14.Bölüm ''AŞKIN TARİFİ''

987 122 4
                                    

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın, kar tanelerim:)))

Amber Run, 5AM

Mabel Matiz, Gel

Pinhani, Beni Sen İnandır

14.Bölüm

''AŞKIN TARİFİ''

Dünya, adalet terzisi gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dünya, adalet terzisi gibiydi. Dünyada iyiler olduğu kadar kötüler de vardı. Bazen iyilik ağır basardı bazen de kötülük. Dostlarımız olduğu kadar düşmanlarımız da vardı. Yanımızda olup bize yol gösteren, koruyup kollayan ve yaralarımızı saran dostlarımız varken; bizi alaşağı eden, kanlı pençeleriyle bizi yaralamaya fırsat kollayan düşmanlarımız da çoktu.

İnsanın en büyük düşmanı, kendi içindeki uyuyan o kötülüktü. Eğer o kötülüğü susturup ona uymazsan iyi insan olurdun, eğer kötülüğe uyarsan ve kötülüğün iyiliğinden ağır basarsa kötü insan olurdun.

İçimizdeki Şeytan demiş Sabahattin Ali. İnsan, kendi içinde durmadan hesaplaşır durur. Neyin hesabını bilmeden, yolun sonunu ararken gözünün önündekini görmeden sürekli arar durur bir şeyleri içinde. İnsan, içindeki kurtları derhal defetmek ister lakin kurtların nereden geldiğini ve ne için içini kemirdiğini bilmez, bilmek istemez. Bir kulağına fısıldanan vesvese, onun içindeki şeytandır, kendisinin ta kendisidir. İnsan, ne yaparsa kendisine yapardı. Kuruntuları dağ yapar, sonra dağı eşeleyerek yok etmeye çalışır çaresizce ve en sonunda yorulur, kaybederdi.

İçimde dağ ettiğim hesaplar şimdi ruhumun üzerine koca bir gölge düşürüyordu. Halbuki güneş hala tepemdeydi, benim için yeniden doğmuştu. Fakat öyle bir dağ oluşturmuştum ki üzerime, güneşin ışıkları artık bana vurmuyordu. Gündüz vakti karanlıkta kalmıştım.

Büyüdükçe içimdeki dağ da büyümüştü, karanlığım da takip etmişti beni. Zemheri bir zifiri karanlığın soğuk duvarları arasında güneşin aydınlattığı hayatı kapı deliğinden izliyordum. Gözüme çarpan küçük ışıkla nefes aldığımı fark ettiğimde çok geçti. Ama son değildi.

Üzerimdeki buzdan dağı eritecek bir güneş doğmuştu üzerime. Öyle şefkatli, huzur veren ve güvenli bir sıcaklığı vardı ki... Gülümsedim. Güneşin vurduğu orman yeşili gözleri kalbime anlattım. Kalbimin bu durumdan çoktan haber vardı.

Gözleri şaşkınlıkla irileşti ardından endişeyle kısıldı. Ne yapacağını bilmeden etrafına bakındıktan sonra hemen önümde durdu ve başını kalçama doğru eğip çatık kaşlarla kalçama bakmaya çalıştı. Bu haline gülmemek için dudaklarımı bastırdım.

''Nasıl oldu? Nasıl battı camlar kalçana? Hem neden klinikte söylemedin ki, steril bir ortamda çıkarılmaları gerekiyordu?!''

Onun aksine sakince soludum. Omzuna elimi bastırdım yanıma oturması için. Gözlerime bir bakış atıp yanıma oturdu, merak ve sinirle gözlerime baktı.

SOĞUK MEVSİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin