5.Bölüm ''KIŞ RÜZGARI''

1.4K 174 8
                                    

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın, kar tanelerim:)))

Sting, Shape Of My Heart

Sertap Erener, Koparılan Çiçekler

5. BÖLÜM

''KIŞ RÜZGARI''

Sabahın ilk ışıkları, İstanbul'un betondan zeminine dökülmeye başlamıştı. Şafak söküyordu, sabah oluyordu.

Üzerimde dün giydiğim kıyafetler vardı. Gece vakti yağmur yağdığı belli olan ıslak kaldırımlara acelesiz adımlar atıyordum. Dün gece, terk edilişim ardından yaşamaya başladım evde kalmıştım. Asla kokusu silinmeyen ve gece boyunca rahatsız hissetmeme neden olan o yatakta... Kablolu kulaklığımdan kulağıma çalan şarkıyı hissederek güneşin doğuşunu izliyordum. Biliyorum ki maçalar bir askerin kılıçları. Biliyorum ki sinekler savaşın silahları. Biliyorum ki karolar bu sanat için para anlamına geliyor. Ama hiçbiri kalbimin şekli değil, diyordu şarkıda. Shape Of My Heart, şarkısını tekrar ayarında birkaç kere daha dinledim. Bu tarza şarkılar dinleyerek metro istasyonuna gelmiş ve üç vesaitle Beşiktaş'taki evime varmıştım.

Sonunda güneş doğmuştu. Yine de sabahın erken saatleri olduğu için Pelin'in uyanma imkânı yoktu. Mete'nin bana hediye ettiği son model telefonumdan saate baktım, sabahın sekiziydi. Çantamdaki anahtarı çıkardım ve gürültü çıkarmadan eve girdim. Tahmin ettiğim gibi Pelin odasında uyuyordu. Odama yöneldim ve üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup çıplak halimle koridora çıkıp hızla banyoya yöneldim. Üzerime sinen geçmişin kokusunu silmek için arındırıcı bir duş aldım. Havluma sarılıp dişlerimi de fırçaladıktan sonra banyodan çıktım. Birden önümde beliren bedenle yerimde sıçradım ve biraz da bağırmış olabilirim.

''Ödümü kopardın, Pelin!'' Bir elim kalbimin üstüne gitti. Topuz yaptığı saçları dağılmış, neredeyse saçının yarısı topuzundan firar etmişti. Üzerindeki ince şortlu pijaması ise kaymıştı.

Pelin'in mahmur bakışları yüzümden yere düştü ve bir şeyi arar gibi yaparak, ''Kopan ödün nereye düştü?'' dedi, uykulu sesiyle. Yaptığı esprisine –yapamadığı- göz devirdim.

''Günaydın,'' dedim, havlumu bedenimde tutmaya devam ederek.

Bakışları beni buldu. ''Günaydın, erken gelmişsin.''

''Kaçtım.'' dedim, sadece. O da anladı. Babaannemde kaldığımı biliyordu.

Pelin, banyoya girdiğinde bende siyah penye bir tayt ve üzerine de rahat sweat giydim. Her zaman üşüyen ayaklara sahip olduğum için de siyah bir çorabı da ayaklarıma geçirdim. Pelin duştayken mutfaktaki küçük masaya kahvaltı kurmaya başladım. Bu sırada telefonumdan karışık şarkıların bulunduğu şarkı listesini açmıştım. Bildiğim ve bilmediğim şarkılar çalarken kahvaltıyı hazırlamış ve üç yumurta haşlamıştım. Mete, her an damlayabilirdi. Çay da demlenmişti.

Bu sırada çalan kapıyla sırıttım.

Hızla kapıya yöneldim ve kapıyı açtım. Kapı pervazına dirseğini yaslamış, başı biraz öne eğik ve alttan alttan seksi bakışlar attığını sanan Mete karşımdaydı. Üzerindeki deri ceket pozundan dolayı yukarı kalkmıştı ve içindeki beyaz tişörtünün eteği sıyrılmıştı. Çok da dar olmayan siyah pantolonuyla aslında iyi görünüyordu. Mete, kıvırcık saçları ve bebek yüzüyle çocuksu bir yakışıklığa sahipti. Uzun ve ince ama yapılı bedeni ise albenisini arttırıyordu. Samimice gülümsedim.

SOĞUK MEVSİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin