışımla.

Titreyen bacaklarının üzerinde durmaya başladığında, kafasının üzerindeki tıslamalar arttı.

Hızla kafasını tepesindeki yılan dolu kafese çevirdi.

Neden o hareket ettiginde, kafeste haraket etmişti?

Bulunduğu yerin zeminine baktı. Demirdi ve ya çelik. Sanki deponun tam ortasına, kafesinde tam altına koyulmuş sert bir halı gibiydi. Yerine sabitlenmemişti. Neden?

Sonra gözü kenarlarına kaydı. Geniş kare şeklindeki demir parçasının kenarlarında, kalın halat ipleri bağlanmıştı.

Başını arkasına çevirdi. Evet. Dört yanından, dört halat ipiyle bağlanmıştı. Havaya kaldırmak istercesine.

İyide neden-- siktir! . Tabi ya! İplerin gidişatı doğrultusunda mavi gözleri yukarı doğru tırmandı.

Aman tanrım... İpler o kafese bağlıydı. Kafesin aşağı bakan kapağını tutuyorlardı. Nasıl?

Dediğim gibi; ipler yerdeki demir zeminim uçlarına bağlıydı. Diğer uçlarıysa yukarıda, içerisinde en az 15 farklı cinste yılanı bulunduran kafesin ağzına bağlıydı.

Kafesin ve aşağıdaki zeminin boyutları aşağı-yukarı aynıydı. Kalın ipler kafesin tepesinden içine sokulmuş ve parmaklıklı demirlere bağlanmıştı.

Bu sayede kafesin ağzı kapalı duruyordu. Yerdeki zemine verilen ağırlık sayesinde, kafesin kapağı tutuluyordu. Bir çeşit ip cambazlığı gibi bi'şeydi.

Fakat Louis'i korkutan asıl şey şuydu. Burdaki, o kafesin kapağının kapalı kalmasını sağlayan zemin, üzerinde durduğu zemindi.

Kapak tutulsun diye demir zemine bırakılan ağırlık Louis'di...

MONSTER (L.S)Where stories live. Discover now